Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '12

 
Kategori
Anılar
 

Hocacı mı, Paşacı mı?

Hocacı mı, Paşacı mı?
 

1977-1978 öğretim yılında ilk görev yerim olan Geriçam Köyü’ne atandım. Geriçam o yıllarda Kale’ye bağlı, Beyağaç’ın ilçe yapılmasından sonra da oraya bağlanan şirin mi şirin, güneyi ve güney doğusu ormanlarla kaplı, halkı tarım, hayvancılık ve orman işçiliği ile geçinen, ilgili, bilgili, sorumluluk sahibi, çalışkan, konuksever insanlardan oluşmuş bir köyümüz.

Köyde herkesin sevdiği bir Çiçek dayı yaşıyordu. Çiçek dayı hemen her gün sarhoş, içki içmediği gün geçmiyor ki onu ayık gören olsun. Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitmenlik yapmış. Evinde o yıllardan kalma çok sayıda kitabının olduğu ve hala da okumaya çalıştığı biliniyor. İyi bir Atatürkçü. Kendine has uslubuyla sık sık İstiklal Marşımızın sözlerini mırıldanırdı. “ Korkma da sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak”

Biz köyün öğretmenleri olarak nerede isek o da yanımızda olmaya çalışırdı. Bir gün Halil adlı öğretmen arkadaşım, beni kastederek; “ Çiçek dayı, bu arkadaş hocacı” deyiverdi. Çiçek dayının kafası iyi, yüzünü gözünü iyice buruşturur öyle konuşurdu; “ Öğretmen bey seninle bi görüşelim” dedi bana. Beni Erbakancı biliyordu artık. İki aya yakın zaman beni her gördüğünde aynı sözleri tekrarladı durdu.

Gene köy kahvesinin önünde bulunduğumuz bir sırada, “ Öğretmen bey” dedi ama daha o sözünü tamamlayamadan ben; Çiçek dayı, arkadaş sana şaka yaptı. Paşacıyım ben paşacı, İsmet paşacı, dedim. Dememle birlikte Çiçek dayının “ Aslanım benim” diyerek bana sarılması bir oldu.

Cumhuriyeti, Atatürk devrimlerini yaşayarak özümsemiş o sempatik ihtiyarın gözlerindeki ışıltıyı anımsadıkça hala duygulanır, gururlanırım. Cumhuriyeti, Türk halkının yüreğinden söküp atabilmenin mümkün olamayacağını düşünür ve savunur dururum. 

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..