Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '15

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla şükür konusunda sohbet…

Hocayla şükür konusunda sohbet…
 

uludagsozluk.com


“Hayırlı Cuma’lar hocam”

“Hoş geldin evladım. Senin de Cuma’n hayırlı olsun”

“Nasılsınız hocam?”

“Allah’a şükür evladım. Sen nasılsın?”

“Sağ olun hocam. Ben de iyiyim.”

“Bugün neler soracaksın bakalım?”

“Hocam, şükretmek konusunda biraz bilgi verir misiniz? Kuran’da bu konuda ayetler var mı?”

Bakara suresinin 152. Ayeti şöyle der;

Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.

“Peki hocam Peygamber efendimiz  şükür konusunda neler demiş?”

“Peygamberimiz (s.a.s.) dilinden ise şükür konusunda şu dua dökülür evladım.

“Allahım! Seni anıp, zikretmek, nimetine şükretmek, sana en güzel şekilde kulluk etmek için bana yardım eyle!”

“Peki hocam sadece bu şekilde bir  niyaz yeterli midir?”

“Elbette ki şükür konusunda, sadece bu niyaz ile yetinmemiştir Allah Resulü. O, her daim Rabbinin ikramlarına, hamd ve şükürle yaşamıştır. O’nun verdiği nimetlere duyduğu minnettarlıkla, her daim Rabbine yönelmiştir. Allah’ın mağfiretine, ebedi nimetlerine mazhar olmasına rağmen, sabahlara kadar ibadetle meşgul olmasının sebebini soran Aişe validemize, Kutlu Elçi’nin verdiği şu cevap ne kadar da anlamlıdır:

“Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı ey Aişe?”

“Ama bazı insanlar Allah’ın verdiği nimetlerin farkında değiller? Değil mi hocam?”

Alemlerin Rabbi, bizi mükerrem bir varlık olarak yarattı. Varlık aleminin sayısız nimetlerini önümüze serdi. Bizi, bütün bu nimetlerden yararlanabileceğimiz duyu ve yeteneklerle donattı. Sonra da, hangimiz daha hayırlı ve güzel işler yapacak diye, bizi sınamak için dünyaya gönderdi. Bizler, bu dünyada birer misafiri. Misafiri olduğumuz bu alemin her yerinde, Allah’ın nimetlerini görüyoruz. Her lokmada O’nun ikramlarını tadıyor, her nefeste O’nun bize bağışladığı hayatı yaşıyoruz.

“Hocam Allah’ın verdiği nimetleri insanlara daha iyi nasıl anlatabiliriz?”

“Şöyle bir örnek verebiliriz evladım. Bir an için duralım ve son birkaç saatimizi düşünelim. Bu birkaç saat içinde, sahip olduğumuz nimetleri şöyle bir hatırlayalım. O nimetlerin her biri ile nasıl buluştuğumuzun muhasebesini yapalım. O nimet, toprağın derinliklerinden çıkan bir ağacın meyvesi ise, Allah onu çeşitli aşamalardan geçirerek bizim için yaratmıştır. Eğer o, bir damla su ise, Allah onu okyanuslardan bulutlara, bulutlardan yeryüzüne indirmiş, nihayet bardağımıza kadar bizim için getirmiştir. Eğer o bir ışık ise, Allah onu göklerin derinliklerindeki güneşten bize göndermiştir. Yüce Rabbimizin ikramını gördükten sonra bir bakalım, bütün benliğimizi kaplayan o şükran duygusu bizi nerelere göterecek? İşte o zaman Rabbimizin bize bağışladığı bunca nimet arasında şükretmenin ayrı bir yeri olduğunu göreceğiz.

“Peki hocam, her nimetin, şükür dışında da bizim üzerimizde yapmamız gereken sorumluluklar var mıdır?”

“Olmaz olur mu evladım? Şüphesiz her nimetin bir şükrü ve beraberinde getirdiği sorumluluklar vardır. İyi bilelim ki, şükretmek sadece “Elhamdülillah, Yarabbi çok şükür” demekten ibaret değildir. Şükür, her nimeti, Allah’ın razı olacağı şekilde değerlendirmektir. Bedenimizin, aldığımız her nefesin, aklımızın, gençliğimizin, zenginliğimizin, ilmimizin ve nihayet bütün bir ömrümüzün kendine has bir şükrü vardır.

“Bu şükürler nelerdir hocam?”

“Bedenimizin şükrü, onu yaratılış hikmet ve amacına uygun olarak kullanmaktır, zararlı alışkanlıklar ve boş uğraşlarla onu israf etmemektir. Aklımızın ve ilmimizin şükrü, bildiğimiz hakikatleri öncelikle kendi hayatımızda tatbik etmek ve başkalarına da öğretmektir. Gençliğimizin şükrü, sahip olduğumuz enerjiyi hak, hakikat, adalet ve insanlığa hizmet uğrunda tüketmektir. Zenginliğimizin şükrü paylaşmaktır; inakta bulunmaktır, muhtaç, mağdur, mazlum kardeşlerimize el uzatmaktır. Ömrümüzün şükrü, onu bize lütfeden Rabbimizin rızasını kazanacak bir hayat sürmektir.

“Bazı insanlar görüyorum ki hocam, kendileri çok fakir, çok zor durumda olmalarına rağmen yine de şükrediyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?”

“Allah, herkese şükretmesine vesile olabilecek imkanlar lütfetmiştir. Bu imkanlar farklılık gösterebilir. Yeter ki bu farklılıklar karşısında tamahkâr değil, kanaatkâr, engin bir ruha sahip olabilelim. Kaldı ki Resul-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz de sahip olmamız gereken bu ulvi meziyete şu hadisiyle işaret etmektedir.

“Maddi anlamda durumu sizden daha kötü olanlara bakın; daha iyi olanlara bakmayın. Bu Allah’ın size verdiği nimetleri küçümsememeniz bakımından daha uygun olur.”

“Ne kadar doğru bir tavsiye hocam.”

“Öyleyse şükür bir gönül, bir yürek bir kanaat işidir. Şükür, kulluk bilincinin en güzel tezahürlerinden biridir. Nice varlığa rağmen dili ve gönlü şükür yoksunu kimselerin varlığı bir hakikattir. Buna karşılık maddi anlamda çok fazla kazanımı olmayan ama şükürle müzeyyen bir dil ve gönül ehli kimselerin varlığı insanlık adına hepimizi mutlu etmektedir.

“Peki hocam şükretmek nimetleri arttırır mı?”

“Evet evladım, unutmamak gerekir ki, şükür, nimetleri arttırır. İsyan ve nankörlük ise mahrumiyete sürükler. Yüce Mevlamız bu hususu bize şöyle haber verir.

“Andolsun şükrederseniz elbette size nimetimi arttırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.

“Peki hocam, şükür konusunda ne şekilde dua etmemizi önerirsiniz.?”

“Allah, beni yaratan ve bana doğru gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda da bana şifayı Allah verir. O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır. O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni sâlihlerin arasına kat”

“Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Tekrar hayırlı Cuma’lar”

“Sana da hayırlı Cuma’lar evladım. Allaha emanet ol.”

“Siz de Allah’a emanet olun hocam. Hoşçakalın”

“Gülegüle evladım.”

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..