Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '07

 
Kategori
Felsefe
 

Holistik tıbbi araştırmalar ve bireyin yükselen değeri

Salt hastalık belirtilerinin tedavisiyle yetinilmeyip aynı zamanda onun yaşam tarzının ve ruh halinin de iyileştirilmesini gözeten tıbbi yaklaşıma verilen ad imiş Holistik Tıp. Japonya’da bir gurup doktorun bir araya gelerek Japon Holistik Tıp Topluluğu adıyla bir birlik kurmaları sonucun da bu akım Japonya’da yayılmaya başlamış.

Tıpta, yalnızca çıplak gözle görülebilene inanmanın ötesinde dikkatleri ruhun önemine açan bir yaklaşım tarzı olduğu söyleniyor. İnsan bedeninin esasının su olduğu ve şuurun da ruh olduğu kabul edilerek suyun bedende yumuşak biçimde akışını sağlayan yöntemlerin diğer tıbbi yöntemlerden üstün olduğu anlayışına dayanıyor esası. Sevginin iyileştirici gücünden ve negatif güçleri ortadan kaldırıp bedene dinçlik ve sıhhat kazandırdığı, insanlara yaşamak için sebepler verildiğinde bundan hem ruhlarının hem de bağışıklık sistemlerinin güçlendiği anlatılıyor uzun, uzun. Ruhu kasıp kavuran, beyni yiyip bitiren negatif duygu ve düşüncelerden kurtulabilmenin formülü olarak titreşim ilkelerinden faydalanabilme becerisi gösteriliyor. Negatif duygunun tam zıddı olan duygu devreye sokulursa iki zıt dalganın kombine edilmesiyle negatif duygunun yok olacağı varsayılıyor. Bu metodun homeopatide de kullanıldığı; suya, çok az miktarda zehir içeren toksin katıldığın da bu çözeltinin tedavi edici bir nitelik kazandığı belirtiliyor. Günümüz doktorlarının bir filozof gibi yalnızca bedenin hasta parçalarını iyileştirmekle yetinmeyip insan şuurunu sağaltmaya başlamaları gerektiği anlatılıyor.

Konu benim uzmanlık alanımın dışında, bu nedenle her hangi bir değerlendirme yapmak üzerime vazife değil. Ben yalnızca standart düşünce kalıplarının ötesine taşan eğilimlere bakıyorum. İnsanlar hangi gerekçelerle yaygın olarak kabul görmüş bakış açılarının dışına çıkarlar? Bunda yeniliğe duyulan özlem mi, öğrenme içgüdüsünün sınır tanımayan coşkusu mu? Yetişilen kültürel ortamlar mı yoksa kişisel tercihler mi etkili olmaktadır? Bunlara cevap arıyorum.

Holistik Tıbbi yaklaşımlar olarak ortaya konulan değerlere baktığımda bunların herhangi bir yenilik getirmediğini düşünüyorum. Mesleki prensiplerine içten sadakatle bağlı hangi doktor hastasının moral değerlerini gözetmez? Hastalıkların üstesinden gelinmesinde yaşama tutkusu ve sevgi dilinin önemini göz ardı eden doktorumuz var mıdır? Vücuttaki kan dolaşımı niteliğinin sağlığımız üzerinde ne derece belirleyici olabileceğini ön göremeyen insan kalmış mıdır? O halde belki de Hipokrat döneminden beri bilinen şeyler hangi gerekçeyle bir ilkmiş gibi kaleme alınır doğrusu anlamak zor.

Suyun Gizli Mesajı isimli kitap, her şeye rağmen okunur nitelikte. Elime aldığımda okuyup okumama konusunda çok tereddüt ettim ama bilinenleri kendince, akıcı bir üslup içinde aktarıyor yazar. Tek yenilik, su kristallerinin muhteşem görüntüsü. Suyun, dalga boyu enerjiyi çok iyi iletebildiği ve suyun eğer yanlış anlamadıysam bir nevi bir hafızaya sahip olduğu iddiası.

Yaşamı kavramaya, tanımlamaya yönelik yenilikçi çabalara tamamen kulak tıkamamalıyız. Yeni şeyler öğrenilemese de en azından zihni egzersizler yapılarak zindeliğimiz muhafaza edilmiş olur.

 
Toplam blog
: 177
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

1965 Almanya doğumluyum. Atatürk üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olup, öğretmen olarak çalışm..