Hoş geldin! Ya şehr-i Ramazan

“Ramazan ayı, o, öyle bir aydır ki, o ayda insanlara doğru yolu gösteren ve açık ayetleri içine alıp hak ile batılın arasını ayıran Kur’an-ı Kerim nazil olmuştur.
İmdi sizden ramazan ayında hazır bulunan, o ayın orucunu tutsun...” (1)

İslam dininin beş şartından biri olan Oruç tutma ibadetinin vakti olan ramazan ayına gelmiş bulunuyoruz. Yukarıda belirtilen Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere Kur’an-ı Kerim ramazan ayında nazil olmaya (vahy olunmaya-inmeye başlamış) başlamış ve 23 yılda tamamlanmıştır.

Ayrıca Cebrail Aleyhisselam Ramazan ayının her gecesinde, Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’i ziyaret ederek Kur’an-ı Kerim’i karşılıklı okuyarak mukabele etmişler yani, Cebrail (A.S.) okumuş, Efendimiz (S.A.V.) dinlemiş, Efendimiz (S.A.V.) okumuş Cebrail (A.S.) dinlemiştir. Günümüzde kadar süregelen mukabele geleneğinin çıkış noktası da budur.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in bir Hadis-i Şerifinde de buyurduğu üzere; “Herhangi bir Müslüman Ramazan-ı Şerif orucunu, farziyetine inanarak ve sevabını Cenab-ı Allah’tan dileyerek tutarsa onun geçmiş tüm günahları af ve setrolunur (gizlenir-kapanır) ” (2) buyurarak tutulan ramazan orucunun niyet ve samimiyetine dikkat çekmiş bulunmaktadır.

Manevi önderlerimizden İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat isimli
eserinde, Ramazan ayını şöyle anlatmaktadır; “Bu ayın, Kur’an’la
çok ciddi münasebeti bulunmaktadır. Kur’an’ın bu ayda
inmesinin hikmetlerinden biri de budur. Ramazan ayı bütün
hayır ve
bereketleri özünde toplamaktadır. Bütün bir sene boyunca
insanın mazhar olabileceği hayır ve bereketlerin hepsi bu
ayın bereketli denizinden
bir damladır. Bu ay içinde oluşturulan birlik ve beraberlikler,
yıl boyu sürecek birlik ve beraberliklerin sebebi ve çekirdeğidir.
Bu beraberlik sadece insanlarla ve dostlarla değil Kur’an’la,
ibadet-ü taatla ve
zikirle olan beraberliklerdir”. (3)

Oruç tutmak; sadece sahur ve iftar arası iki organı (mide ile cinsi organı) şehvetten korumak, yani yemek, içmek, ve cinsi münasebetten sakınmak demek değildir. Zira aynı zamanda gözlerimizi harama kapatmalı-dilimizi kötü sözlerden korumalı-gıybet ve dedikoduyu da duymamalıyız.

Oruç aynı zamanda sorumluluk bilincini de geliştirir; oruç, insanlara tasarrufu öğreten önemli bir disiplindir. İstediği şeyi ve aklına geldiği zaman yapmamayı da öğretir.

Oruç gerek fert ve gerekse toplum açısından büyük bir nefs terbiyesini içerdiği gibi, aynı zamanda midenin ve bedenin dinlenmesiyle sıhhi ve tıbbi olarak vücuda ait bir takım faydaları bulunan bir beden eğitimini de kapsamaktadır.

Bu vesile ile MB Blogta yazan büyük-küçük tüm blogdaşlarımın Ramazan-ı Şerif ayını tebrik ediyorum...

Ya Rabbim; Sen bizleri yarın itibariyle yaşamımıza dahil olacak olan Ramazan-ı Şerif ayını layıkıyla yaşayıp, kurtuluşa erenlerden olmayı nasip eyle İnşaallah...

DİPNOT:
1-Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi, Ayet No:185.
2-500 Hadis. Hadis No: 421.
3-Mektubat, C: 2, s: 237.