Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

HSYK’da neler değişiyor ve yüksek yargıçlar neden direniyor?

HSYK’da neler değişiyor ve yüksek yargıçlar neden direniyor?
 

Yargıyı siyasetçiler, AK Parti değil yaşları 40 civarında olan 1 inci sınıf Hakim ve Savcılar ele ge


Anayasa değişiklik paketinde en fazla tartışma Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu hakkında yapılacak değişikliklere odaklamış görünüyor. 

Bizde muhalefet iktidarın her yaptığına karşı çıkmak olarak algılandığı için muhalefet partilerinin karşı çıkışını anlıyoruz. Ama Yüksek Mahkemelerin yargıçları da ayakta.

Yargıtay Başkanı ve HSYK Başkanvekili her gün demeç üzerine demeç vererek kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. 

CHP, MHP, Yargıtay Başkanı ve HSYK Başkan vekilinin ortak açıklamasına göre Ak Parti hükümeti Yargıyı ele geçiriyor. 

Bir kişinin bu eleştiriyi getirmesi için Anayasa değişiklik önerisini hiç okumadan konuşması, mevcut durumu bilmemesi veya milletle dalga geçiyor olması gerekir. 

HSYK’nın mevcut yapısını ve değişiklik önerisini birlikte okuyarak herkes kendi karar versin.

Mevcut durumda HSYK 7 kişiden oluşuyor. Bunlar Adalet Bakanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, 3 Yargıtay’dan, 2 Danıştay’dan üye…Yargıtay Genel Kurulu 9 üye, Danıştay Genel Kurulu 6 üye belirliyor ve Cumhurbaşkanı bu adaylar arasından 3 Yargıtay, 2 Danıştay’ın temsilcisi olarak kurula atıyor…. 

Anayasa tasarısının teklifi şöyle:HSYK 21 kişiden oluşuyor. Adli Mahkemelerde görevli 1inci sınıf Hakim ve Savcılar kendi aralarından 7 üye seçecek, İdare Mahkemesinde görevli 1inci sınıf Hakim ve Savcılar kendi aralarından 3 üye seçecek, Yargıtay Genel Kurulu Yargıtay üyeleri arasından 3 üye, Danıştay Genel Kurulu kendi üyeleri arasından 1 üye seçecek, Türkiye Adalet Akademisi kendi üyelerinden 1 tane üye seçecek, Cumhurbaşkanı Yükseköğrenim kurumlarında hukuk, iktisat ve siyasal bilim dalında görevli doçent ve profesörler, üst kademe yöneticileri ve 20 yıldan fazla avukatlık yapmış avukatlar arasından 4 üye seçecek, ve Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı müsteşarı ile sayı 21 e tamamlanacak. 

İster eğri oturun ister çömelin ama doğru konuşalım…

Anayasa teklifine göre AK Parti HSYK’yı ya da Yargıyı nasıl ele geçiriyor ki? 

21 kişinin 10 tanesini 1inci sınıf Hakim ve Savcılar kendi aralarından seçecek, 4 tanesi Yargıtay ve Danıştay tarafından kendi üyelerinden üstelik şu anda olduğu gibi Cumhurbaşkanı aracılığıyla değil doğrudan seçilecek, 1 üye Türkiye Adalet Akademisi tarafından kendi üyeleri içinden seçilecek… 

Etti mi size Yargı’da görevli 15 kişi… 

Yani 21 kişinin 15 i halen Mahkemelerde görevli Hakim veya Savcılardan oluşacak…. 

Cumhurbaşkanı 4 üye seçecek ama bu üyelerin kimler arasından olacağı sınırlı.Üstelik bu gün eski Ak Partili Abdullah Gül Cumhurbaşkanı ama sonra Ahmet Necdet Sezer gibi birinin Cumhurbaşkanı olamayacağı ne malum? 

Hadi diyelim ki Cumhurbaşkanı 4 tane AK Parti’li atadı, bir Bakan bir Müsteşar etti mi sayı 6… 

Şimdi biri bana Hükümet’in siyasetin HSYK’yı nasıl ele geçireceğini anlatsın ki ikna olayım.. 

Üstelik oran bile aynı… 

Mevcut HSYK da Yargı siyaset oranı 5 / 2… 

Teklifte 15 / 6; matematik bilenler bu oranı sadeleştirirse yani her iki sayıyı 3 e bölersek yine oran 5 / 2… 

Değişen ne? 

Üstelik şu anda HSYK’nın kendi binası kendi sekretaryası, kendi bütçesi yok..Ama değişiklik teklifine göre HSYK kendi bütçesi, kendi personeli, kendi binasına kavuşacak, ayrıca adalet müfettişleri Adalet Bakanlığından alınıp HSYK’ya bağlanacak, müsteşar toplantıya gelmese de karar verebilecek…

Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, HSYK Başkan vekili, CHP Başkanı ve bir kısım şahıs neden bağırıp çağırıyor?… 

Bunlar bizimle dalga mı geçiyorlar? 

Yargının bu değişiklikten mutlu olması gerekirken karşı çıkmasının sebebi ne? 

İşin özeti şu: Yüksek yargıçlar yaşları 40 civarında olan 1inci sınıf Hakim ve Savcılar’a ellerindeki gücü bırakmak istemiyorlar…  

Yargıtay ve Danıştay Başkanlar Kurulu -ki toplam sayıları 45 kişi- oturuyor HSYK’ya 5 kişi seçiyor.. 

Sonra HSYK nın bu üyeleri Yargıtay ve Danıştay üyesi olacak Hakimleri atıyor. 

Yargıtay üyesi olmak için kriter ne? 

HSYK’nın onayını almış olmak…. 

HSYK üyesi olmak için kriter ne? 

Yargıtay ve Danıştay Daire Başkanı Hakimlerin onayını almış olmak… 

Yani, al gülüm ver gülüm… 

Teklif ne getiriyor? 

Atık Yargıtay-Danıştay Başkanlarının egemenliği tarih oluyor. 

Hakim ve Savcılar kendilerini yönetecek 21 HSYK üyesinin 11 tanesini doğrudan seçecek.. 

Yargıyı siyasetçiler, AK Parti değil yaşları 40 civarında olan 1 inci sınıf Hakim ve Savcılar ele geçiriyor aslında… 

“Yargı kuşatılıyor”, “AK Parti ele geçiriyor”, “siyasallaşıyor” diyenlerin ne demek istediğini anladık değil mi? 

Anayasa değişikliği gerçekleşirse Türkiye’mizin her ilinden görevdeki 1inci sınıf Hakim ve Savcılar kendi aralarından demokratik bir seçimle 10 üye seçecek. 

Yargıyı kuşatan siyasetçiler, Hükümet değil 1inci sınıf Hakim ve Savcılar… 

Ele geçirecek olan onlar… 

Yargıtay, Danıştay ve HSYK daki mevcut “kast sistemi” yani "Yüksek Yargıçlar Cemaati" egemenliğini değişiklik ile 1inci sınıf Hakim ve Savcılara devredecek mecburen. 

Yüksek Yargıçlar dünyayı ve Türkiye’yi anlayamadıkları için beyhude bir direnişin, çabanın içinde millet adına karar vermelerine rağmen millet ile aralarına duvar örmeye devam ediyorlar.

Yüksek Yargıçlar sahip oldukları "Efendi Psikolojisi" yüzünden okumakta zorlandıkları bir gerçek Türkiye’nin artık çok sesli olduğudur. 

Efendilere karşı ülkemizin diğer insanları da söylemler geliştirmekte ve projeler üretebilmektedir; hatta efendilere çok tuhaf gelse de demokrasiye , hukukun evrensel ilkelerine, çağdaş insan hak ve özgürlüklerine içtenlikle inanmakta ve üstelik bunu talep etmektedirler. 

Efendilerin anlamak istemedikleri bu süreç aslında Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği ve ilk adımlarını attığı Türk modernleşmesinin içerisinde kentlileşen bir toplumda kendi burjuvazisini kuran Anadolu’nun ve orta sınıfın aşağıdan yukarıya yükselen daha gelişmiş demokrasi, daha ileri bir hukuk talebidir. 

Efendi psikolojisine sahip Cemaatin kızgınlığı belki de demokratikleşme ve hukuk alanında atılan adımların kendi elleriyle ülkenin diğer insanlarına tepeden aşağıya bir “lütuf-ihsan” olarak değil de aşağıdakilerin yukarıdakilerden “talep” şeklinde gerçekleşmesidir. 

Efendilerin kurguladığı paradigma tersine dönmüştür bu yüzden. 

“Bu millete bir şey gerekliyse biz getiririz!” zihniyetinin eseri olan sosyal ve toplumsal ilkelere aykırı biçimde yanlış kurgulanmış sistem Efendilerin zamana, bilime, iletişime, bilgiye, çağdaş değerlere uyum sağlayarak değişim, gelişim ve dönüşüm gerçekleştirememeleri sonucunda kaçınılmaz olarak duvara toslamıştır. 

Hak ve özgürlükler , hukuk ve demokrasi yarım ağız bir dudak servisi olarak Efendi psikolojisindekilerin millete sunduğu oylama kavramları olmaktan çıkmış ve milletin gerçek ve reel talepleri haline gelmiştir. 

Efendilerin Psikolojisindekilerin Cemaati dünyadaki değişimi fark edemediği gibi Türkiye’mizin ve insanlarımızın geçirdiği değişimi de içinde bulundukları büyük bir fikir tembelliği ile ıskalamaktadırlar. 

Oysa ülkemizde yaşanan değişim sarsıntıları/sancıları sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda tezahür eden semptomlarıdır. İçinde bulunduğumuz süreç gel-gitler yaşansa da daha fazla demokrasi ve daha fazla hukuk yönündedir. 

Bu nedenle Türkiye’nin gittiği yön karanlık değil tam tersine olabildiğince aydınlıktır. 

Artık Efendi Psikolojisinin ürettiği paradigmanın dışına çıkıp dünyada ve ülkede neler olup bittiğine yakından bakmanın zamanı gelmiştir. 

Bunun başlangıç noktası ise hukukun, özgürlüklerin ve demokrasinin yanında olmak; temel ilke olarak seçilmişlerin atanmışların üzerinde olduğunu kabul etmek ve daha yansız/güçlü bir yargı için mücadele etmektir. 

Sözün özü anlayana Mustafa Kemal Atatürk'ün sözüdür:"Memleket ve millet hizmetinde pişuva olmak isteyenlerin ilham membaı milletin hakiki hissiyat ve amalidir.Bizim zikre şayan bir hareketimiz varsa o da milletin hissiyat ve temayülatına, varlığına temas etmekten ibarettir.." 

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..