Hüsnü Mübarek ve kafes

Mısır eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in yatalak bir şekilde ve kafes içinde, kolunda serumla mahkemeye çıkarılması Amerika tarafından verilen önemli bir mesaj. 

Yakın geçmişte Irak eski Devlet Başkanı Saddam’ı da televizyonlardan çok izledik. Ama sağlam ve dik duruşu ile farklıydı. 

Otuz yıl ülke yönetmiş, dünyanın en eski uygarlığını üstünde taşıyan bir ülkeye uzun yıllar liderlik yapmış birine suçu ne olursa olsun yapılan ağır bir muamele. 

Kafesle verilen mesaj belli. Başta Libya Lideri Kaddafi olmak üzere, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ve diğer sıradaki bölge liderlerine gözdağı. 

“Bir liderin mahkemeye çıkıp yargılanması Arap ülkelerinde bir ilk. Bu demokrasi ve gelecek için güzel.” 

“Keşke o mahkemede olsam da yaşasın adalet diye bağırsaydım.” 

“Umarım Kaddafi de bir gün benzer bir kafesin içine girer.” 

Kin ve öfke dolu bu sözler bazı Araplara ait.NYT’den alıntı. 

“Kısasa kısas” düşünce ve eylemi daha çok doğuda yerini buluyor. Duygusallık eyleme dönüşünce ve fırsatını verince elin adamı rezil ediyor, lider mider tanımıyor böyle. 

Bir de yargısız infaz. Suç henüz hukuken ortaya çıkmadan ceza verme . 

“Dün ne idin, bu gün ne oldun” sözü günümüzde devlet başkanları düzeyinde uluslar arası boyut kazanıyor. Adam gibi adalet önüne çıkarma yok. Yaka paça, hasta hasta, yaşa başa bakmadan kolunda serum, altında sedye ile sürüne sürüne. 

Hani insan hakkı? 

Nerede eski dostluklar, samimi sözler, medya önünde dünyaya verilen pozlar? 

Her şey geçmişte kalıyor. 

Dış ilişkiler çıkar üstüne. Bu gün dost yarın düşman.Ya da tersi. 

Kullan kullan işin bitince at. 

Daha sırada kimler var, hep beraber izleyeceğiz.Hüseyin Seyfi