Siyasi sonradan görmeler

Siyasi sonradan görmelerde çoğu zaman gözlenen davranışları Dürdane ile Abidin’in konuşmalarından ele alalım bu kez; 

Dürdane,  

“Siyasi sonradan görmeler, politika içinde yoğrulup pişmeden, halkı ve onun gerçek sorunlarını kavrayamadan rastlantılar içinde yükselen küçük veya büyük mevkilerde yer etmiş politikacılar olarak düşünülebilir.” 

Abidin,  

“Böyle birdenbire çıkışlar o kadar kolay mı?” 

“Şansı yürüyorsa, şartlar getiriyorsa neden zor olsun?” 

“Nasıl bilinir siyasi sonradan görmeler?” 

“Bunlar, başta dokunulmazlık olmak üzere, yasaların ve imkanların kendilerine verdiği yetkiyi hiç esnetmeden bazen de aşarak sonuna kadar kullanırlar.” 

“Diğer özellikleri?” 

“Argo kullanırlar, küfre varan sataşmalarda bulunurlar. Havalı yürürler.” 

“Dış görünüşleri nasıldır?” 

“Her mevsimde takım elbise giyerler. Ağustos sıcağında bile. Siyah gözlük meraklarıdır. Kimsenin kendilerine yan bakmasını istemezler. Kendilerine karşı hafif ses çıkaran olsa, basarlar kalayı. Her şeyi ben bilirim, en iyisi benim havasındadırlar." 

“Peki bilirler mi?” 

“Keşke öyle olsa. Görünüşte anlamadıkları bilmedikleri konu yoktur. Her şeye fikir yürütürler, her şeyi bilir görünürler. İki kişiyi bir arada görmesinler , durmadan konuşurlar, konuşurlar. Konuşma genelde bilinen konulardır, gereksiz yere uzatırlar. Oysa, bilen insan, en iyisi benim, en iyi ben bilirim havalarına girmez. Bilen, alçak gönüllüdür, mütevazidir. Bilgi, bilen insanın davranışlarındadır.” 

“Siyasi sonradan görmelerin başka özellikleri?” 

“Aşırı baskıcı ve despotturlar. Kendilerine güvenleri olmadığından kuşkucudurlar. Bu yüzden eldeki imkanlarıyla çoğu kişinin canını yakarlar. Hoşgörü adına bir şey yoktur davranışlarında. Bu durum, okumadıklarından, kalemle defterle ilgilerinin olmadığından ileri gelir.” 

“Parayla pulla araları nasıldır?” 

“ Siyasi sonradan görmeler kendi paralarını harcamada çok cimridirler.Sosyal aktivite, seyahat, okumak, müze ziyaretleri, sanat sergileri, sinemalar onlar için angaryadır. Bu yüzden, henüz ülkelerini gezip görmeden ve tanımadan ortaya çıktıklarından, ellerindeki devlet fırsatlarını sonuna kadar kullanarak, devlet kesesine büyük bir aç gözlülükle çoluk çocuk, kavım hısım seyahat etmeyi çok severler.” 

“ Medya ile ilişkileri nasıldır siyasi sonradan görmelerin?” 

“Can alıcı bir nokta bu sorduğun. Bayılırlar medyada görünmeğe. Bu yüzden sivri demeçler verirler, açıklamalar yaparlar. Kendileri ile röportajlar yapılsın isterler. Poz verirler. Medya onları bir süre es geçince patlarlar medyaya görünmek için. Sivri konuları bulurlar, konular gerçek olsun olmasın önemi yoktur onlar için, bu yüzden sık sık pot kırarlar. Gündemde kalmaktan hoşlanırlar.” 

“Pozun sahtesi nasıl oluyor?” 

“Bebek alır kucağına, çocuklara çikolata, oyuncak dağıtırken resim çektirir. Yardım pozları içinde resimler çektirir.” 

“Burasını pek anlayamadım. Varsın çeksinler resimlerini. Nasıl haber yapacaklar resimsiz?” 

“Resimlerdeki pozları film çevirir gibi verirler. Sonradan görmelik resimler, doğal akış içindeki olayların resimlerinden ziyade, medyaya vermek için, çoğu kez planlanmış bir tür propaganda ve sahte figürlerdir .” 

“Çantalarının taşınmasından, kapılarının açılmasından hoşlanırlar mı?” 

“Bayılırlar, onların çanta taşıyıcıları da memnundur yaptıkları işten. Çünkü o iş için yaratılmış sanırlar kendilerini” 

“Sanata nasıl bakarlar?” 

“Sanattan anlayan ve onunla özde ilgilenen kişi sonradan görme davranışları içinde değildir. Rüzgar ne yandan eserse o yana savrulurlar. Sonradan görmenin oburluğu içinde aç gözlüdürler. Bol keseden atarlar. Mevki veya makamın geçici olduğunu idrak edemezler. Anadan atadan kendilerine o makamın verilmiş olduğuna inandırırlar kendilerini. Bulundukları mevki ya da makamı kaybettiklerinde ağaçtan düşmüşe dönerler.” 

“Başka?” 

“Gerisini okuyuculara bırakalım.” Hüseyin Seyfi