Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '19

 
Kategori
Bilim
 

İbni Sina

           Doktorların Sultanı olarak bilinen, eserleri Avrupanın üniversştelerinde altı yüzyıl temel kitap olarak okutulan dahi bir doktor. Hastalık yayn küçük organizmalar, civa ile tedavi ve yöntemleri, Pasteur'e ışık tutması, dış belirtilere bağlı olarak teşhis koyma ve aynı zamanda botanik ve zooloji ile ilgilenmenin yanı sıra fizik ve jeoloji ile de ilgilenmiş, hatta jeolojinin babası olarak ta bilinir. İbni Sina günümüz Özbekistan'ında yer alan Buhara yakınlarında Afşana kentinde doğdu.

            İbni Sina, Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimini aldı ve değişik konular üzerine 240'ı günümüze gelen 450'ye yakın makale yazdı.Elimizde bulunan makalelerin 150'si felsefe, 40'ı ise tıp üzerinedir. En ünlü iki eseri Kitabü-ş Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun f'it Tıp (Tıbbın Kanunu) eserleridir.

           Tıp ve Doğabilim üzerine çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-ibane'si aracılığıyla Aristotales felsefesini ve metfiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Yunna filozofların ve anadolu Doğacılarının yaptıklarını büyü bir titizlikle incelemiştir.

            İbni Sina ilk olarak 997 yılında tehlikeli bir hastalık geçiren emiri iyileştirdikten sonra yanında çalışmaya başlamıştır ve emir'in verdiği tüm kaynaklardan olabildiğince faydalanmaya çalışmıştır. Yirmi iki yaşında babasını kaybetti. 1004 yılında içerisinde bulunduğu Samani Hanedanı sona erdi. Gazneli Mahmut'un teklifini geri çevirerek batıda Ürgenç'e gitti. Buradaki vezir bilim dostuydu ve ona az da olsa bir maaş bağladı. Horasan'a kadar bölgeyi adım adım dolaştı İbni Sİna. Hazar denizi yakınında ki Gorgan'da eski bir arkadaşına rastladı ve onun yanına yerleşti. Burada mantık ve astronomi dersleri vermeye başladı. Kanun kitabının başlangıcıda bu döneme rastlar.

            Daha sonra Rey'de ve Kazvin'de çalıştı. Yeni eserler yazmaya devam etti. İsfahan valisinin yanına yerleştikten sonra bunu öğrenen Hamadan emiri İbni Sina'yı yakalattı ve hapsetti. Savaş sona erdikten sonra Hamadan Emirinin yanında çalıştı ve kısa süre sonra da, İbni Sina, kardeşi, iyi bir öğrencisi ve iki köle ile birlikte kılık değiştirip şehirden kaçtı. Korku dolu bir yolculuk geçirdikten sonra çok iyi karşılandıkları İsfahan'a ulaştılar. İbni Sİna'nın son on yada on iki yılı Ebu Cafer'in hizmetinde geçti.

             İbni Sİna Çetin bir hastalığada yakalnmıştı ve güçlükle ayakta durabiliyordu. Hamedan'a vardığında önerilen tedavileri uygulamadı ve kendisini kadere teslim etti. Ölüm yatağındayken mallarını yoksullara bağışladı. Kölelerini azat ettti ve son günlerini sürekli Kur'an okuyarak geçirdi. 1037 haziranında Ramazan ayında elli yedi yaşında vefat etti. Kabri Hamedan'dadır.

             İbni Sina'ya göre metafiziğin temel konusu, ''vücudu mutlak'' olan Allah ile yüce varlıklardır. Vücut ( var olan ) üçe ayrılır : 

-Olası varlık yada ortaya çıkan ve sonra yok olan varlık,

-Olası ve zorunlu varlık ( tümeller ve yasalar evreni, kendiliğinden var olabilen ve bir dış neden sayesinde gerekli olan varlık )

-Özü gereği gerekli olan varlık ( Allah ).

               İbni Sina Allah'ı ''Vahdet-i Vücud'' yani '' Varlığı zorunlu Olan '' olarak belirtir ve bu fikir ona hastır. 

 

 

 
Toplam blog
: 46
: 54
Kayıt tarihi
: 31.12.18
 
 

İnsanlar yaşamları boyunca bir çok şeylerle karşılarşırlar ve bunları nasıl yöneteceğini bazen çözü..