İçinde olmayan ahlakı sokakta bulamazsın.

Bu ara gündem kadınların kahkaha atması veya atmaması ile çalkalanırken, bende birkaç cümle yazmadan geçemeyeceğim. Böyle bir konunun siyasi malzeme olması da ayrıca utanç verici. Tamam, bu sözler büyüklerimizden, dedelerimizden, çevremizden duyduğumuz sözler ama devlet adamlarının ağzından açık açık telaffuz edilmesi benim için şaşırtıcı. Zaten ülkemde hangi kadın şöyle ağız dolusu gülebildi ki? Gülenlere de bu zihniyetteki insanlar tarafından hadleri itinayla bildirildi! Ne yazık ki. Bence, kadının kahkahasını iffetsizliği değil yaşamın iksiri olarak kavramalı öncelikle. İnsan (Kadın-Erkek)  kahkaha atar atmalıdır da bundan tabi ne olabilir. Bazı eylemler vardır ki, göründüklerinden ya da bizim için ifade ettiklerinden çok daha fazla öneme sahiptirler. Kahkaha atmakta bunlardan biridir. Bakınız, kahkaha atmanın bize psikolojik ve fizyolojik açıdan etkileri nelermiş.

"Bilimsel olarak gösterilmiş ki, gülme esnasında vücuttaki birçok kas uyarılmakta, ağrı ve acıya tolerans artmakta olup, otonom sinir sistemine etki yapılarak stres hormonlarının salınımı olumlu yönde değiştirilmektedir. Kahkaha esnasında karın kasları gerilmekte ve bu gerilme karın bölgesinin düzleşmesinde ciddi bir etki göstermektedir yani kahkaha atmanın formda kalmak yönünde fizyolojik etkisi de bulunmaktadır. Hatta araştırmalara göre, mutlu insanlar, mutsuz insanlara göre daha zayıf ve daha formdadır. Bunun ana nedeni ise gülme eyleminin yemeğe olan düşkünlüğünü azaltmasıdır. Mutsuz ve depresif insanlarda yeme eğilimi artmakta, zaman zaman kontrolsüz hale bile gelebilmektedir. Gülme eylemi sosyal bir olaydır. Gülmek, samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. Beyindeki güvensiz duygusu azalır ve benlik saygısı yükselmeye başlar.
Karşı cinse ve diğer insanlara güçlü bir özgüven mesajı taşır. Mutluluk, diğer duygular gibi, davranış ve düşüncelere karşı bakış açısını etkiler.Mutlu olmak, gülümsemek ve hatta kahkaha atmak; insan hayatında öyle sihirli sonuçlar temin etmektedir ki, bu sonuçlardan mahrum kalmamak adına mutlu olabilmeyi başarmak için çabalamak önemlidir."

Kadın, içinden gelerek doğal gülümsüyorsa istediği kadar sesli gülsün bunda ne gibi bir tahrik olabilir ki? Herkes kendisinden sorumludur. Bırakın artık insanlara namus nutukları vermeyi. Herkes kendi namusunu kendisi düşünsün. Ülkemde halledilmesi gereken o kadar çok sorun var ki kadına dair. Öncelikli olarak bunları halledin. Hala namus temizlemek adı altında öldürülen, şiddet gören, sesi çıkmayan, küçük gelin edilen, iş yerinde, sokakta vs. tacize tecavüze uğrayan kadınlar var bunlara çözüm bulun. Bu kadınlar her şeyden önce birer anne! Bir kişinin yüzünün gülebilmesi, yüzü gülen bir anneye bağlıdır. Bir toplumda güzel günler görmek istiyorsanız, kadına saygı gösterilmeli, mutlu edilmeli. O anneler ki yarının çocuklarını yetiştirecek. Sağlıklı, mutlu nesiller istiyorsak kadın gülmeli! Kadın mutlu olmalı! Herkesin namus bekçiliğini yapmayı bir kenara bırakıp, o anneleri işyerinden çocuklarına daha erken kavuşturacak sistemler geliştirilmeli. Hali hazırda var olan sorunlar halledilmeli, olaylar yaşanmadan önlenmeli.

 Bol kahkahalı günler dileğiyle…

Bu şiir muhafazakâr bir adamdan, Faruk Nafiz’den …

"gönlünü sal sevince, 
düşünme fazla ince. 
oku, vakti gelince, 
bahtına meydan, kızım.
...
gül mateme uzaktan, 
ne çıkar ağlamaktan? 
sen ayrılma şafaktan, 
geceler zindan, kızım.

neş'eli ol, neş'eli, 
varsın desinler deli! 
eğlenmeli, gülmeli 
her gün, her zaman, kızım. "

Sevgiyle Kalın...