İçinden "umut" g.b.y (2)

halbuki umut; -doğum-

gökkube yarılıp,
gökyüzü açılıp,
kemik ve etten
köprüden,

sırattan daha sırat, çürükten daha çürük ip

umut;

çürük tahtalar, çürükten daha çürük tahta yollar
en yüce mabet, huzur geride, içeride taşlı yollar
hayat,
taze uçurumun üzerinden bizi karşıya yollar

tüm vücudumu saran anne suyunun dayanılmaz güveni ve nemi,
çığlıklar, gökgürültüleri,
dünya boşlukta, havası, suyu, sesi,
öylece girerim içeri

ayaklarımızdan tutarken, dünyayı ters yüz ederken.. gelirken

havaya ilk sörfü yaparken, tenimizin ürpertisinden.. gelirken

öncesinde, hep beyaz kalacak annemizin sütü dudaklarımıza gelirken

sonrasında tanışmıştık ilk ıngalarımızı dinler içeri gelirken.

denize yüzmeye alıştırılan birer çocuktu babamız, yaşıma gelirken

derin denizde tutarken bizi, ellerimizi, umuttu babamız, yaşıma gelirken

bırakıp gittiğinde, ilk öğretmene, kalabalık gürültüye, yaşıma gelirken

bilenemeyen bir harf, yenilen ilk tokat, öğretmenin kırmızı elinden,

izi yüzümde, yediyi yarım geçe, okul yaşıma gelirken.

umut değildi yalnız, hayal de yanındaydı artık; ilk, okulda tanıdım kurmayı hayali, yedi yıl geçmiş geleli
kırılan umutlarımızın tamirini o yapardı; hayalperestti, prensti, prensesti, yedi yıl geçmişti geleli
umut her yolda bırakışlarında o gelir teselli ederdi; hayal et derdi, yedi yıl olduydu geleli
yarın olmazsa bile hayaldi dersin, üzülmezsin, daha yeni geldin, derdi, yedi yıl geçmişti geleli.

güçlü ayaklar, güçlü eller, güçlü nefes, güçlü ses, güçlüydü hayat, güçlü hayatı tut!
hayallerim
büyürken,

küçülendi umut..