Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Seçim
 

İki olayla Türkiye’nin fotoğrafı…

İki olayla Türkiye’nin fotoğrafı…
 

Birinci olayımız İstanbul’daki reklâm panolarına saldırı. 

Bu yüzyılda kendini gelişmiş bir ülke diye tanıtan bir ülkede bu tür bir olayın olması son derece şaşırtıcıdır. Ancak ne yazık ki bu da ülke gerçeklerimizden. Birileri resimlere saldırıyor. Neden? Sakın kimse din, inanç falan demesin. Dinde böyle bir şey yok. Toplum hayatında herkesin senin gibi yaşayacağı diye bir şeyde yok. O resimler hoşuna gitmiyorsa bakmazsın. Haaaa, eğer “benim karım, kız kardeşim özenirde alırsa” diyorsan, o senin sorunun. Demokratik, laik bir ülkede kimsenin ahlak polisliğine soyunması mümkün değildir. Ancak ne yazık ki, bu zavallıların oylarına tamahen bu tür olaylara davetiye çıkarılıyor. Bunun adı ise dinsel faşizm’dir. Dinsel söylemler ile ona buna saldıranlar bilmelidirler ki faşizan davranışlar içindedirler. Şunu çok iyi bilmelidirler ki, kendilerini kullananlar işleri bittiğinde, kirli bir kağıt parçası gibi buruşturup atacaklardır. Zira peşinden koştukları güçler bu konuda daha fazla ileri gidemezler. Buna patronları izin vermiyor. 

 

İkinci olayımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun at üzerinde verdiği röportajda ilgi çeken bazı noktalar. Aile sigortası veya diğer vaatleri hep biliyoruz, ancak bir konu var ki kafaları çok karıştırıyor. Sayın başbakan, bel altı bel üstü demeden meydanlarda muhalefete saldırıyor. Ama nedense Sayın Kılıçdaroğlu ile televizyona çıkamıyor. Başbakanı dokuz yıldır tanıyoruz artık. Eğer en ufak bir fayda sağlayacağını bilse derhal kabul eder. Belli oluyor ki, ülke konularında çok eksikli, bu yüzden Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmak istemiyor. Saygı duyulur. Reportajın bir bölümü var ki çok ilgi çekici. Ertuğrul Akbay’ın Sözcü gazetesinde yayınlanan röpörtajının son bölümü şöyle. 

- “Sayın Kılıçdaroğlu, en büyük isteğiniz nedir? 

- Recep beyle yarışmak. Ama Recep bey benimle televizyona çıkmaktan korkuyor. 

- Sayın Erdoğan sizden neden korksun ki? Çırak (!) olduğunuz için sizinle televizyona çıkmak istemiyor herhalde. 

- Madem öyle, Recep beye buradan meydan okuyorum. Tv. ye çıkmaktan korkuyorsa, at yarışı yapalım… Yüzme yarışı yapalım… Yüzmeden de kaçarsa satranç oynayalım… Tavla oynayalım… Tarihten ekonomiye kadar bilgi yarışı yapalım. Sonuçta hangi dalda isterse karşılaşalım. Vatandaş da aramızdaki farkı görsün.” 

Ne dersin sevgili okur? Seçim öncesi şöyle iddialı bir yarış izleyebilecek miyiz. Çünkü bu meydan okuma hiçte yenir yutulur gibi değil. 

İzmir 2011-05-18 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..