Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '07

 
Kategori
Eğitim
 

İkinci cinayetini işleyen öğretmen

Haftanın ilk günüydü. Saat sekiz gibi görevimin başındaydım. Yöneticilik böyledir işte. Herkesle beraber işe gelirsiniz ve herkesten daha geç çıkarsınız. Gece yarısı da aranabilirsiniz hafta sonları da. Eğer bu durumdan rahatsız olacaksanız yöneticilik gibi bir tercihiniz olmamalı.

Henüz masama yeni oturmuştum. Sekreter telefonda:

“Personel genel müdürü arıyor efendim” dedi.

“Hayırdır inşallah, bağlayın” dedim.

Bu iyiye alamet bir durum değildi:

“Buyurun efendim.”

Personel genel müdürünün kızgınlığı ses tonundan anlaşılıyordu:

“Veli bey, senin öğretmenlerden birisi İlksan Öğretmenevi asansöründe ikinci cinayetini işlemiş. Haberin var mı?” dedi.

Ses tonundan rahatsız olmuştum:

“Sayın genel müdürüm. Benim ilimde yirmi bin öğretmen çalışıyor. Hangi öğretmen, ne zaman, nerede, ne yapmış bilemem ki.” dedim.

Olay hafta sonunda olmuştu. Gazetelere de yansımıştı. Ama bizim basın bürosu olayı atlamış, beni bilgilendirmemişti.

Canım sıkılmıştı. Derhal İki muhakkik görevlendirdim. Olayı incelemeleri emrini verdim. İnceleme ilerledikçe hikaye ilginç bir boyut kazanıyordu.

Anlaşıldı ki; bu öğretmen Tunceli İlinde çalışıyormuş. Bir gece sokakta yatmakta olan saf, kimsesiz bir adamı başını taşla ezerek öldürmüş. Yakalanmış, mahkemeye düşmüş, ruh sağlığı hastanesinden verilen “ceza ehliyeti yoktur” raporu üzerine salıverilmiş. Aflardan yararlanarak mahkeme kararıyla görevine döndürülmüş, ataması Adana’ya yapılmış. Öğretmen ilimizdeki görevine başlamış ancak davranışları görev yaptığı okul idaresinin dikkatini çekmiş. Öğretmenlik yapıp yapamayacağından şüpheye düşmüşler. Bunun üzerine öğretmen hastaneye sevk edilmiş, hastane “öğretmenlik yapamaz.” raporu vermiş.

Rapor üzerine öğretmenin res’en emekliliğine karar verilmiş. Okul müdürlüğünce bu öğretmenin zorunlu emekli edilmesine ilişkin yazı ilçe milli eğitim müdürlüğü kanalıyla il milli eğitim müdürlüğüne ulaştırılmış. Öğretmen okula uğramıyormuş. Ne okul müdürlüğü ne de ilçe milli eğitim müdürlüğü bu öğretmen ile ilgili yaptıkları yazışmaların sonucunu takip etmemiş. Aradan iki yıl geçmiş. Öğretmen de evrakları da unutulmuş.

Genelde bizim bürokrasi kendiliğinden bir işi sonuçlandırmaz. Evraklarınızı takip etmezseniz işiniz Allah’a kalmıştır. Tıpkı bu olayda olduğu gibi.

İl milli eğitim evrak bürosu, ilgili evrakı almış. Evrakı sağlık şubesine göndermiş, sağlık şubesi “evrak bizimle ilgili değil, teftişe verilmesi gerekir” demiş, teftiş;”hayır, biz işlemimizi tamamlamışız. bizimle ilgili değil, sicil şubesine verilmesi gerekir” demiş. Derken evrak sağlık, sicil ve teftiş şubeleri arasında mekik dokumuş ve ortada kalmış. Bir Allah’ın kulu da çıkıp işin önemini fark edip duruma el koymamış. Muhtemelen İlksan öğretmenevinde bu öğretmen tarafından ikinci bir cinayet işlenmeseydi evrak hala ortalıkta dolaşıyor olacaktı.

Maalesef memleketimizde topu başkalarının kucağına atma bürokratik bir gelenek olmuştur. Yönetim süreçlerindeki sürekli kesintiler ve yetersizlikler şefleri ve memurları ön plana çıkarmış, işler şeflerin ve memurların yetenekleri ve sorumluluk duyguları ölçüsünde yürütüle gelmiştir.

Durum değişmiş midir? Hayır aynen devam etmektedir. Değişeceğine dair hiçbir belirti de gözükmemektedir. Çünkü; siyasetin gündeminde böyle bir sorun şimdilik yok.

 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..