Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

İlan edilen ateşkes anlaşmasının bozulmasından az önce Filistin hakkında yazdıklarım.

İlan edilen ateşkes anlaşmasının bozulmasından az önce Filistin hakkında yazdıklarım.
 

İsrail Başbakanlık sözcüsü Ofir Gendelman Mısır'ın teklif ettiği ateşkesin bu sabah 09 00 itibariyle yürürlüğe girdiğini açıklamış.

Açıklama doğruysa, en azından bir süre Filistin'lilerin üzerine bomba yağmayacak çocuklar, gençler ve kadınlar ölmeyecek demektir.

Batı Şeria'da kaybolan üç yahudi yerleşimcinin cesetlerinin bulunmasını takiben (7 Temmuz 2014) başlayan saldırılarda 194 kişi hayatını kaybetti ve 1.400 kişi de yaralandı.

Durum buyken ne Amerikan Hükümeti'nden, ne de Avrupa Birliği'nden İsrail'i caydıracak ya da durduracak bir açıklama görmedik. Aksine onun haklılğını teslim eder anlamda beyanlar dinledik.

Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, "İsrail'in Gazze'de orantısız güç kullandığına dair kanıt görmedik" demiş İsrail'in, "kendi vatandaşlarını korumak için" kara harekatı düzenlemeye karar verebileceğini söylemişti. AB Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Kocijancic ise, "Gelişmeleri endişeyle takip ettiklerini" belirterek, Gazze'den İsrail'e "ayrım gözetmeksizin" roket atıldığı iddiasını dile getirmişti.

Görüldüğü üzere, ifadeler farklı da olsa her iki açıklama da İsrail'i koruyor. Aslında bu durum bize, İsrail saldırısıyla ilgili bilgilerin batıya, hangi kaynaklardan ulaştığını da anlatıyor. İsrail Başbakan'ı Netenyahu kendi medya organlarına verdiği beyanatta, "Hamas, roketlerle İsrail şehirlerini rastgele ve yoğun bir şekilde vurmayı seçti" şeklinde bir açıklama yapıyor. Yukarıdaki iki açıklamanın Netanyahu'nunkine ne kadar benzediğini anlamakta sanıyorum güçlük çekmiyorsunuzdur.

Şimdiye kadar, Filistin tarafından atılan füzelerin İsrail yerleşimlerinde bir yıkıma sebep olduğunu duymadık ve görmedik. Fakat bu füzeler bahane edilerek Filistin'de bir çok binanın yerle bir edildiğini ve 190'ın üzerinde Gazze'linin öldüğünü duyduk, gördük ve okuduk. Şimdi soralım. Acaba, bu Kassam Tugayları ya da benzeri Filistin örgütleri marifetiyle atılan füzeler ne işe yarıyor? Çok açık söylüyorum ki, bunlar tek bir işe yarıyor. İsrail'in, 'füze atılıyor' bahanesinin ardına sığınarak daha fazla Filistin'liyi öldürmesine...

İşin başka bir vechesi daha var. İlk intifada (ayaklanma) 1987 yılında başlamış, sonra 2005 kadar süren ikinci intifada gelmiş. Bu iki ayaklanma dahil olmak üzere demek ki, Filistin'de 27 yıldır devam eden bir asker taşlama operasyonu var. Yani Filistin'li çocuklar ve gençler bunca yıldır, donanımlı İsrail askerlerine taş vs. atıyor. Kim zarar görüyor? Gene Filistin'nli çocuklar, anneler ve babalar...

Hiç zarar veremeyen füzeler atmak, yıllardır öldüremeden ölünen bir savaşın içinde bulunmak ve bunu sürdürmek gerçekten marifet midir? Acaba bu hangi aklın ürünüdür? Galiba biz müslümanlar, saf yerine konup kullanılıyoruz ve bunun farkında değiliz. Ya da islam dünyası bir takım kuklalar tarafından idare ediliyor.

Biz de kalkmış bastırılmış, sindirilmiş, korkutulmuş, pıstırılmış ve teslim alınmış müslüman yöneticilerden cesaret bekliyoruz. Bunlardan, İsrail'e karşı ayağa kalkmalarını, "bu yaptığın zulümdür, katliamdır, otur bakalım yerine" demelerini umuyoruz. Mümkün mü? Derler mi? Diyebilirler mi? Hiç zannetmiyorum.

Batılının birisi, "Artık Avrupa'da Tanrı ölmüştür!" demiş, bir başkası da ona, "Hayır Tanrı ölmemiştir, Avrupa'lının vicnanı ölmüştür!" diye cevap vermiş. Evet bence de batılı politikacının vicdanı ölmüştür.

O yüzden onlara, "Batı Şeria'da cesedi bulunan üç yahudi ne kadar insansa, yerleşimciler tarafından yakalanıp yakılan Filistin'li de o kadar insandır. İsrail'li analar gibi, Filistin'li anaların da duyguları vardır. Tüm analar, evlatlarını kaybettiklerinde acı çekerler" demenin hiç bir yararı olmayacaktır. Ve onlar:

“Hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Bu öldürülen teröristlerin anneleri için de geçerli. Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler” diyen İsrail'li kadın Milletvekili Ayelet Shaked'e daha çok inanacaklardır.

Milletvekili bu sözleri infial halindeyken sarfetmiştir demek isterim ama sonradan özür dilediğini falan duymadım. Aslında bu ifadelerin yahudi toplumunun (en azından bir kısmının) vicdanında karşılığı olduğunu yadsıyamayız.

Zira, vekilin bu söyleminin yansımalarını yahudi yerleşimcilerin uygulmasında da görüyoruz. Onlar da gözlerine kestirdikleri evi, bahçeyi veya tarlayı sahibi olan Filistin'linin elinden zorla alıp, sahiplenebiliyorlar. Hangi insani ve vicdani değer buna cevaz veriyor doğrusu bilmiyorum.

Müslümanların, oruç tutmaları sebebiyle gündüzlerini aç geçirdikleri bir ayda, şehirlerinin üzerine bomba yağdırarak, evlerini yıkmak, hayatlarını çalmak hangi insanlık kitabına uygun düşüyor onu da bilmiyorum. Bizim bildiğimiz, bir mahalde cinayet işlendiğinde tüm şehir hedef alınıp katliama tabi tutulmaz. Failler aranır, bulunur ve cezalandırılır. Hadi İsrail, Gazze'ye saldırdı yaktı, yıktı öldürdü ve üç soydaşının intikamını aldı diyelim. Filistin'liyi bilinçli bir biçimde yakanlara kim ne yapabilecek?

Niyetiniz gerçekten problem çözmekse mutlaka kavgasız, dövüşsüz bir yol bulursunuz. Ancak amaç başkaysa binbir bahane bulur, kavgayı sürdürürsünüz. İşin doğrusu İsrail, çözüm veya barış istememektedir. Çünkü onun nihai amacı Filistin'i yutmaktır.

Filistin'liler artık, "boşluğa füze fırlatma ve tam teşekküllü askerlere taşla karşı koyma" gayretkeşliğinden, daha doğrusu boş yere ölmekten vazgeçmelidirler. Kendilerine bu aklı kim verdiyse/veriyorsa ondan yüz çevirmelidirler. Aralarından seçecekleri güvenilir temsilcileri dünyanın dört bir yanına salıp, kapı kapı dolaştırmalıdırlar. İşte bu elçiler ulaşabildikleri her yerde, İsrail'in kendilerine yaptığı zulmü, haksızlığı, hukuksuzluğu bir bir anlatmalıdırlar.

Umulur ki bir gün birileri onları anlayacak ve İsrail'e, "dur artık!" diyecektir.

Not: Daha yazım bitmeden İsrail Gazze'ye yeniden saldırı başlatmış. Kassam Tugayları, kendilerine barış anlaşması konusunda bilgi verilmediğini söylemiş!

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..