İleri “demokrasi”

İşin doğrusunu isterseniz öyle hemen herkesin tanımında anlaştığı bir demokrasi kavramı yok. 

Hem zaten demokrasi de biraz göreceli bir kavram. 

Göreceliden kasıt da kişiye, bulunduğu yere, konuma göre değişebilmesi… 

Yani herkese demokrasi gibi bir anlayışın tüm dünyada herhangi bir geçerliliği de yok… 

Bu nedenle demokrasiyi doğru tanımlamak, kanımca daha çok önem kazanmaktadır. 

Konuyu biraz örnekleyerek açıklamaya çalışırsak, sanıyorum çok daha kolay anlaşılacaktır. 

Eğer bir ülkede emekçiler özgürse, sermayedarlar özgür değildir. 

Bunu nasıl mı anlarız çok kolay, hem zaten gerek günlük basın, gerekse televizyonlar, konuyla ilgili yeterli malzemeyi hemen her gün önümüze koymaktadırlar. 

Özellikle işçilerin haklarını alma mücadelesi verdiklerinde sık sık cop, biber gazı gibi müdahalelerle karşılaşmaları artık vakai adiye’den olmuştur. 

Sıradan bir haber konumundadır. 

Ya onları kötü koşullarda çalışmaya mahkûm edenler… 

Onları zehirli atıklarla çalışmak zorunda bırakanlar… 

Gerekli güvenlik önlemi almayanlar… 

Tersanelerde bile bile işçilerinin ölümüne göz yumanlar… 

Sahi onlara neler olmaktadır bileniniz var mı? 

Doğrusunu isterseniz hiçbir şey… 

Bu güne kadar onlardan herhangi birinin, yaka paça gözaltına alındığını, karşı çıktığında copla engellendiğini gören var mı? 

Diyelim ki bütün bunların hiçbiri olmadı ya yargılanmaları… 

Aslında bu tür olayları ne gören, ne de duyan olabilir, çünkü böyle bir olay asla yaşanamaz… 

Peki, böyle bir durumda herkese demokrasiden söz etmek mümkün olabilir mi? 

Biraz devam edelim… 

Diyelim ki bir üniter devlette insanlar millet olarak tanımlanmaktadır. 

Böyle bir devlette insanlar arasında din, dil, ırk cinsiyet gibi ayrımlara yol açmak… 

Bu konuda örgütlenmek serbest olabilir mi? 

Bir üniter devlette hiç kimse kendisini azınlık, çoğunluk ya da kendi alt kimliğiyle tanımlayamaz… 

Dolayısıyla böyle bir devlette etnik kimlikler açısından değil, üniter yapı açısından bir demokrasi söz konusu olacaktır. 

İşin bir başka yönüne gelince… 

Burada sadece bizi değil tüm ülkeleri kastediyorum… 

Hem ülkede etnik bölücülük yapabilme özgürlüğü… 

Aynı zamanda üniter devlet ya da ulus devleti savunabilme özgürlüğü olamaz! 

İkisinden sadece biri özgür olabilir. 

İkisinin bir arada bulunması da asla söz konu olamaz… 

Onun için söylüyorum, bizim ülkemizde de işçiler üzerinde baskı yapılmakta ve etnik bölücülük yanlıları da alabildiğine özgür bulunmaktadırlar. 

Bu arada üniter devlet yanlıları nerede falan diye merak eden olursa, onu da söyleyim… 

Onlar hapiste…

25–08–2011
Nusret KEBAPÇI