Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İletişimin anlamı, aldığınız cevap kadardır.

İletişimin anlamı, aldığınız cevap kadardır.
 

Mevlana diyor ki : Söylediğin şey, karşındakinin anladığı kadardır.

Karşımızdakine ileteceğimiz mesaj, karşımızdakinin anlayış farkından dolayı istediğimiz şekilde ulaşmayabilir. Anlattığımız şeyler, ancak karşımızdakilerin anladığı kadardır. Bu nedenle bir kişiyle iletişim kurduğumuzda istediğimiz tepkiyi alamıyorsak, empatik bir tutuma girebilmeli ve o kişinin dünyasından olaya bakabilmeliyiz.

İletişimde genellikle bir kimsenin bir başkasına bilgi aktardığı varsayılır. Taraflardan biri kendisi için “anlamlı” bir bilgiye sahiptir ve karşı tarafın aktarmak istenilen şeyi anlamasını ister. Genellikle kişi “söylemek istediğini söylediği” zaman, iletişim sorumluluğunun sona erdiğini varsayar. Etkili iletişimciler konuşmayı bitirdikleri zaman sorumluluklarının sona ermediğini bilirler. Pratik açıdan bakıldığında aktardıkları mesajın anlatmak istedikleri değil, karşı taraf tarafından anlaşılan şey olduğunu bilirler. Genellikle bu ikisi birbirlerinden çok farklıdır. İletişimde karşı tarafın ne anladığı ve nasıl karşılık verdiği çok önemlidir

İnsanların birbirleriyle anlaşama nedenlerinden biri de, verilmek istenen mesajın, karşı taraftan nasıl algılandığıyla ilgilidir. Eşler, arkadaşlar, iş çevresi, sosyal çevre ile olan iletişimimizde, algılama farklılığı nedeniyle, incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerle çeşitli çatışmalar yaşanabilmektedir.

NLP, önvarsayımlarından biri de bu konuyu kapsar. İnsanlar birbirleriyle neden anlaşamazlar? Birçok nedeni var tabii ki… Ancak “empati” dediğimiz iç dünyanın tünellerinden geçemeden, iletişim çatışmalarının önüne geçmek zor oluyor…Empatiyi kısaca, kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyabilmek, onun iç dünyasını kısa bir süre için de olsa hissedebilmek, “aynı durumda biz olsaydık ne düşünür, ne hissederdik?” gibi sorulara yanıt aramaktır. Eve geç gelen bir aile bireyinin, evdekilerin aşırı tepkisiyle karşılaşması örneğini verebiliriz… Evdekiler, kişinin başına kötü bir şey geldiğinden aşırı derecede korkmuş olarak kişiyi azarlayabilir ya da kişinin eşini aldattığı düşüncesiyle aşırı tepki gösterebilir…Sonuçta geç kalan kişi, merak edildiğinden dolayı fırçayı yemiştir. Verilmek istenen mesaj, geç kaldığı için korkulduğu, ya da yanlış bir şey yaptığından kaynaklanan bir şüphe olabilir.. Eve geç gelen aile bireyi, belki de bir hediye almak için eve geç kalmış olabilir ya da belki de bir sürprizi vardır… En iyisi insanların birbirlerini iyi dinleyip iyi anladıktan sonra kararını vermeleri… Herkes aklına geldiği gibi mesajlarını karşı tarafa iletmeye kalkarsa, karşı taraf ta bunu yaparsa, iletişimden değil, kısaca ileti bombardımanlarından bahsedebiliriz. Bu durumda sağlıklı bir geri bildirimden bahsedemeyiz… Ötekinin nasıl düşündüğünü ve neler hissettiğini anlama gerekiyor… Öteki hakkındaki farklı perspektifler arasında kurabileceğimiz sağlam bir köprü, etkili bir iletişime kaynak teşkil edecektir.

 
Toplam blog
: 63
: 1536
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

1968 yılında Üsküdar'da doğdum.İlk-Orta öğrenimimi Almanya'nın Hof/Saale kentinde tamamladım.Lise ve..