İlk nükleer santral Ankara’ya kurulsun

Bugün TBMM genel kurulunda "Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı" görüşüldü. TRT3’de yayın yapan TBMM TV’de görüşmeleri izlerken geçen yıl yazdıklarımı anımsadım.

Geçen yıl 14 Nisan’da İnebolu listelerine kısa bir yazı yazmıştım (1):

"Merhaba İnebolu Dostları,
Simdi Sinop mu olacak yeni Çernobil... Oysa biz Karadenizliler sıramızı savmıştık Çernobil'e canlar vererek... Nükleer santral için iki yer önerim var: Ankara veya İstanbul..."

19 Nisan’da bu yazıma bir yanıt gelmişti:

"Demişsiniz ki iki yer önerim var Ankara ve İstanbul. Peki size sormak isterim bu şehirler bizim ülkemizin bir parçası değil midir? "

Hemen o gün bir yanıt yazmıştım:

"Merhaba,
Benim anlatmaya çalıştığımın çok iyi anlaşılamamış olduğunu görüyorum. Birincisi ben Nükleer santrallere karşı değilim. Yalnızca içimde şüpheler var.

1- Kaza olasılığını siz de düşünüyorsunuz, oysa Nükleer santral savunucuları böyle bir olasılığın olmadığı konusunda çok emin görünüyorlar. Ben de diyorum ki, madem bir tehlike yok, ne diye uzaklara kurmaya çalışıyorlar. Risk olmadığı konusunda o kadar eminlerse kursunlar Ankara veya İstanbul’un merkezine. Hatta biri Ankara'ya biri İstanbul’a... (Ben de Ankara'da yaşıyorum)

2- İşin bir de duygusal yanı var. Karadeniz olarak biz sıramızı savdık derken Karadenizliler olarak Çernobil’den gördüğümüz zararları anlatmaya çalışmıştım. Hangimiz son yirmi yılda o kötü hastalıktan bir yakınımızı yitirmedik.

3-En yeni teknoloji, en güvenli isletme, işi şansa bırakmayan çalışanlarla neden olmasın ama benim hiçbirine güvenim yok. Bizde en ucuz teknoloji, en uzun işletme olmayacağını kim garanti edecek."

Aradan geçen bir yıl içinde bu konuda görüşlerim değişmedi. Nükleer santral kurulacaksa, madem hiç bir tehlike bulunmuyor, ilk santralı Ankara’nın merkezine, ikincisini de İstanbul’un deprem riski en az olan yerine kuralım. Bu önerime karşı çıkacak olanlar bütün gerekçeleri sunsunlar ama hem "Nükleer santraller son derece güvenlidir" hem de "Şehir merkezinde olmaz" demesinler. Bir de şunu unutmasınlar: Artık Türkiye'de sivil toplum eskisi gibi sessiz değil.

(1) İnebolu’nun "inebolu" ve "inebolu-dagarcigi" adlarında 90’lı yıllarda kurulan ve hala aktif durumda iki haberleşme ve tartışma listesi var.