Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '14

 
Kategori
İnançlar
 

İmtihanı kazanan engelli sahabeler

İmtihanı kazanan engelli sahabeler
 

İmtihanı Kazanan Engelli Sahabeler


Zahir
Peygamber Efendimiz’in bazı bedenî kusurları olduğu için toplum içinde bulunmaktan tedirgin olan ve bu yüzden çölde yaşamayı tercih eden Zahir isminde bir sahabiye çölden bazı bitkileri toplayıp, Medine pazarında beraberce pazarlamayı önermesi ilginçtir. Pazardaki alışverişlerde Zahir’e yardımcı olan Peygamberimiz etrafına da “Zahir

bizim çölümüzdür, biz de onun şehriyiz” diyerek sürekli iltifatlarda bulunmuştur.

Hz. Abdullah Bin Mesud

     Engelli sahabiden kısa boyu ve ince bacakları ile dikkatleri çeken Hz. Abdullah bin Mesud’un bünyesinin tüm çelimsizliğine rağmen Kureyş müşriklerinin bulunduğu Kâbe’ye gitmiş ve orada alenî olarak Kur’an okumuştur. Büyük işkence gören İbn-i Mes’ud, iyileşir iyileşmez tüm uyarılara rağmen yine aynı kahramanlığı göstermiştir. Abdullah bin Mesud (r.a) nahif vücudu ve ince bacaklarıyla isminden çokça söz ettirmiştir. Muhteşem bir Kur’an ve ilim deryasıydı.

Hz. İmran Bin Hüseyin

     Son nefesine kadar bedenine giren müzmin bir hasta- lıkla yatalak ve bakıma muhtaç halde 30 yıl yaşayan Hz. İmran bin Hüseyin, “Nasıl dayanıyorsun bu acılara?” diyen arkadaşına, “Benim için sağlık ve hastalıktan hangisi Allah’ın hoşuna giderse, benim hoşuma giden de odur! Otuz yıldır kendimde büyük bir huzur buldum.” diyebiliyordu. Bu sabır sayesinde Hz. İmran öyle manevî makamlara erişecekti ki, meleklerin tesbihlerini işitir hâle gelecekti. Melekler de, teselli olsun diye kendisine her gün selam getirecekti.

Hz. Abdullah Bin Ümmi Mektum

    Âmâ olan Abdullah bin Ümmi Mektûm: Hz. Peygamber Mekke’de ilk iman edenlerden biri olan bu âmâ zatı, Medîne’ye halka Kur’an öğretmesi için göndermiştir. Medîneli Berâ bin Âiz -radıyallahu anhuma- diyor ki:

Bize ilk hicret eden kimseler Mus‘ab bin Umeyr ile İbn-i Ümmi Mektûm’dur. Bunlar (Medîne’de) halka Kur’an öğre- tiyorlardı. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 46)

Bunun yanında Hz. Peygamber değişik vesilelerle Medîne dışına çıktığı zaman, İbn-i Ümmi Mektûm’u yerine cema- ate namaz kıldırması için vekil olarak bırakmıştır. Bu görevin kendisine on üç defa verildiği nakledilmektedir. (İbnü’l- Esîr, Üsdü’l-ğâbe, IV, 264)

Nesibe Hanım

Nesibe Hanım, Uhud muharebesinde cephe arkası hemşirelik hizmetleri yapan bir sahabiydi. Ama Peygamberimiz’in müşkül durumunu görünce kadın haliyle onu korumaya koşmuş ve müşriklerle çarpışırken birkaç yerinden yara almıştı. Medine’ye döndükten sonra aldığı ağır yaranın tedavisi bir yılda ancak kapatılmış, Peygamberimiz de onu sık sık ziyaret etmiş, ona iltifatta ve özel dualarda bulunmuştur. Nesibe Hanım, Hz. Ebû Bekir zamanında ileri yaşına rağmen Yemame Savaşına aktif olarak katılmış, bu kez on iki yerin- den yara alarak bir kolunu kaybetmiştir. Ordu Medine’ye döndüğünde, Hz. Ebû Bekir bu kahraman hanımı ziyaret etmiş ve sonra ona beytül maldan maaş ödenmiştir.

Muaz Bin Cebel (r.a)

Ayağından sakattı. Peygamberimiz (s.a.v.) onu Yemen’e vali tayin etmiştir.

Amr Bin Cemuh (r.a)

Ayaklarından sakattı. Uhud’da ilk şehit olanlardan olacaktır. Şahadeti Efendimizi (s.a.v.) hayli sarsmıştır.

Abdurrahman Bin Avf (r.a)

Cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Uhud’ da aldığı yaradan dolayı sakat kalmıştı.

Amr Bin Tufeyl (r.a)

Bera bin Malik (r.a) hastalıklı bir bedenle hayatını sürdürmüştür.

İslam tarihinde Zemahşeri (ismi, Kasım bin Ömer, künyesi Ebu“l-Kasım, lakabı Allame Carullah“dır. Türk kökenli büyük tefsir alimi. Ayağının sakatlığını anlatırken; küçükken bir serçenin ayağını kırdım. Annem bana beddua etti. Bundan dolayı ayağımı kaybettim diye hikaye edecektir) imam Busiri (kaside-i Bürde’nin yazarı) engelli ve hasta vücutlara örnektir.

     Netice olarak; Peygamberimizin Zahir isminde sahabiye çölden bazı bitkileri toplayıp, Medine pazarında beraberce pazarlamayı önermesi engellilerin iş hayatında yer alması gerekliliğini vurguluyor. Hz. İmran bin Hüseyin, “Nasıl dayanıyorsun bu acılara?” diyen arkadaşına, “Benim için sağlık ve hastalıktan han- gisi Allah’ın hoşuna giderse, benim hoşuma giden de odur! Otuz yıldır kendimde büyük bir huzur buldum.” diyebiliyordu. Kitaplara, Ansiklopedilere sığmayacak de- ğerde olan bu değerli söze layık acaba günümüzde kaç insan Allaha bu şekilde sadakatle bağlı.

Bilemeyiz belki de engellilik onları sadakat noktasında zirveleştirmiştir.

 
Toplam blog
: 358
: 662
Kayıt tarihi
: 22.12.12
 
 

4 Aralık 1982'de Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde doğdu.Tavşanlı Fevzi paşa ilköğretim okulu,İmam h..