Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '07

 
Kategori
Kuş Gözlem
 

İnatçı bir kuşun öğrettikleri

İnatçı bir kuşun öğrettikleri
 

Bankta oturmuş, kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu. Hayallerine ulaşmış mıydı acaba? Düşündü, hiçbir hayalinin gerçekleşmediğini fark etti! Daha fazla umutsuzluğa kapıldı... Belki de kader bana gülmüyor veya beni unuttu diye içinden geçirdi.

Tam bunları düşünürken, ayaklarının ucunda beş tane kuş olduğunu gördü.Bu kuşların, kendinden bir şeyler beklediği belliydi.Sonra kuşlara dikkatlice bakarak elindeki simite göz diktiklerini anladı. O anda hayatta, her canlının yaşadığı sürece, bir şeyler beklediklerini düşündü.Belki de yaşama tutunmanın çaresi umut etmek ve beklentilerdi.

Eğer ben bu simiti kuşlara vermesem, beklentileri boşa gidecekti!Kim kazanacaktı bu simiti yemeyi?Ve beklemeye başladı.Beklerken de biraz acımasızca davrandığını farketti.Hepsine paylaştırabilirdi ama yapmadı.Sanki bu acımasızlığının onda bir şeyleri çağrıştıracağını anlamıştı.Hayatın kendisi acımasız değil miydi zaten?Tam bunları düşünürken beş kuştan üçünün sabrı kalmamış olacak ki uçtular.Ya bu iki kuş neden gitmemişlerdi peki?Uçan kuşların daha mücadeleci olduğunu düşündü.Onlar daha akılcı davrandı.Çünkü benim onlara yiyecek vermeyeceğimi anlamışlar ve başka yerlerde yiyecek aramaya gitmişlerdi.Kalan kuşlara daha bir öfkelendi!Kalan kuşlar tembellik yapmışlardı.Diğer kuşlar gibi yiyecek aramaktansa, burada kalıp elimdeki simitin onlara verebilme ihtimalimi bekliyorlardı.”Gidin sizde arayın, burada size yemek yok anlayın”dedi seslice, ve o sinirle ayağıyla bir hamle yaparak uçmalarını istedi.Bu hamleye bir kuşta karşılık vermiş ve o da uçmuştu.Sadece bir kuş kalmıştı.O kuşa dikkatli baktı!Bu kuş daha cılız ve daha küçüktü.”Güçsüzde ondan kaldı”dedi.Cesareti yoktu yiyecek aramaya diye düşündü.Onu da kaçırmak istedi.Aklınca hayata karşı dirençli olmayı öğretecekti bu hamlesiyle.Fakat her hamle yaptığında kuş biraz havalanıyor ve tekrar yere iniyordu.Gitmiyordu bir türlü.

İçinden, ”amma da inatçı bir kuş “dedi!Bekle bakalım, boşuna bekliyorsun, buradan sana ekmek yok diye hınzırca bir gülüş belirdi yüzünde.Sonra kuşla ilgilenmemeye başladı.Ama kuş hala oradaydı.Sanki adamın ilgisini çekmek için bir şeyler yapıyor, kanat çırparak kendisine bakmasını istiyordu kuş.Hafifçe havalanıyor, ve daha da yakınına konuyordu.Adam kuşa bakmıyor görünüyor ama göz ucuyla da kuşun hareketlerini takip ediyordu.Merak etmeye başlamıştı , bu inatçı ve küçük kuşun hareketlerini!Bunu yaparken de kendi kendine gülmeye başladı.”Bunca sorunum varken uğraştığım şeye bak dedi.”Galiba delirmeye başladım diye garipsemişti kendini.Ve yine başa dönerek hayatla olan anlamsız kavgalarına döndü tekrar.Hayat bana hiçbir istediğimi vermedi demeye başlamıştı ki, kuş bir anda havalandı ve yanına kondu.”Neyine güveniyorsun sen, zorla kendine zarar verdireceksin”git artık başımdan rahat bırak ta düşüneyim diyecekti ki, en iyisi biraz simit vereyim de beni rahat bıraksın, kendimle kalmak istiyorum dedi.Bir parça simit koparıp kuşun önüne koydu.Kuş simidi yedikten sonra uçmadı, hala orada bekliyordu.Kuşu kaçırmak istememişti.Çünkü simidi yerken kuşu izlemek hoşuna gitmişti.Ve bir parça daha simit koparıp kuşa verdi.Kuşta bu sırada daha da fazla yaklaşmıştı adama.Bu inatçı kuş adamın hoşuna gitmişti.Elinden simit yedirmeye başlamıştı.Kuş sanki adama rahatlama sağlamıştı.Karamsar düşüncelerini unutmuştu.Kuşun elinden simit yemesi adama büyük bir haz vermişti.Adamın elindeki simit bitince kuş;biraz daha bekledi.

Adamın elinde simidin kalmadığını görünce uçup gitti.Kuş uçarken adam kuşun arkasından öğle bir baktı ki...büyük bir ders çıkardı , bu inatçı ve cılız kuştan.Az önce simidimi kuşlarla paylaşmayacağına kararlıydı.Bu kararlılığını diğer kuşlar anlamış ve birazda zorlama ile dört kuşu kaçırmıştı.Ama bu küçük inatçı , azimle beklemiş ve adamın ilgisini çekmeyi başarmıştı. İlgisini çekmek bir yana, bu koskoca karamsar adama bir ders vermeyi başarmıştı. Demek ki hayatta kendine acıyarak, boş hayaller kurarak, olumsuzlukları düşünerek bir yerlere varılmıyordu.Kadere lanet etmekte bir yerlere götürmüyordu insanları.Kurduğumuz hayallerin olabilmesi için, hayatla mücadele edebilmemiz için sabırlı olmamız gerektiğini, hayatta karşımıza çıkacak veya çıkartılacak engellere direnç göstermemiz gerektiğini, en önemlisi yaşadığımız sürece mücadeleyi bırakmamız gerektiğini, bu cılız, küçük ve akıllı kuş çok güzel öğretmişti adama..

Tonguç ÖZCAN
Ziraat Mühendisi

 
Toplam blog
: 15
: 1218
Kayıt tarihi
: 22.05.07
 
 

Şehirde doğup büyümüş ve ziraat mesleğini seçerek, milletimizin gerçek efendileri olan KÖYLÜLERİMİZİ..