Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '10

 
Kategori
Sinema
 

Inception (Başlangıç)

Inception (Başlangıç)
 

Inception


Yazmayalı nerdeyse bir yıl olmuş, şimdi farkediyorum ki yazmayı da MB ailesini de çok özlemişim. Aslında bir kaç ay ara vermekti amacım, hem kendimi yenilemek adına hem de hayatıma çeki düzen vermek adınaydı. Zaman öylesine hızlı geçmiş ki, inanın son yazımı geçen sene Eylül ayında yazmış olabileceğim aklıma dahi gelmezdi. Her neyse sözü daha fazla uzatmadan yazımın içeriği hakkında bilgilendireyim sizleri. Aslında az çok tahmin etmişsinizdir diye de düşünmeden edemiyorum hani. Christopher Nolan, Inception (Başlangıç) gibi bir film yapar da benim gibi sinema tutkunu birisi bir şeyler söylemeden yazamadan rahat edemez. Öncelikle şu an sinemalarda hala gösterimde olan filme gitmeyenler varsa, mutlaka gitsinler derim. Yazımın sonunda vermem gereken öneriyi başlangıçta veriyorum ki, filmin en azından benim açımdan ne denli büyük bir yapıt olduğunu anlayasınız.

Inception, Christopher Nolan'ın Memento, Batman Serisi (ki özellikle Dark Knight-Kara Şövalye) ve Prestij'in üzerine artılar katarak yapmış olduğu, seyir zevki inanılmaz yüksek bir film. Filmin kadrosu o kadar zengin ki, adeta yıldızlar topluluğu... Leonardo Di Caprio (Cobb), Joseph Gordon Levitt (Arthur, sinemaseverler kendisini 500 Days Of Summer filminden hatırlayacaklardır), Ellen Page (Ariadne), Marion Cotillard (Mal), Tom Hardy (Eames), Ken Watanabe (Saito, Son Samuray'ın Katsumoto'su) ve Nolan'ın vazgeçemediği ustalardan Michael Caine (Miles) ve Batman serisinin kötü adamlarından Cillian Murphy (Robert Fischer) kadroda yer alan isimler. Bu isimlerin bir çoğunun dünyanın en önemli sinema ödüllerinden sayılan Akademi Ödülü yani Oscar ödülü kazanmış veya aday olmuş isimler olması, kadronun teknik açıdan ne denli kaliteli olduğunu gösterecektir.

Filmin konusuna bu yazımda hiç değinmeyeceğim, filmi 3 kez izlemiş biri olarak yanlışıkla veya denk geldiğinizde okuduğunuz bir yazı yüzünden filmi ziyan etmenizi istemem. Leonardo Di Caprio'nun filmin başrolünde olacağını ilke kez duyduğumda biraz tedirgin olmadım desem yalan olur. Ama Leonardo Di Caprio, enfes oyunculuğu ile ne kadar da yanlış düşündüğümü ispatlarcasına iyi işler çıkarmış. Leonardo Di Caprio'nun talihsizliği, bazı sinemaseverler için Titanic filmi ile üzerine yapışıp kalan bebek yüzlü aktör imajını yıkamamasıdır diye düşünüyorum. Halbuki 1997 yılındaki Jack Dawson rolünden sonra oldukça kaliteli yapımlarda yer aldı. 2010 yılını ise Shutter Island (Zindan Adası) ve Inception ile zirvede kapatacaktır. Filmde, çocuklarından uzak kalmış ve onları bir kez bile görmek için her şey yapabilecek bir baba figürünü iyi yansıtmış beyazperdeye. Karısı rolünde izlediğimiz Fransız sinemasının Oscarlı güzeli Marion Cotillard için çok fazla kelime kullanmaya gerek bile duymuyorum. Her zamanki gibi muhteşemdi. Michael Caine, filmde çok fazla görünmese de ayrı bir güzellik katmış filme. Ken Watanabe, bana Son Samuray'dan bu yana sempatik gelen bir oyuncudur. Filmin kadrosunu zengineştirmiş. Filmde beni rahatsız eden tek rol, Ellen Page'in oynadığı Ariadne karakteri oldu. Cümlem yanlış anlaşılmasın, Page usta bir oyunculuk sergilemiş ancak rol için biraz fazla çaylak gözükmekte. Yaşça daha büyük birisi olsa nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum. IMDB'de Nolan'ın Ariadne rolü için öncelikli düşündüğü isimler Evan Rachel Wood, Emily Blunt, Rachel McAdams ve Emma Roberts olarak gözükmekte. Aslında Rachel McAdams da rolün hakkını verebilirdi. Arthur ve Eames karakterlerine can veren Joseph Gordon Levitt ve Tom Hardy ise ayrı bir parantez açılması gereken isimler. İkisini de çok beğendim. Karakterlerine kendilerinden de birşeyler kattıkları aşikar.

Filmin müzikleri yaşayan efsanelerden Hans Zimmer'a ait. Hal böyle olunca, sahneler müzikle kucaklaştığında tadından yenmez bir hal alıyor. Rüyadan uyanmak için kullanılan Edith Piaf şarkısı da farklı bir hava katmış.

Nolan'ın Following filminden sonra orjinal senaryosu olan Inception filminde Christopher Nolan'ın hatalarını aramak isteyeceksiniz ama bulamayacaksınız. Nakış işlercesine uzun yıllar emek verilmiş bir yapıt Incepton. Böyle bir film de Nolan gibi bir dehadan beklenirdi. Dark Knight (Kara Şövalye) filmini izlediğimde, "bu adam bunu çektiyse bunun ilerisi yoktur heralde" diye düşünürken, şu an Incaption'dan sonra ne gelecek diye beklentideyim. Yazımı bitirmeden önce Nolan'ın İnception filminde ne denli incelikler düşündüğünü belirten bir kaç ayrıntıya yer vermek istiyorum.

- Filmde rüyaları tasarlaması için görevlendirilen Ariadne ismi bakın bakalım nerden gelmiş. Ariadne Yunan mitolojisinde var olmuş bir isim. Vikipedide Ariadne için "Ariadne Girit'de Theseus'a aşık olup, Minotor'un yaşadığı, Daidalus tarafından inşa edilmiş labirentte yolunu bulmasina yardım eder." Çoğunuzun Ariadne filmde de labirentler çizmeye çalışıyordu dediğinizi duyar gibiyim.

- Filmde kimyager olarak kullanılan isim, Yusuf isminde bir kimyager. Herkesçe bilindiği üzere Hz.Yusuf'un rüyaları tabir etme gücü bulunmaktaydı. Oldukça benzer değil mi?

Kaynak: www.imdb.com ve www.vikipedia.com

 
Toplam blog
: 92
: 2632
Kayıt tarihi
: 28.01.09
 
 

Parliament Sinema Klübü'nde yayınlanan filmleri izlemek için çocuk halimle uykudan feragat ettiği..