Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '15

 
Kategori
İlişkiler
 

İnsan olabilmek

İnsan olabilmek
 

Yaradılışı itibarı ile yer yüzünde  yaşayan bütün canlılardan farklı yaratılmıştır. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan insan olma özelliği, bütünüyle bedene yüklenen donanımla ilgilidir. Yeryüzünde madde olarak (manevi alan hariç) bütün yaratılanlardan insanı daha farklı kılan Akıl , Fikir ve vicdan kabiliyetidir.  Yaratıldığı günden günümüze kadar, akıl almaz uygarlıklar bırakan ve günümüzde akıl üstü buluşlara imza atan insanın bu evrensel üretme kabiliyetini hangi canlıda görebiliriz? 

Yüce Yaratıcı, insanı insan yapan “Aklı” insana bahşetmesiyle, insanı diğer canlılardan ayırmış, ona yaşamında sorumluluklar yüklemiştir. Günümüzde en ufak olaya verdiğimiz tepki “Önce İnsan ol” deriz. Peki “İnsan olmak neyi, hangi davranışlar silsilesini getirmelidir ki insan olusun. Yer yüzüne insan şeklide doğan bütün canlılar insan mıdır? 

İnsanı insan yapan , Allah'ın verdiği zekayı, aklı, iradeyi doğru kullanarak, merhametle, şefkatle ve en önemlisi vicdan olgusunu iyi çalıştırmakla insan olunur. Kişinin empati duygusunun gelişmesi ,kendisini diğer insanların, diğer varlıkların yerine koyabilme  becerisi geliştikçe insan olma kabiliyeti kazanılır.  Yer yüzüne bu güne kadar gelen bütün dinler  Öldürmeyin, çalmayın, zina etmeyin, iftira atmayın, gıybet etmeyin vs. gibi. Yani kısaca insan olmanın yolunda yapması gereken en temel kavramları öğretir, yasaklar, emreder, ceza ve mükafat vaat eder.  

İnsan olmak kolay bir iş midir?

Günümüz yaşam  koşulları insan olabilmeyi maalesef zorlaştırmaktadır. Her ne kadar insanlık sürekli gelişse de, yeni buluşlara yeni imkanlara sahip olsa da, Sürekli artan insan nufusu, artmayan ve kıt dünya kaynakları karşısında, insan kendi kendine duruş sergileyebilmektedir. Çoğu zaman dinsel, toplumsal, hukuksal ahlak kuralları bile var olan sistemin azizliğine uğraya bilmektedir. Evet  bu günün koşullarında   insan olabilmek ve insan kalabilmek zordur. Dürüstlüğün prim yapmadığı, her şeyin kokuşmuş bir çark içinde döndüğü bu düzende insan gibi insan olmakta, öyle kalabilmekte zor iştir.
  
Aklın,fikrin ve vicdanın nefis karşısında verdiği savaşın akıl yönünde galibidir insan.

Hasetin, Kıskançlığın, çekememezliğin,hazımsızlığın pirim yaptığı bir dünyayı paylaşıyoruz.   Toplumsal ahlakın, Örf adet kurallarının, Hukukun katledildiği bireysel ahlakın prim yaptığı bir dünyada insani duyguları korumanın kolay olduğunu söylemek zordur.  

Acıma duygusunu kaybetmiş, vicdandan yoksun, bencil, çıkar odaklı, ikiyüzlü, nefretle dolu, öfkeli, riyakar bir varlığa insan demek mümkün müdür? Günümüzde yaşanan caniliklerin toplumda yarattığı travmayı düşünün. Nasıl olurda insan denen canavar sırf kişisel zevkleri uğruna bir başka cana işkence ederek kıyar. Bu nasıl insanlıktır. Bilişim cağını yaşadığımız bu dönemde insanlık ileri gideceği yerde nasıl olurda vicdanlarını yitirerek ortaçağ  bataklığına doğru gider. Nasıl olurda toplumun önünde gittiğini inanan aklını ve şuurunu bozmuş kişiler insanların giyimini tecavüz ve barbarlık için gerekçe göstere bilir. Bu nasıl bir din ve ahlak anlayışıdır. Bu zihniyet değilmidir ki  Bu gün ortadoğuda din adına bölgeyi kan gölüne çeviren.  
 
Dolayısı ile İnsan; ruhunu ne kadar sevgi ile beslerse, af etmeyi, unutmayı, kaybetmek yerine kazanmayı öğrenirse, işte o oranda insan olur ve insan olma onurunu da hak ederek taşır.
Kısacası, Yaratan bizi öncelikle insan olarak yaratmıştır. İnsan olma vasıflarına sahip olmayan bir canlıya ne derseniz deyin, ne isim yüklerseniz yükleyin, hangi dinin mensubu olursa olsun bir şey değişmez.

Bu şu demektir “Önce İnsan olup, sonra ister Müslüman ol, ister başka bir dine mensup” 
İnsan olmayanın dinide olmayacağı gerçektir.

 
Toplam blog
: 39
: 366
Kayıt tarihi
: 27.11.14
 
 

1966 yılında Giresunda doğdu, Bulancak Ticaret Meslek lisesinde okudu ve Anadolu Universitesi İşlem..