Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '07

 
Kategori
Dostluk
 

İnsana dair...

İnsana dair...
 

İnsan, yaşam denen gizemli kaosun içinde bazen yapayalnız hisseder kendini. Bu yalnızlık genellikle, sevincini, hüznünü, anlamsız huzursuzluklarını, yaşamın içinde şahit olduğu güzellikleri paylaşamadığı zamanlarda yapışır insanın yakasına.

Belki yeryüzünde en çok dile getirilmiş cümledir, acıların paylaşılınca azaldığı, mutlulukların paylaşılınca çoğaldığı... Ama gerçekten de böyle değil midir? Sıkıldığımızda, bunaldığımızda, içimizi çizen bir acıyı, sevdiğimiz, güven duyduğumuz biriyle paylaşınca, serin, ferahlatıcı bir esinti kaplamaz mı yüreğimizi?

Peki paylaşımın bu sihirli etkisi neden? Neden yüreğimiz özellikle hüzünleri bir başına yaşarken daha çok sancıyor, paylaşınca acısı azalıyor? Hüznün insan ruhunu giderek incelttiği, şeffaflaştırdığı bir anda , o bir başınalık duygusu adeta keskinleşiyor, taşı delen asitli bir eriyik gibi onulmaz yaralar açıyor bireyin benliğinde...Böyle umarsız bir anda, başka bir insanın ruhuyla, sağlam bir zemine oturtulmuş dostluğun verdiği güven duygusuyla, koşulsuz ve fütursuz bir paylaşımı yakalayan insan, o acıtan yalnızlık duygusundan kurtuluyor.Paylaşımın o büyülü etkisi yine o tadına doyulmaz ferahlık hissini veriyor insana.

Huzurlu, neş'e dolu bir günde de aynı paylaşımı arıyor insan.İçine sevinç ışıkları dolduran, bahar çiçekleriyle süslü bir ağacı görünce hemen sevdiği birine aktarmak istiyor sevincini.Bu, yaşamın içinde görebildiği bütün güzellikleri kapsamaya başlıyor zamanla.Doğanın renkli dokusundan aldığı hazzı, okuduğu bir makaleyi, izlediği bir filmi, dinlediği doyumsuz bir melodiyi, hepsini, hepsini çocuksu bir coşkuyla, o kendine 'Paylaşımcı' olarak seçtiği insana aktarıyor.

Bu belki de insanoğlunun en çok gereksinim duyduğu onaylanmak arzusundan kaynaklanıyor...'Ben, çiçeklerle süslenmiş bir şeftali ağacı gördüm, üstünde de serçeler cıvıldıyordu' demek, 'Sen de o görüntüye şahit olsan, aynı coşkuyu duyardın, değil mi? ' diye gizli bir sorgulamadır aslında...Başkalarına kendimizi onaylatmak, kişiliğimize olan güveni pekiştirir, yalnızlık duygumuzu yok eder..Biliriz ki, gördüğümüz güzelliklerin ayırdındadır sevdiğimiz o paylaşımcı insan.

Bedri Rahmi Eyüboğlu ne kadar da güzel anlatmış, özetlemiş bütün bunları 'Arkadaş' şiirinde.

Derdini derdimize,
Sevincini sevincimize katabildiğimiz,
Kolumuzu boynuna dolayıp, Dibi görünen denizler gibi,
Gözünün içine bakabildiğimiz.. .

Gözünün içine bakarak, yargılanmaktan korkmadan, paylaştıkça huzur bularak bir insana teslim olmak ne güzeldir, ne eşsiz bir duygudur.Uluorta başka insanlarla konuşamayacağı herşeyi 'Dost' kabul ettiği birine anlatabilmek, anlattıkça, dostundan onay aldıkça kişiliğine gittikçe sağlamlaşarak yerleşen, o olmazsa olmaz güven duygusu nasıl da kurtarır insanın ruhunu yalnızlıktan..Kuşkusuz, bir dosta karşı duyulan en güzel, en anlamlı aidiyet duygusudur bu.Uzattığı elin doğru bir el olduğunu bimek, o elin bizi sonsuza dek, yuvarlanacağımız hata uçurumlarından kurtaracağını bilmenin huzuruyla yeni paylaşımlar için, hevesle yaşama yenibaştan sımsıkı tutunmak...

İşte elim! İşte kırılgan yüreğim! İşte dostluğa teslimiyetim! Merhaba hayat!

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..