Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '10

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

İnsanın kıymetini zamanında anlayan oğlum

Sevgili oğlum,

İnsanın kıymeti zamanında anlamazsan sonra pişman olursun. Öyle bir yaşantın olsun ki pişmanlıkları en az seviyede yaşamış insan olmanın mutluluğunu yaşa ileriki hayatında.

Sevgili oğlum,

Ne yazık ki toplumumuzda insanın kıymeti çok zaman zamanında anlaşılmaz. Zaman geçince hatta epey zaman geçince, yaş kemale erip pişmanlıklar işe yaramadığı zaman anlaşılır. Bu yüzden “ keşke yapmasaydım, keşke etmeseydim” diyen insanlarla “ şimdiki aklım olsa şunu yapmazdım, bunu yapmazdım” diyen insanlara çok rastlarız.

Sevgili oğlum,

Zaman zaman bende sana olduğu gibi insanlara öneriler sunmak, onların daha iyiye gitmesi, daha güzel ve güçlü olması için fikirler vermekteyim. İnsanlar çok zaman bizleri dinliyormuş gibi yapmalarına rağmen dinlemezler. Çünkü toplumumuzda empati kavramı yoktur ve insanlar her şeye kendi bakış açısından değil, kendi çıkarlarının gerektiği gibi davranırlar. Belki kısa vadede kazançlı çıkarlar ama uzun vadede zararlı çıktıklarını gördükleri zaman da “ keşke “ ile başlayan kelimeler çoğalmaya başlar.

Canım oğlum,

Burada bir parantez açmak isterim ki, dinlemek ayrı şey, dinliyormuş gibi yapmak ayrı şeydir. Dinleyen insanlar çözümün bir parçası olarak çözüm içinde bir çare olurlar. Dinliyormuş gibi yapan insanlar ise sorunu çözmez. Çözüyormuş gibi yaparak insanı baştan savarlar. Baştan savdıkları insanlar zamanı gelip güçlendikleri zaman o insanları görmezlerse bu sefer “ Ben ne yaptım?” demezlerde, “ O burnu büyüdü. Sonradan görme” falan derler. Dinleyen insanlar ise çözüm ürettiklerinden her zaman sorunlarına çözüm buldukları insanlar tarafından sevilirler. Senin de dinleyen insan olmanı isterim her zaman.

Canım oğlum,

Bir gün ilimizde en büyük yöneticilerden birisine gitmiştim. Yazdığım kitabı sunmuş, benim yazarak ortaya koyduğum eseri kendi imkanları ile bastırarak el ele gençlere faydalanması için dağıtmayı önermiştim. Bu kitabı dağıttığımız zaman o genç yönetici gençlerin gönlünde yer edinecek, gençler onu sevecek ve yıllar sonra bile hatırlayacaktı. Genç yönetici yöneticiliğin verdiği hava ile “ ederiz, yaparız , sen merak etme” gibi sözlerle bizi baştan savdı. Ben tabii ki biraz üzüldüm. Benim tek başıma yapabileceğim bir şeyde değildi bu.O destek vermeyince bu işte yattı. Aradan bir zaman geçtikten sonra bu eseri bir vesile ile kitap haline getirme imkanı buldum. Gençlere faydalı olan bu eser gerçekten de gençlere faydalı oldu. Tabii ki o genç yöneticinin sözünde durmaması sonucunda bende ondan uzak kaldım. Hatta o yönetici seçimle daha üst göreve atandığı zaman onu tebrike bile gitmedim. Çünkü yapabileceği şeyi yapmamış, gücü olduğu halde kullanmamış, bunun sonucu olarak da kitap basılmamıştı. Basılmayan kitap, basıldığı takdirde bana değil onu okuyan gençlere faydalı olacaktı.

Canım oğlum,

Zamanla ben bu olayı unutmadım ama unutur gibi oldum. Devamlı hatırlamanın ne bana ne ona faydası vardı. Ama galiba o yöneticiye dokunmuş olmalı ki, bir gün bir dergide “ Keşke onu destekleseydim” diye bir yazı okudum. Ama artık iş işte geçmiş, bizim değerimizi anlamamıştı. Dediğim gibi ben değil, gençlik faydalanacaktı. Ben okuyunca içimden “ Pişmanlık ne fayda eder beyefendi. Siz benden özür dileyeceğinize gençlikten özür dileseniz iyi olmaz mı “ diye düşünmeye başladım. Ama o bu düşüncemi duyamayacak bize ulaşamayacak kadar uzakta ve bizi hissetse de bizleri arayamayacak kadar da pişmanlık içinde bir yerlerdeydi.Bu yüzden de pişmanlığını bize söyleyerek değil ama dergiye yazarak anlatmaya çalışmıştı.

Canım oğlum,

İşte yöneticilerimiz ve yönetmeye çalışanlarımızın hayatı hep “ keşke”ler ile geçmekte. Sen de işte bunlardan ders al ki hayatın “keşke”ler ile geçmesin. Zamanımızda hataları düzeltmek herhalde eskiye nazaran daha pahalıya mal olmakta.Maliyeti yüksek yani hataları düzeltmenin.

Canım oğlum, sevgili biricik cancağızım,

Anneler ve babalarda zamanında çocuklarını gerçek manada sevmez ve eğitmezlerse yaşlandıkları zaman bunun cezasını da çekmekteler her zaman.Sevilmeyen, eğitilmeyen, değer verilmeyen gençler de zaten, ilerde bu sevgisizliğin cezasını gene anne ve babalarından çıkarmaktalar. Sevilen ve sayılan, sözü dinlenen insanlar ilerde anne ve babalarına da saygı duyan, gerçek manada onları seven insanlar olmaktalar. Bende anne ve babamı gerçek manada sevdim ve onların doğru olan her öğüdünü tutarak bu günlere geldim. Sigara içmemek, okumayı sevmek gibi…

Canım oğlum,

Bu yüzden ben ve annen seni gerçek manada sevmekte ve saymaktayız. Bu sevgi senin ve kardeşinin ilerde “keşke” si az bir hayat yaşamanız için bu çaba harcamaktayız. Belki sende bu mektupların önemini anlamasan da zamanla anlarsın. O yönetici gibi…

Canım oğlum , biricik geleceğim,

Bizim yakın çevremizde de çok insan zamanında anne ve babasının sözünü dinlemedi. Onlara asi olmanın , onlar ile sürtüşmenin marifet olduğunu zannetti. Bilmediler ki , her anne baba çocuklarının iyiliğini ister. Anne ve babanın kıymetini zamanında anlamayan insanlar sonradan ne kendilerine fayda sağladılar ne de çocuklarından istedikleri saygı ve ilgiyi gördüler. İnsanın değerini zamanında anlamayan insan sonradan ömür boyu “ keşke” dese neye yarar ki. Bazen gidenler asla geri gelmez. Geçen dakikaları geri getirebilir miyiz mesela?

Canım oğlum,

İnsanlar ne yazık ki, pişman oldukları halde olmadıklarını söyleyerek önce kendilerini aldatırlar. Duyguları içe atmak , saklamak ne yazık ki insanda stres yapmakta ve onun ömrünü azaltmakta. Buna nazaran pişmanlıkları az olan , pişmanlıklarını açıkça dile getiren insanlar ise hayatta daha mutlu olur. Bunu ben 40 yılın tecrübesi ile gördüm. Senin de bu 40 yılın tecrübesini iyi anlayacağına eminim.

Sevgili oğlum,

Bizim iş yerimize bir yıl staj yapmaya gençler gelmekte. İlk aylarda ailelerden gördükleri gibi çekingen, tedirgin , içine kapanık kalmaktalar. Sonradan staj süresi biteceğe yakın zamanda bizlere ısınırlar ama sonradan birde bakarlar ki staj bitmiş. Halbuki ilk geldikleri zaman bizleri anlasalar onlarda görecekler ki tecrübeli , bilgili ve pişmanlıkları az olan insanların hayatlarından öğrenilecek çok şey var. Ama onlar bunu anlamakta geciktiklerinden, buna paralel olarak pişmanlıkları da artmakta.

Canım oğlum,

Sende ilerde pişmanlıklar yaşamamak için hayatta tanıdığın her insanı fazla tartmadan ama gerçek manada edineceğin kişisel gelişim, insanları anlama yöntemlerinle iyi tanıyarak onlardan faydalanmaya bak. Ki bunu sen daha küçük yaşta yapmaktasın. Bu da senin ilerde insanları iyi anlayacağın ve lider olacağın konusunda inançlarımın pekişmesine sebep olmakta. Bir liderin babası olmak bana büyük mutluluklar verir.

Canım oğlum,

Kadirbirlik, insanın kıymetini zamanında anlayan insanları da belki az insan anlayacak ama gerçek manada gerçekten sevecek insanlar anlayacaktır. Kadirşinaslık, sevgi dolu olmak, insanları anlayarak empati ile yaklaşmak insana liderlik yolunu açar. Bunu senin başaracağına da inanmaktayım.

Canım oğlum,

Hayatta fırsatlar çok az çıkar belki insanın önüne bu fırsatları iyi değerlendirenler, insanın kıymetini zamanında anlayanlar, önüne çok fırsat çıkıp da bunu değerlendiremeyen , anlamayan , çok insan tanıyıp da tanıdıkları insanlardan faydalanamayan insanlara nazaran hep öndedir. Bende senin az fırsata sahip , az insan tanıyan ama bunları verimli olarak değerlendirerek lider bir insan olmanı diler ve bunun için sana yazarak destek olacağımı da belirtmek isterim.

Geleceğin liderine, insanın değerini bilene, sevene ve çözümün bir parçası olan prensime sevgilerle kucak dolusu …

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..