Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

İnsanlıktan nasibini alamamış şehir magandaları

Belki yazıma çok ağır bir başlıkla başladığımı düşünebilirsiniz. Ama gün geçtikçe soğumaya başladım İstanbul'dan. Aslında çok sevdiğim, bir çok yerini gezmekle doyamadığım, tarihi ve içinden geçen maviliğiyle yüreğime bastığım bir şehir ama insanlar bu güzel şehri o kadar kirletti o kadar yaşanılmaz hale getirdiler ki soğumam şehirden değil de o kirlenmiş insanlardan aslında.

Araba kullanmaya yeni yeni başladım. Eşimle biraz pratik yapmak için trafiğe çıkmıştık. Biraz dolandıktan sonra eve dönerken iki şeritli tek yönlü bir yolda önümüzde hızla geri geri gelen bir araba gördük. Hemen frene bastım ve sol şerite geçmek için yolun müsait olmasını bekledim. Ben sol şerite geçemeden önümüzden hızla geri geri gelen arabadan yoldan çıkın, yolumuzdan çıkın der gibi sinirli sinirli hareketler yaptılar bize. Ben onlar üzerimize gelmeden sol şerite girdim ve gitmeye başladım . Tabi eşim bu kural tanımaz insanlara kızdı ve "ne napıyorsunuz ?" der gibi el hareketleriyle kızgınlığını belli etti. Eşimin kızdığını gören magandalar peşimizden hızla gelmeye başladı bizi sollayarak önümüze geçti ve tekrar hızlı bir şekilde geri geri gelmeye başladılar. Arabaya çarpacaklarını düşündüm ve ne yapacağımı şaşırdım. Son sürat tam önümüzde durdular, içinden iki maganda çıktı ve arabamıza doğru sinirli sinirli gelmeye başladılar. Panik içindeydim hemen kapıları ve camları kapattık. Korkudan donup kalmıştım, tamam dedim şimdi silahlarını çıkaracaklar ve bize yöneltecekler. Nefesim kesilmişti korkudan. Tipleri çok korkunç karanlık yüzlü insanlardı. Eşim sakin olmamı söyledi arabanın camını açtı ve hatalı olduklarını anlatmaya çalıştı. Ama kime anlatıyordu ki... Bizi tehdit etmeye başladılar. Ben korkudan ağlamaya başladım. Eşime seviyelerine inme anlamıyorlar dedim ve o iki magandaya yalvarmaya başladım bizi rahat bırakmaları için. Sonra çekip gittiler ama yaşadıklarıma inanamıyordum.

Biz kimseye zarar vermeden, medeni bir şekilde, başka insanlara saygılı bir şekilde yaşarken karşılaştığımız bu olaya inanamıyordum. Hiç tanımadığınız insanlar bir anda size musallat oluyordu. İnsan değillerdi çok çok aşağı yerlerde yaşayan acayip yaratıklardı bunlar. İnsanlıktan nasibini alamamış seviyesiz yaratıklar. Mantığım masum insanları bu derece rahatsız eden insanların nasıl bir karanlık ruhu olduğunu anlayamıyor. Amaçları ne, bu hırçınlık bu öfke bu akıl almaz davranışlar neden? Orada bize bunları yaşatmak için hangi haklı sebepleriniz vardı. Kural ihlali yaparken ters yönden hızla geri geri giderken yolunuzdan çekilmemek mi? Sizler nasıl saygısız, nasıl kuralsız, hem suçlu hem de güçlü olmayı başaran yaratıklarsınız! Yok, yok boşuna kendimizi geliştirmiş, boşuna medeni insanlar olmuşuz bu ülkede. İnsanlar her şeyini kaba kuvvetle halletmeye çalışırken biz de medeni medeni konuşmaya çalışıyoruz. Sarılın silahlarınıza ve halledin işlerinizi... Zaman sizin zamanınız...

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..