İran'a yeni yaptırımların Yunanistan, AB ve Libya'ya etkisi ne olur?

Krizdeki Yunanistan, İran'dan krediyle petrol alıyordu, petrolünün %40'nı İran'dan alan Yunanistan bu imkandan mahrum olacak. Fakat Libya'nın Kaddafi'den alınıp AB ve Batı yanlısı grupların eline geçmesi sonucu Libya petrolleri AB'nin imdadına yetişecek. Zaten minareyi çalanlar kılıfı hazırlamışlardı. Libya, Yunanistan ve AB'nin can simidi olacağa benziyor.

Venezuella ve Rusya Federasyonu bloğunda yer alan Libya bundan böyle Batı bloğunun enerji deposu olarak İran'a yaptırımlarda Avrupa'nın en az etkilenmesini sağlayacak ülke oldu.

Libya bu süreçte kendisine yardım eden Batı bloğunun askeri gücüne de teşekkürünü sunmuş olacak. Libya'nın yer altında bulunan ve Nil nehrinin 200 yıllık akan suyuna bedel olduğu tahmin edilen suyun yer yüzüne çıkartılması belli bir süre izin verilmeyerek Türkiye'den su almasını sağlayacak Batı, daha sonrada her zamanki ihanetleri gereği Libya sanki suyu yeni bulmuş gibi belli bir süre sonra Antalya'nın sularına gerek te kalmayacak.

Batı ülkelerinin aslında aslında en büyük beyni ve yöneticisi kesinlikle Buckingham Palace (İngiltere Sarayı)dır. İngiltere sahip olduğu köklü devlet geleneği ve tecrübesiyle Avrupa'da bu birikime sahip bir kaç ülkeden biridir. Bir diğer ülke Rusya federasyonu ve son dönemdeki Türkiye'dir. Orta Doğu'da böylesine gelişmiş bir stratejiye İran sahiptir, ikinci sırada İsrail'li Sosyal Demokratlar gelmektedir.

Asya'da bir başka siyaset dehası ülke de Çin'dir.

Avrupa Birliği, şimdilik enerji konusunda sırtını Libya Petrollerine bağlamış durumdadır. Suudi Arabistan petro dolarları Amerika'da stoklanırken, Libya'nın sattığı petrollerin parasını Avrupa Merkez Bankasının çıkarınada kullanıcağını hesap etmemiz hiç zor olmayacaktır.

AB'nin batması ve yıkılması beklentilerini boşa çıkaracak tek ülke Libya'dır. Bir an önce Libya petrol sevkiyatı ve satışını gerçekleştirdiğinde Yunanistan, İtalya ve Portekiz rahat bir nefes alacaktır.

Aslında AB'ni zerre kadar sevmediğimi defahatle belirtsemde AB'nin olması başta Balkanlar olmak üzere Avrupa'nın istikrarı ve barış içinde yaşaması için şarttır.

Bununla beraber Avrupa'da ırkçılığın artması, İran'a yapılacak muhtemel saldırılar tüm AB'nin stratejilerini, İslam dünyasında tercihlerin belirlenmesinde inanılmaz bir fay kırılması oluşturabilir.

O yüzden başta Orta Doğu olmak üzere mezhepsel çatışmaların alt yapısı için inanılmaz bir medyatik çalışma yapılmaya başlanmış durumdadır.

Bu henüz Türkiye'de çok ortada olmasa da Türkiye'nin İran'dan alacağı hemşirelerin bile önünün kesilmesi için esrarengiz ve kimin yolladığı belli olmayan emaillardan gelen fitneci ve mezhepçi mesajlar ortalığı faşizan ve mezhebik çatışmaya itme çabası olarak görmekteyim.

Sorumlu habercilik bu şekilde istihbarat varsa bile gizli bir tedbir alınması yönünde olmalıydı. Oysa, hangi fitnecinin yolladığı belli olmayan emaillar Türkiye'nin bölgede şiilerle konuşabilirliğinin önünü tıkayacak nitelikte.

Şurası iyi akılda tutulmalıdır ki, Batı için Türkiye'nin değeri, Rusya federasyonu ve İran'ın bölgedeki etkinliklerinin bittiği an Türkiye'yenin de etkinliğinin bitilmesi için Suudiler hemen çalışmalarına hız verecektir. Suudlar için Mekkedeki Osmanlı revaklarının yıkılmasının zamanı o zaman gelecektir, hiç kimsenin kuşkusu olmasın Batı'nın izniyle Suudlar o revakları o zaman yıkacaktır...