Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

İran gençliğinin "Libido" dramı...

İran gençliğinin "Libido" dramı...
 

Yapışkan bantları...Resim int. Kelebek/varyete


Ev alma, komşu al!

Olur!

Nasıl olur?

Önce yakın bir yerde çadır kurmalı; daha sonra müstakbel konu komşuyu sıkı bir takibe almalı.

Aileler kaç çocuklu?

Kedileri köpekleri; kuşları kaplumbağaları var mı?

Hangi dizileri seyrediyorlar?

Kaç haneden kaç kişi; kaç kez, araba park olayını ihlâl etmişler; etmişler ise ederlerken tavırları hangi renge bürünmüş?

Tüm bu alışkanlıkları ince eleyip sık dokuduktan sonra cemaate katılıp katılmama kararını almalı.

Oda balkon sayısı; dağ deniz manzarası…

Fırın, bakkal, kuaför yakında mı kaygısı; olmamalı.

Komşuyla dünür veya kanka olduktan kelli tapu dairesinin yolunu tutmalı.

Emin olmadıkça kiracı kimliğini; ev sahibi kimliğinle değiş tokuş etmemeli.

Kiracı özgür; ev sahibi dört duvarına tutsaktır.

Biz ne yapıyoruz?

Ne pahasına olursa olsun; evimizin bekçisi oluyoruz.

Seve seve…Ana baba olduğumuz gibi…

Ne garip bir tür, şu insanoğlu; çözene aşk olsun vallahi…

Atalarımız ne yapmış?

O kadar yolu: Kâh küheylan sırtında, kâh yaya olarak teptikten sonra; sağa sola bakmadan yayılıvermişler; ovalara, yaylalara…

Kimdir bu yerin ilk sahibi demeden…

Keçeden çadırları kuruvermişler.

İnsan bir sağa bir sola bakar; kafasını kaldırır kuzeye bakar; adalarda modalarda kimler düzen kurmuş bir inceler…

Nerde!

Biraz iyi niyet; biraz kılıcın gücü; biraz dünürlük derken…

Olmadı; kan akıtarak ( Günümüzde de tedavülden kalkmayan; o zamanların geçer akçesi…) Toprakları kendilerine vatan edinmişler.

Atalarımız: “Ev alma komşu al” demişler lâkin kendileri uygulayamamışlar.

Ülkemin komşularına dil uzatmak istemem amma velâkin bu kadar uçlarda bu kadar özgün, bu kadar sıra dışı, bu kadar aşırı komşuların arasında sürmenaj olmamak bence büyük bir başarı…

İran: Her geçen gün benim aklımı başımdan alıyor; aklım geri geldiğinde… Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum.

Bu komşuyla sosyal ve siyasi dengeleri korumak; fikir alış verişinde bulunmak maharet ister.

Geçenlerde bizden bir tabak sansür istemiş komşumuz İran.

İyide kendi mutfağında sansürden bol ne var?

Cihan bilir ki…

Kadın erkek ilişkilerinin dizginlerini elinde tutar.

Kadın 23 erkek 26 yaşında olmadan evliliğe izin vermez.

Flört etmeyi, el ele tutuşmayı, parklarda buluşmayı yasaklar icabında kırbaçlar.

Gençlik: Sevgiye aşka flörte hasret kalır.

Parası olan erkekler ve bir lokma ekmeğe muhtaç; parasız güzel kızlar, dul kadınlar…

Hasret çekmiyorlar!

Buna cinsellik de dâhil…

İster bir gün; ister 99 yıl…

El ele tutuşmaktan tutun da… Ta… İnleyen nağmeler ruhları sarasıya dek…

Bilumum, sıradan; sıra dışı her şey mubah olabiliyor.

Ödeme yapmak kaydıyla…

Sorumlu yetkili molladan izin almak yetiyor.

İran’da kadın isterse yok!

Erkek istediği an; canı başka bir hatunu çektiğinde molladan satın aldığı “libido vizesini” yırtıp atıyor ve yeni vizeler peşinde daldan dala baldan bala uçuşlarına devam ediyor…

Geride; gözyaşı döken çaresiz kadınlar…

Devre mülk tarzı sevişmeler…

Kitabına uydurulmuş; parmak ısırtan, çiftleşmeler…

Komşunun gelir kaynağı…

Evcilik oyunları…

Atalarımız bu topraklara kilim serdiğinde…

Şimdi İran denilen o ülkede…

Kimler yaşardı?

Şimdi kimler yönetiyor?

O topraklarda yaşayanları…

…Komşu kusura bakma bizim sansürler bayatlamış; eğer istersen seninle bir tabak özgürlüğümüzü paylaşırız.

17.Mayıs 2010 Pazartesi

İnternetli köyden Alev Meisel

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..