İş güç aksayınca, yazmaktan biraz geri kaldım.

İş güç aksayınca, yazmaktan biraz geri kaldım sevgili arkadaşlar. Bu aralar neden yazmadığımı merak eden dostlarım artınca da, böyle bir yazıyı yazmak zorunda kaldım.

Evet...  Bu aralar, Yazmaktan biraz geri kaldım ama... Yazmaya uygun olduğum dönemlerde fazla sayıda yazı yazarak hedeflediğim haftalık yazı ortalamasından da geri kalmamaya çalışıyorum.

Birçok sektörde olduğu gibi, reklam sektöründe de temmuz ve ağustos ayları durgun, hatta biraz da sıkıntılı geçer. Bu iki ayın ortasına bir de ramazan ayı düşürse, piyasalar hepten durulur.

Ben küçük bir şahıs işletmesi, reklam ajansı sahibiyim. Sermayemden çok mesleki bilgim, becerim, organizasyon aklım ve yaratıcı zekamla para kazanırım. Temmuz ve ağustos ayları benim için ticari açıdan biraz kötü geçince, bütün ağırlığımı işe güce vermek zorunda kaldım. Olanın bitenin hepsi bu anlayacağınız.

Yoksa ne Milliyet Blog'tan, ne yazma sevdamdan, ne de profesyonel yazar olma sevdamdan vazgeçtim.

Yazmaya ekonomik nedenlerim yüzünden zorunlu bir şekilde ara verince de, bugüne kadar yazdığım tüm yazıları tek tek yeniden okudum.

Gördüğüm yazı eksiklerimi sizlerle paylaşmak konusunda da hiçbir sakınca görmüyorum.

- Bundan sonraki yazılarımda, daha kısa cümleler yazmaya çalışacağım. Bazı cümlelerim haddinden fazla uzun olmuş. Bu, yer yer okuyanın ilgisini de, dikkatini de dağıtıyor olabilir, haliyle...

- Noktalamalar ve yazım kuralları konusunda, çok daha dikkatli davranacağım bu yeni yazı dönemimde.

- Daha tematik, daha konsantre yazılar yazmaya, yazı konularımı da daha bir sınırlandırmaya çalışacağım bu dönemde. En çok " ilişkiler " konu başlığında yazacak, bu konuda var olan tarzımın eksiklerini tamamlmaya çalışacağım. Hedefim, daha özgün bir yazı ve anlatım üslubuna erişebilmek...

Gördüğüm kadarıyla,en çok da " İlişkiler " başlığında yazdıklarım okurun ilgisini çekiyor. Bu okur ilgisini gören gerek Milliyet Blog, gerek Milliyet Gazetesi yazı işleri de bu konuda yazdıklarımı daha bir ön planda tutuyor. Kişisel yazı gözlemim bu yönde olsa da, yanılma payımı da saklı tutuyorum.

Yazdığım yazıları tek tek gözden geçirirken gördüm ki, " Profesyonel yazar " olma hedefime beni en akılcı, en makul sürede " İlişkiler " başlığında yazdığım yazılar ulaştıracak. Bunu söylerken, tabi ki, 19 ayı geçen yazma gözlem, farkındalık ve deneyimlerime dayanıyorum.

- Yeni yazı dönemimde, kökü  güzel Türkçemizden gelen sözcükleri kullanmak konusunda çok daha duyarlı olacağım.

- İlişkiler, Deneme, gündelik yaşam, siyaset, futbol, güncel konulu yazılar dışında kalan alanlarda bundan sonra yazmayacağıma sizler de şahit olacaksınız. Çok nadir olarak belki blog ve astroloji yazıları da yazarım. Okur tepkilerini gözlemleyip, bundan sonraki yazı konularımı daha da azaltyabilirim.

- Profesyonel yazarlığın en önemli gereklerinden biri olan sürekli belirli vuruş, belirli kelime sayısıyla yazma konusunda da elimden gelen tüm ciddiyet ve özeni göstereceğim konusunda önce kendime sonra da siz yazı arkadaşlarıma ve sevgili okuyucularıma söz veriyorum. Hem de, en sağlamından bir Gülen Adam sözü...

Bu arada... Daha nitelikli, daha konsantre, daha hedeflerime uygun yazabilmem konusunda rehberliğini, desteğini yanımdan, arkamdan eksik etmeyen, gerek yüz yüze, gerek telefon görüşmelerimizde ilgisini ve desteğini bir an olsun benden esirgemeyen, eksik etmeyen sevgili dostum Kadri Kanpak'a herkesin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum.

Hazır yeri gelmişken, Milliyet Blog'tan Milliyet com.tr Skorer sayfalarına terfi eden, özellikle maç analizlerini keyifle okuduğum genç yazar arkadaşımız Bertan Kaya'ya hem şu anki yazı görevinde, hem de tüm yazın hayatı boyunca sonsuz başarılar diliyorum.

Yolun gökyüzü kadar açık, geleceğin güneş kadar parlak olsun sevgili Bertan...