Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '15

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İsa Kayacan için anma programı

Yaşarken Burdur’un ender insanlarındandı kendisi. Okumuş, okuduğunu aktaran, gelecek neslin kurtuluşunun kitaplarda olduğunu bildiği içinde köyüne kütüphane kurdu. Burdur için bulunmaz nimetti, ama anlayanlara.

İlk defa Dirmil kaymakamlığı tarafından çıkarılan dergideki yazımı yorumlamıştı. Yorumunda hakkımda neler yazdı diye de epey meraklanmıştım. İkincisi ise, burdur gazetelerinde sürekli yazanların, dikkat çeken cümlelerini yazı konusu edindiğinde alıntı yapmıştı.

Benim için tarifi mümkün olmayan hediyeydi.

İsa Kayacan candı. İsa Kayacan Burdur için değerdi. Fakat kıymeti bilindi mi? Kıymetinin bilindiğine asla inanmıyorum. Kıymeti bilinmiş olsaydı farklı olurdu. İnşallah yanılıyorumdur.

Ankara’da ikamet ediyordu fakat hep içi Burdur’daydı. Takip edebildiğim kadarıyla kendisine gönderilen "dergi, matbuatları" okuyarak, yorumlayan bir değerdi. Türkiye’nin nerelerinden kendisine dergiler ulaştığını yorum yaptığı yazılarından öğreniyorduk.

İnsana değer verilmesi gerektiğini Kayacan’dan öğrendim. Fakat sitemine de maruz kaldık. Haklı mıydı?  Çok haklıydı.

İlk tanışmamız bir yazı dolayısıyla olmuştu. ikimizinde birbirimizde telefonlarımız yoktu. Yazıdan memnun olmuş ki teşekkür için denemedik yol bırakmayarak bana ulaşmıştı.

Hani içimizde nice arkadaşlar var ki, menfaati sona erince hiç tanımaz olanlar var. İnsani değerlerin yozlaşmasına bizler bilmeyerek de olsa hız veriyoruz.  Arkadaşlarımız darda kaldığında elinden tutmuyoruz.

 Kayacan’ı bu yönüyle kırk yıllık arkadaşlara değişmem. Burdur hakkında yazmış olduğu kitabına da bildiği kadarıyla hakkımda yazı yazmış. Fakat günümüzde arkadaşlıklarda bozulmuş, çürümüştür. Bir tanıdığı olarak âcizane hatırlanmasına vesile olmak amacı ile 15 Ekim tarihinde ki anma törenini duyurayım istedim.

Kendimi saf Anadolu çocuğu olarak görmek, öyle olmak isterim bir türlü olamadım. Eskilerden örnekler hoşuma gider. ne yazık ki başta kendimiz nankörüz. İyiliklerin değerini bilemiyoruz. Yapılan güzellikleri takdir edemiyoruz.

İsa Kayacan’la dünya gözüyle yan yana gelmedik. Karşılıklı oturup kendisini dinlemek nasip olmadı. Kendisini dinlemek istiyordum. Nasip olmadı. Ancak telefon aracılığıyla konuşmuştum.

Yazı yazmanın değerini biliyordu, yazanları da takdir ediyordu. Alanında cimri biri değildi. İnsani değerleriyle örnekti. Kendinin de yazılarının, kaleme almış olduğu  eserler hakkında yazılmasını istemesi de hakkıydı.

Şöyle dediğimi hatırlıyorum: sayın hocam aslında sizi burdur öğrencileriyle program dâhilinde buluşturmak gerekiyor.

Cevaben: Neden olmasın?

Ücret mevzuundan çekiniliyordur belki hocam dedim.

Ben doğup büyüdüğüm yerin çocuklarına parayla konuşmam, yeter ki okullar veya yetkililer beni davet etsinler hemen gelirim. Yete ki program hazırlasınlar biz onlar için varız demişti.

Ne yazık ki davetiye aldıysa da bir iki okuldan almıştır.

Bir kere içimizden böyle kalemi güçlü, bürokrasiyi bilen, faal birinin hangi dönem olursa olsun değerlendirilmeliydi. Olmadı, olamadı.

Hastalığını öğrenince çok üzüldüm. Bir kaç kez telefonla aradım hasta halinde konuştu. Tenezzül etyemezlik etmedi. Çünkü hayatı biliyordu.

Her insanoğlunun ulaşacağı yere ulaştı. Allah nasip ederse 15 Ekim günü Ece köyüne gideceğim. Çünkü Burdur’dan program düzenlemişler. Halkımız davetlidir yazıyor.

Program yapanlar müsaade ederlerse de Kuranı Kerim okumak isterim.

Nur içinde yat,

 

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..