Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '11

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İşe adam alma ilkesi

İşe adam alma ilkesi
 

Yeni emekli olmuş ve pahalı arabalar satan bir otomotiv şirketinde  Finans ve İnsan Kaynakları  Müdürü olarak işe başlamıştım.

Birgün patron telefon açtı ve akrabası olan genç bir bayanın  geleceğini ve   sekreter  olarak işe başlayacağını belirterek,  işe almadan önce görüşmemi istedi.

Bir kaç saat sonra sekreter olarak çalışacak olan bayan geldi.

Lise mezunu olduğunu, daha önce tezgahtar  olarak çalıştığını mülakat sırasında söyledi. Daha önce hiç sekreterlik yapmamıştı.

Bizim şirkette ise,  müşterilerden arayan olunca, her birinin değeri yüz bin liradan fazla olan arabaları, teknik detaylarıyla birlikte tanıtacak, fiyat aralıklarını belirtecekti.

Kolay gibi görünen, oysa yetenek isteyen zorca bir işti yapacağı.

Ben ilk  önce profil bilgilerini sorup, öğrendikten sonra iki soru sordum.

Birincisi, "Daha önce çalıştığın  bayan  konfeksiyon mağazasına,  bir müşteri geldiğinde  ve  etek  ve bluz alacağını  söylediğinde, ona nasıl bir tanıtım yapardın, ne gibi alternatifler sunardın" dedim.

Soruma karşı çıt yoktu. Nereden çıktı bu soru diye yüzüme donuk donuk baktı.

Sorumu tekrarladım, bu sefer ağzının içinde yuvarlanan bir kaç kelime, o kadar. Belki de, ne demek istediğimi anlamamıştı.

 Heyecanlı herhalde diye düşündüm, ikinci soruyu sordum :

"Sizin mağazanın yerini bana  tarif eder  misin dedim?" (Daha önce çalıştığı mağaza Suadiye' de,  bizim Şenesenevler'deki  şirketimize  bir kilometre uzaktaydı )

Yine çıt yok. Tavrından "Yürüyerek geliyorum, bunda ne var" gibi düşündüğünü hissettim.

Oysa ben, onun bir olayı anlatma yeteneği var mı, onu ölçmek istiyordum.

Sonuç, genç bayanı,  patron gönderdiği ve patronun   akrabası olduğu için,   işe aldık  ve  patronun sekreterliğine başladı.

Sekreterin işe başladığı gün, patron aradı. Müstehzi bir edayla, "Amma yapmışsın Yılmaz bey, alt tarafı bir sekreter alacağız, sorular sormuşsunuz canım " dedi ve gülerek telefonu kapattı. Patron,  ABD üniversitelerinden mezun zengin bir ailenin çocuğuydu.

Aradan bir hafta ya geçti,  ya geçmedi, patronun emriyle gazetelere  ilan verip yeni bir sekreter aramaya başladık.

Bu sefer, gülme sırası bana gelmişti.

Ama genç kıza acımadım desem yalan olur.

Günün sözü: Kaş yapalım derken,  göz çıkarmayalım.

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..