Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '17

 
Kategori
Hukuk
 

İşe İade Davası Devam Ederken İşverenin İşe Daveti

İŞE İADE DAVASI DEVAM EDERKEN İŞVERENİN İŞE DAVETİ - İŞÇİNİN DAVETİ KABUL ETMEMESİ

İşe iade davası, işçinin iş güvencesi hükümleri sayesinde çıkarıldığı işine geri dönmesi açısından önem arz etmektedir. İşe iade davası ile işçinin, işsizlik gibi bir sosyal riskle karşılaşması en alt seviyeye indirilmeye çalışılmaktadır. İşçi, dava neticesinde işine geri dönebilmektedir.

Uygulamada işverenler, yaptıkları feshin geçersizliğini davanın devamı sırasında fark edebilmekte ve davanın devamının kendi aleyhlerine olduklarını gördüklerinde dava bitmeden işçiyi işe davet edebilmektedirler. Bu durumda işçinin, işe daveti kabul edip etmemesinin mahkeme ya da Yargıtay tarafında nasıl bir değerlendirmeye yol açacağı soru işareti oluşturmaktadır. Biz de yazımızda bu konuya dair açıklamalar getireceğiz.

 

DAVA DEVAM EDERKEN YAPILAN İŞE DAVETİ İŞÇİNİN KABUL ETMEMESİ İŞE İADE DAVASININ ELE ALINMASINDA BİR OLUMSUZLUĞA YOL AÇAR MI?

Yol açabilir; ancak burada yapılan işe davetin samimi olup olmadığı ve bu kapsamda amaçlananın işe iade davasının sonuçlarını etkisiz hale getirme amacı taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 9. H.D.`nin konuya ilişkin olarak vermiş olduğu bir kararda; “Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin 1.3.2006 tarihinde davalı işverence feshedildiği, davacı işçi tarafından dava açıldıktan sonra işverence 18.4.2006 tarihli noter ihtarnamesi ile işe iade davasının kabul edildiğinin belirtildiği ve davacının 15 gün içinde işe başlamasının istendiği, ihtarnamenin davacıya 2.5.2006 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir neden olmaksızın keyfi olarak sona erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkilerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de iyiniyet kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu nedenle, işe iade davasında hedef, işe başlatılma olmalıdır. Somut olayda, davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, haklı bir neden olmadan işverenin bu davetine icabet etmemiştir.

Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir. Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. ” denilmiştir[1].

Görüldüğü üzere işe iade davası devam ederken işverenin işe davetinin, haklı bir neden olmaksızın kabul edilmemesinin işçinin, işe iade davasında samimi olmadığını ve asıl amacının işe iade davasının sağladığı maddi kazançtan faydalanmak olduğunun kabul edildiği görülmektedir. Bu nedenle de işe iade davasının reddine karar verilmektedir.

Yargıtay 9. H.D.`nin bir diğer kararında da; “Açtığı davada yargı kararı güvencesi ile işe başlatılmasını isteme hakkına sahip olan işçi daveti kabul etmek zorunda bırakılmamalı, daveti kabul etmediği için açılan dava reddedilmemelidir. Özellikle davetin samimi olup olmadığı, açılan davayı etkisiz bırakıp bırakmayacağı üzerinde durulmalı, işçinin bu konuda çekincesi dikkate alınmalı, mahkemece bu konuda taraflar dinlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi rapor sonrası yerine elaman alındığını ve rapor bitimi iş sözleşmesinin feshedildiğini, işe daveti yerine çalışan elemanın halen çalışmakta olması nedeni ile kabul etmediğini, işverenin samimi olmadığını iddia etmiştir.Mahkemece davacının bu iddiası üzerinde durulmamış, davetin iş ilişkisinin devamı için samimi olup olmadığı, davayı etkisiz bırakmaya yönelik bulunup bulunmadığı araştırılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. ” denilmiştir[2].

           Kararda Yargıtay, dava sürecindeki işe davetin samimi olup olmadığının ve işe iade davasını etkisiz kılma amacı taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.

 

Av. Erdoğan KAYA

İletişim adresi: www.gurselavukatlik.com

 



[1]2007/15603 E. , 2007/18639 K. sayılı ve 11.06.2007 tarihli kararı.

[2]2009/7390 E. , 2009/32544 K. sayılı ve 01.12.2009 tarihli kararı.

 
Toplam blog
: 190
: 1419
Kayıt tarihi
: 26.06.14
 
 

Avukat ..