Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '21

 
Kategori
Tarih
 

İŞGALDE ATATÜRK LİSESİ

14,Mayıs,1919 da İzmir'de Yunan işgali olabileceği duyulunca İzmir'in tanınmış simaları Konakta Sarı kışla civarında toplandılar her zaman oturdukları kıraathanede halk meclisi kurup işgale karşı nasıl bir eylem yapılabileceğini konuştular. M.Necati bey bu böyle olmaz hadi şu mektebe girelim ve hükümete müracaatta bulunalım dedi.. Bahsettikleri mektep İzmir Sultanisi  idi. İlhak-ı Reddi Milliyesi kuruldu ve Musevi Maşatlığında (Bahri baba parkı) işgali, protesto mitingi düzenleme kararı alındı. Heyet-i Milliyede Vasıf Çınar, Moralizade Halil ,Hikmet Türk gibi tanınmış isimler vardı. Türk Ocağında devam eden toplantıda ''Ey! Bedbaht Türk '' hitabıyla başlayan bir bildiri hazırlandı. Bildiriyi İzmir Sultanisi öğrencileri Konak meydanında halka dağıttı. Mitinge okulun tüm hocaları ve öğrencileri katıldı.

Okul,1988 yılında rüştiye mezunlarını kabul eden 5 yıllık İzmir İdadisi olarak kuruldu. 1890 da 7 yıllık idadi, 1910 da İzmir Mekteb-i Sultani adını alır.

Ertesi gün işgal başladı. İşgal kuvvetleri okulda sınav yapılırken binaya el koydu ve Yunan bayrağı çekti. Kabahatleri bir gün önce bildiri dağıtmalarıydı. Öğretmenlerden Mustafa Necati ve Vasif Çınar beyler, İzmir'i terkedip Balıkesir’e geçtiler ve ''İzmir' e doğru'' gazetesini çıkarıp Milli mücadelenin ateşini yaktılar. O yıllarda okulun yatılı öğrencisi olup daha sonra okulun müdürlüğünü yapan Enver Demir işgali ilk ağızdan şöyle anlatır.

15, Mayıs sabahı Yunan askerleri ve yerli Rumlar şenlik yaparak Konak meydanına girince kanlı bir çatışma oldu. Bir filmin çekilişine tanık olur gibi heyecanla olayları takip ettik. Birçok Türk katledildi. Öğrencilerin hepsi panik içinde gözleri yaşlı olarak okula döndük ve yine ne yapacağımızı bilemeden oradan oraya savrulduk.

Sonra Yunan askerleri başlarında subayları ile okulu bastılar. Öğle yemeğine alt kata dipçik darbeleriyle bizi indirdiler, yemek mi yedik dayak mı yedik anlayamadık. Sonra hocalarımızı da aramıza katıp sürü halinde Kordon’dan sahil boyunca Punta (Alsancak) yönüne götürmeye başladılar. Sahildeki binalardan Rum kadınlar kafamıza saksı atıyor, yol kenarına birikmiş kabadayılar bıçak ve baltalarla sütümüze saldırıyorlardı. Birçok kişi öldürüldü, talebe arkadaşlarımız da yaralandılar. Tüm sahil bize küfrediyordu. Akşama doğru işgal donanmasıyla gelen bir nakliye gemisinin ambarına attılar hepimizi. İki gün orada kaldık. Konsoloslar ile Müftü Rahmetullah Efendi gemiye geldi. Uzun konuşmalardan sonra bizi bir akşam saldılar.”

Tüm Punta semti (şimdiki Alsancak) çılgın gibi eğleniyordu.. Binlerce kişi yollarda hora tepiyordu.. Yollarda bizi durdurup sürekli “Zito” (Yaşa) diye bağırttılar. Sonunda Konak’a güçlükle gelip arkadaşım Şinasi’nin Beyler Sokağı’ndaki yüksek duvarla arkasındaki bahçeli evine sığınık. Bahçede toplandık. Uzun süre bizi evin içine almadılar. Sonra içeri girdiğimizde tüm mahallenin kadınlarının eve doluşmuş oyduğunu ve ağlaştıklarını gördüm. Geceyi orada geçirdik.. Sabah okula geldiğimde tatil edilmişdi. İşgal süresince Okul Yunan Adliyesi olarak kullanıldı. 3 yıl kapalı kalan okul  daha önce de 1916-17 yıllarında mezun veremedi. Çünkü öğrenciler askere alınıp Çanakkale'de savaştı..Arşivde bulunan belgelerde 636 numaralı öğrenci Hakkı Efendi’nin 9’uncu sınıfta 1’inci Dünya Savaşı’na, ardından da Kurtuluş Savaşı’na, Hızır Efendi oğlu 655 okul numaralı Mehmet Emin’in 11. sınıfta Birinci Dünya Savaşı’na, 185 numaralı Ahmet Lütfi Efendi’nin de yedinci sınıfta yine Birinci Dünya Savaşı’na katıldığını belirttikleri dilekçelerinde, okuldan tasdiknamelerini istedikleri tespit edildi. Kayıkçı İzzet Ağa oğlu Mahmed Kazım Efendi’nin dilekçesinde 287 numaralı öğrenci olduğu ve okuldan mezun bulunduğu, ancak Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin cephesinde esir düştüğü ve eşyalarını kaybettiği için, 876 numaralı Cemal Efendi oğlu Ali Celal ise Kurtuluş Savaşı nedeniyle okulu yarım bıraktığı için tasdiknamesini  dilekçeyle istedi.

9 Eylül 1922’de Yunanlılar İzmir’den kapı dışarı edildikten sonra, okul şimdiki binasına taşındı ve Ekim 1922’de öğrenime başladı. 1922-23 öğrenim yılı sonunda sultanilerin ismi lise oldu ve bu kez okulun ismi İzmir Erkek Lisesi, daha sonra İzmir Birinci Erkek Lisesi haline geldi. 1932 yılında Atatürk liseyi ziyaret etti ve 1942 yılında liseyi ziyaret eden ve gördüklerinden memnun olan İsmet İnönü, Ankara’ya dönüşünde telgrafla okulun adını İzmir Atatürk Lisesi’ne çevirdi.

 

 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..