Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

İşsizlik ve AK partisi….

İşsizlik ve AK partisi….
 

Global ekonomik krizle birlikte çok büyük bir kesimin kalbine paslı bir hançer gibi saplandı işsizlik. Nutuk atıcıları, nutuklarına bu yılın başından beri maktu bir giriş paragrafı eklediler. “Bütün dünyayı saran işsizlik…” Artık nutuklar böyle başlıyor. Geçtiğimiz yıl sonuna kadar, işsizlik oranı sıfır olan, hatta açık iş gücünü yabancı ülkelerden getirilen işçilerle tamamlayan bir Türkiye vardı.(!) Birden bire ortaya çıkıveren bu global kriz bizi gafil avladı. Nasıl öyle aniden çıkıverdi de önlem bile alamadık. Bilseydik kesin önlemini alır krizi avantaja bile dönüştürebilirdik. Gerçi bankaların krizi avantaja dönüştürdükleri görülüyor ama bu durum işini kaybetmiş insanları daha çok sıkıntıya sokmaktan başka bir işe yaramıyor.

Biraz geçmişe gidelim. Hani o İstanbulda İstanbulluların, İzmirde İzmirlilerin… Oturduğu, bir başka şehre memuriyet veya akraba ziyareti için gidildiği yıllara. Atmışlı yıllara… O günlerde işsizlik resmi rakamlara göre yüzde 10 ila 20 arasında geziniyordu. O zamandan şimdiye kadar “Böyyük Türkiye” kuranlar, “Sanayi hamlesi” yapanlar, “Benim memurum işini bilir” diyenler, sağcılar, ortacılar, ortanın bir karış sağında olanlar, liberaller, muhafazakarlar, hatta bir ara koalisyon da olsa kısa bir süre ortanın az bir şey solunda olanlar, askerler iktidar oldular. Hepsinin döneminde bazı şeyler değişti. Ama değişmeyen, bir istikrar abidesi gibi duran işsizlik oranları oldu. Bazen birkaç puan aşağı bazen yukarı.

2008 Sonundaki resmi rakamlar %13, 8 diyordu. Tabii bu resmi rakam dı. Bizim kendimize özgü sosyo ekonomik yapımız itibari ile hakiki işsizliğin bu rakamın çok üzerinde olduğu kesindi. Aynı daha önceki yıllara olduğu gibi.

Türk halkının son elli yılda bu işsizlik oranı adeta değişmez kaderi olmuştu. Birden bire resmi rakamlara göre beş puan yukarı çıkınca insanlar şaşırdı, panikledi, kimisi isyan bile etti.

Görünen o ki Türk halkı yüzde 10 dolayında bir işsizlikle yaşamaya alışmış, kendi sosal yapısı içinde bu işsizleri ertmiş, böyle yaşamayı kabullenmişti. Hatta sayın başbakanın “Kriz bize teğet geçer” derkan düşüncesi, ailelerin bu yeni oluşacak oranı da kendi içlerinde kamufle edeceği inancından olabilir. Ancak artık durum değişti. Aileler daha fazla işsizi tolore edemiyor. Kredi kartları borçlarının sürekli artması allah korusun hiçde hayra alamet değil.

Son elli yılda her nutukda nurlu ufuklar vadeden yöneticiler işsizlik konusunda (konumuz o olduğu için) dediklerini tutmadılar halkı aldattılar, kandırdılar. Yani en azından bu konuda hepsi birbirinin aynısı idi. Aynı parti idi.

Ben elli yıldır isim değiştirerek hep iktidarda olan bu partiye, sayın Devlet Bahçeli'nin izni ile onun söylevinden aldığım AKP yani "Aldatma ve Kandırma Partisi" diyorum.

Son iktidar partimizin resmi adının kısaltmasının aynı olmasının tesadüf mü, yoksa bilinçli bir seçimmi olduğunu o parti de siyasi partiler mezarlığında yerini aldıktan sonra siyaset bilimcileri incelesin.

“İşsizlik her türlü kötülüğün anasıdır” diyen çok doğru söylemiş. Hanımlarımız, ev işleri, çocukların bakımı derken biraz olsun oyalanabiliyor. Ama erkeklerin durumu fena. İşsiz kalan evine ekmek götüremeyen bir erkeğin sonunun ne olacağını düşünemiyorum.

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..