Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '09

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul...

İstanbul...
 

Öylesine baştan çıkarıcı ki İstanbul…

Içindeki yıpranmışlıkları böylesine saklayabilen, bir anda taptaze ve duru ortaya çıkabilen büyülü şehir İstanbul.

Bir tarafta tüm yaşanmışlıklarının dinmemiş acıları, diğer tarafta yeni doğmuş bebek kadar saf ve aydınlık, hayata dair umutları.

Neşeli ve kederli notaları, en farklı tarzlarda ama hepsi de mutlaka özel fırça darbeleri, en doğalından en karmaşık olanına kadar eşsiz kokuları.

Büyüleyici olduğu kadar güvenilmez, çekici olduğu kadar da çekilmez “bir başka şehir”…

İnsanı anında içine çekiyor, yüzüne bakınca içini açıyor, ben artık onsuz olamam diyorsunuz. Renkleri, kokuları, sesleri… Hikayeleri, savaşları, çaresizlikleri… Coşkusu, hüznü, korkuları o kadar sahici ki hemen bağlanıp hiç kopamayacağınızı hissediyorsunuz.

Zaman zaman kaçmak istiyorsunuz. Yoruyor, ürkütüyor. Uzaktan severim daha iyi deyip daha güvenli, daha huzurlu bir başka yer için arkanıza bakmadan gitmek istiyorsunuz. Ama bir anda avucuna alabiliyor yeniden. Hiç çaba göstermeden.

İçinize öylesine işlediğini hissediyorsunuz ki, kalıp her anını yaşamayı seçiyorsunuz.

Peki huzursuzluk ne olacak? Ya yorgunluk? Korkular?

İçinde yaşayıp da keyfini çıkarmak mümkün mü?

Geçen gece dolunayın emsalsiz güzellikle yüzeyine vurup ışıldadığı denizi seyrettim uzun süre. Kulak tırmalayıcı sesler de kesilmişti, çirkin yapılar da gizlenmişti. Büyüsüne kapıldım yine İstanbul’un. O an dünyada başka bir yer yoktu. O an “evet dedim, elbette burası”…

Sabah yollara düşünce, tüm düzensizlik, biçimsizlik, kirlilik ve uyumsuz sesler duyularımdan beynime ulaşınca yeniden başladı o huzursuz kıpırtı. “Acaba yanılıyor muyum?” “Bir an önce çekip gitmeli miyim?”

Zor bir gündü, kendimle savaştığım. Gel – gitlerle boğuştuğum… Çözemediğim, sorularımın cevaplarını bulamadığım.

Bu sabah anladım, aramakla bulunmuyormuş. Meğer kendi haline bırakınca görünüyormuş parıltı. Dolunayı hayranlıkla seyrettiğim aynı yerdeyim. Görüntü bambaşka. Daha gerçek, daha örtüsüz. Sabahın ilk ışıkları umut verici, tazeleyici.

Martılar haber getirdi İstanbul’dan: “Bu güzelliği bırakıp bir yere gidemezsin! Sana verdiklerimi al, beni olduğum gibi yaşa.” Anladım ki uyum ancak o zaman yakalanabilir bu deli şehirle… Ancak o zaman tadına varılabilir…

 
Toplam blog
: 36
: 1240
Kayıt tarihi
: 25.10.08
 
 

Fransa ve Türkiye'de on sene kadar turizmcilik yaptıktan sonra iletişim alanına yönelmiştir. İnte..