Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '09

 
Kategori
Tiyatro
 

İstanbul Efendisi

İstanbul Efendisi
 

İstanbul Efendisi


Bu sezon İstanbul Şehir Tiyatroları’nda adından çokça söz ettiren bir oyun olan “İstanbul Efendisi” hem konusu, hem de dekor ve kostümleriyle seyircinin büyük beğenisini kazanmaya devam ediyor. Türk Tiyatrosu’nun klasikleri arasına giren oyun Musahipzade Celal tarafından 1914 yılında yazılmış. Danslı, müzikli bir İstanbul hikâyesinin anlatıldığı bol kadrolu oyunun yönetmenliğini ise Engin Alkan yapıyor.


Türk tiyatrosunun önemli oyun yazarlarından biri olan Musahipzade Celal, tüm oyunlarında eski Osmanlı yaşamını, gelenek ve alışkanlıkları ile dönemin toplum yapısını oyunlarında ustaca aktarmıştır. Şarkılı, türkülü bir İstanbul hikâyesinin anlatıldığı bu oyunda da Osmanlı’nın renkli kültürü ve etnik çeşitliği, toplumun çeşitli inançları sahneye taşınmıştır. Başkadı Savleti Efendi’nin çarşıyı denetleme sahnelerinde çıkan Ermeni Terzi Agop, Yahudi Bakkal Yuvan, Rumelili Nalbant Durmuş, Kastamonulu Saka Bekir gibi tipler dönemdeki kültürel çeşitliliği göstermesi açısından önem taşıyor.


Müziğin dansla iç içe geçtiği ve buna oyuncuların başarılı performanslarının da eklenmesiyle görsel bir şölene dönüşen oyunun konusu kısaca şöyle:

Günümüzün Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na benzer bir görevi sürdüren Savleti Efendi kendince oğlunu eğitmeye çalışan, kızını çok seven bir baba aynı zamanda dürüst bir kadıdır. Savleti’nin en büyük kusuru ise cinlere büyülere inanmasıdır. Kendisine damat beğenmeye çalışan Savleti Efendi, çeşitli fal yöntemlerine başvurarak kızına bir koca seçmeye çalışırken türlü kadın oyunlarının kurbanı olduğunu fark etmez. Çarşı esnafı Muhsin Efendi’nin oğlu Safi Çelebiyle birbirlerini seven genç aşıklar yardım için Çengi Afetten yardım isterler…

Engin Alkan, başarılı oyunculuğunun yanı sıra oldukça başarılı bir yönetmen aynı zamanda. İstanbul Efendsi’ni de sahneye taşırken aynı hassasiyeti göstermiş. Oyunun arka planındaki büyük çalışma, sabır ve bilgi birikimi hem oyunun sahnelenişine hem de oyuncuların performansına yansımış.

Yönetmen oyunu müzikal olarak uyarlamayı tercih etmiş. Eserin bu yorumuna oyuncuların başarılı performansı da eklenince ortaya daha eğlenceli ve seyredilesi bir oyun çıkmış.


Oyunun Barış Dinçel’e ait olan dekor tasarımında fazla ayrıntıya yer verilmeyerek oyunculuklar ön plana çıkarılmaya çalışılmış. Hıdrellezi simgeleyen ağaç, Esma ve Dilaram’ın kullandığı fayton, ortaya getirilen büyük çeyiz sandığı bence çok hoş ayrıntılardı.

Kostüm tasarımı ise Duygu Türkekul yapmış. Dönemin hem etnik yapısını hem de kişilerin toplumsal statüsünü başarılı bir biçimde yansıtmış.

Oyunun Koreografisi Senem Oluz’a ait. Müzik Direktörü ise Hüseyin Tuncel. Oyunda kullanılan müziklerin seçimi, yorumlanışları ve dansların uyumu başarılı olmuş. Kimi yerlerde oyuncuların tek başına söyledikleri şarkıları ve özellikle zekice tasarlanmış falaka sahnesini çok beğendim.


Oyunun geniş ve başarılı bir oyuncu kadrosu var. Kalabalık ekibin tamamı başarılı bir oyun sahneliyor. Başrollerde izlediğimiz Sezai Aydın (Savleti Efendi) için aslında fazla söze gerek yok. İçselleştirdiği Savleti Efendi’yi kendi yorumunu da katarak başarılı bir şekilde sahnelemiş. Dışarıda yeri göğü inleten daha kendisi gitmeden adı bile insanları korkutmaya yeten bir yönetici ama aynı zamanda çocuklarını seven kendince onları yetiştirmeye çalışan bir baba karakteri yaratmıştır. Sevil Akı (Çengi Afet) oyunun eksen karakteri ve meseleyi mutlu sona çeviren kişidir. Oyunda öne çıkan bir diğer isim ise Çağlar Çorumlu (İrfan), seyircinin tepkilerini hemen alan ve ona göre oyunculuğunu şekillendiren bir oyuncu. Konağın geri zekâlı oğlu rolündeki tiplemesiyle harika bir karakter yaratmış. Sevinç Erbulak (Dilaram) her zamanki gibi döktürmüştü. Özellikle fayton sahnesinde Derya Çetinel (Esma Hanım) çok eğlenceli bir ikili olmuşlar. Arda Aydın da (Safi Çelebi) canlandırdığı karakterin duygularını güzel yansıtmış.


İstanbul Efendisi tarihten bir sayfa açıyor, seyircisini güldürmek, düşündürmek ve eğlendirmek için. Dünü, bugünü ve yarını görmemiz için bir pencere aralıyor bize. Dün ve bugünün paralelliği içimizi acıtıyor. Ve müzik ve dans eşlik ediyor repliklerimize... Ve perde... ve İstanbul Efendisi...

İstanbul Efendisi başarılı bir oyunun ancak tüm ekibin birbiriyle olan uyumuyla gerçekleşebileceğini kanıtlayan keyifli, övgüyü hak eden eğlenceli ve bol kahkahalı izlenmesi gereken bir oyun. Keyifli seyirler…

NOT: Tiyatro sahnesi çok büyük olmamalı, bu oyunu izlerken bunu öyle açık ve net anladım ki. Salonun en arkalarında idik, hem konuşmaları anlamakta zorlandık hem de mimikleri pek fazla göremedik. Bence bu anlamda Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi ideal büyüklükte. Oyunu sevgili Bülent ve Yeşim'le izledim Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde...


Yazan : MÜSAHİPZADE CELÂL

Yönetmen: Engin Alkan

Dramaturg : Sinem Özlek

Dekor: Barış Dinçel

Kostüm: Duygu Türkekul

Işık: Murat İşçi

Müzik Yönetmeni : Hüseyin Tuncel

Koreograf: Senem Oluz
Oynayanlar:

Çiğdem Gürel

Derya Çetinel

Hamit Erentürk

Hüseyin Tuncel

Murat Güreç

Murat Üzen

Özlem Türkad

Selin Türkmen

Senem Oluz

Serkan Bacak

Sevil Akı

Sevinç Erbulak

Sezai Aydın

Tuğrul Arsever

Uğur Arda Aydın

Volkan Ayhan

Zafer Kırşan

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..