- Kategori
- İstanbul
İstanbul yazıları-8/ mimoza uğultusu
Merhum şair ve yazar Olcay Yazıcı'nın başta gelen eserlerinden biri "Erguvan Uğultusu'dur" Yazıcı bir gemi yükü çiçekle donanmış erguvan ağaçlarından esinlenerek eserine bu güzel adı uygun görmüştü. Gerçekten de mayıs ayının ortalarında İstanbul başta Boğaziçi olmak üzere alabildiğine çiçek açmış erguvan ağaçlarıyla bezenir. Göz alıcı, gönüller cezbedici bir renge bürünür.
Şubatın sona erip, marta ayak bastığımız bu günlerde de yeni bir baharın ilk müjdecisi mimoza ağaçlarının uğultusunu duyuyoruz. Park ve bahçeleri süsleyen mimozalar baygın baygın kokan sarı sarı çiçekleriyle insanı mest ediyorlar. Hele yanlarına kadar gidip, salkım söğütler gibi aşağıya sarkmış dallarının altında durduğunuzda bu sessiz uğultuyu duymamanız için hiçbir neden yoktur.
Dahası önümüzdeki baharın bütün güzel kokularını hisseder gibi olursunuz. Henüz soğukça olan şubat havası "Acele etme" derse de başınızın üzerindeki çiçek yükü çok yakındaki baharı fısıldar size..
Genelde mimozalara erken çiçek açmış erik ağaçları iştirak ettiğinde bahar cümbüşü tamam olur. Parklar, bahçeler, yol kenarları dayanılmaz bir çekiciliğe bürünür.
Orhan Veli'nin "Beni bu güzel havalar mahvetti" dediği gibi canınız işe gitmek, çalışmak istemez. Soğukça havaya rağmen burada vakit geçirip, mimoza uğultusunu doyasıya dinlemek istersiniz.
Bütün hay- huyu, trafiği, gürültü ve patırtısına rağmen İstanbul böyle ansızın çeler gönlünüzü. Ayrılmak istemezsiniz..