İstedikleri kadar kıvırsınlar...

Kendi “yandaşları” için kullanabilirler ama bu ülke de hiç kimse “salak” değil…

Mal meydan da; CHP’ ni kapatmak için “dosya hatta kitapçık” hazırladılar der demez tarafsız olması gereken Beştepe kahramanı “ gürledi; hiç kimse “Kuşlardan haber aldım, benim partimi kapatacaklar diye ortalıklarda dolaşmasın…"

Ve 13 yıldır akıllarına gelmemiş gibi “parti kapatmayı engelleme” yasa teklifini hazırlayıverdiler…

CHP den destek istiyorlar…

***  

Buradan defalarca yazdım ellerine fırsat geçsin tıpkı tüm kazanımlarımız ve değerlerimizi yok ettikleri gibi CHP ni ve tüm seçmenlerini yok ederler…

Ve zerre-i miskal kadar da üzülmezler…

Nedenlerine ve emarelerine gelince az sonra yazacağım…

Sadece bir şey dikkatimi çekti; bu yazıyı yazarken emekli bir “asker” CNN TÜRK’ de konuşuyordu ve beyefendi bu ülkedeki tüm şehitlerin müsebbibi PKK’yı destekleyen ve onun meclisteki uzantısı HDP den aday adayı…

Oysa “Ergenekon” balyoz, ay ışığı gibi üfürüklerin ve devletin organları tarafından yalanlanan “çakma” belgelerin bizatihi şahididir…

***

Hatırlar mısınız; Anayasa Mahkemesi AKP için kesin bir karar veriyor, “AKP laiklik karşıtı tüm eylemlerin odağıdır,” diye…

Şimdi soruyorum herkese Anayasanın bu kararını AKP’den bir tek kişi taktı mı?

O günün Başbakanı bugünün hem Başbakanı hem Cumhurbaşkanı ne diyordu; ben Ergenekon’un savcısıyım…

Peki, bugün bu kararın peşinden giden hesabını sorabilen var mı? Yok…

İşte durum bu kadar vahim bu kadar açık ve çarpık…

Hukuk diye bir şey yok, Anayasa diye bir ülkenin can damarı yazılı yasası da yok, varsa da takan dinleyen ve ne yazık ki “uygulayan” da yok…

*** 

AKP’ye muhalif olan tüm kurum kuruluş ve şahıslar tek tek, ya yok edildi ya da “üfürükten” sebeplerle “Ergenekoncu” ilan edildiler, yetmedi şimdiler de “Paralelcilerle” el ele, kol kola olduklarına dair suçlamaların hedefiler…  

“Muhalif” Gazetelere, gazeteciler aydınlar sanatçılar bilim adamlarına ne yapıldı; önce “Ergenekon” sanığı sonra ya hapis ya da el koyma…

Şu anda tamamı sindirilmiş tamamı kuşatılmış ve yok edilmiş bir durumda; bu kadar da “korkunç…”

***

Ve sinsi adımlar sonrasında “çağdaşlığı” savunan “ılımlı İslam” modelini reddeden, ne kadar bilim adamı akademisyen üniversite varsa ele geçirdiler,

Atatürkçü Düşünce Derneği

Cumhuriyet gazetesi

Çağdaş Yaşamı destekleme Derneği,

Çağdaş Eğitim Vakfı

Ve Türk silahlı Kuvvetleri gibi “laikliğin” çağdaşlığın ve demokrasinin kalelerini bir bir yıktılar…

Tamamı Cumhuriyet rejiminin göz bebeği gururu…

***

O zamanlar “Milliyetblog ‘daki bir yazım da; er veya geç CHP’ ni de yok edecekler veya yok etmeyi mutlaka deneyecekler, diye yazmıştım…

***

Yedeğinden aslına kadar ne kadar inkar ederlerse etsinler ne kadar kıvırırlarsa kıvırsınlar son günlerde Cumbaş’ın talimatıyla CHP’ nin kapatılması ve mal varlıklarına el konulmasına karar verildi…

Ya bu kadar çabuk deşifre edileceklerini tahmin etmiyorlardı “inkar ediyorlar” ya da her zaman olduğu gibi belirli bir kitlenin hışmından kurtulmak için “B planlarını” devreye soktular, sokacaklar…

Seneler önce “Ergenekon”  Balyoz Ay ışığı safsatalarına ne diyorduk; AKP’ nin sivil darbesi…

İşte yeni üfürükleri Başkanlık” sistemi de “sivil darbenin” ve dönemin “Ergenekon savcısının” ürünüdür. Hem de sadece kendilerini garantiye alacak, kurtaracak bir ürün…

Şimdi soruyorum sizlere; böyle bir darbe de böyle bir dava da CHP gibi bir partiye yer verirler mi?

Vermezler, veremezler…

Onun için hiç kuşkunuz olmasın; sıra CHP de, bugün olmadı yarın…

***  

Ama bir can dostumun yazısına gönderdiğim yorumumda yazmıştım; ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar, yüzde kırk dokuz yüzde elli birden büyük değil…

Taş olsalar bir gün “kaya” olur tepelerine yağarız…

Adam hala bas bas bağırıyor;

“Camiler kışlamız

Kubbeler miğferimiz

Minareler süngümüz

Müminler askerimiz…”

Peki, kardeşim bir tek kişi sormaz mı; düşmanınız kim diye…

***    

Düşman; Türkiye Cumhuriyeti

Düşman; laiklik

Düşman; hukuk sistemi

Düşman; medeniyet ilim irfan…

Düşman; CHP ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk…

Ve sonuçta layık görünen; “kölelik” sistemi, yobazlık bağnazlık…

Ha aklıma gelmişken olur ya bunları savunur ve AKP’ni Cumbaş’ı eleştirirseniz “şak” diye

Ya “Ergenekoncu” yaftasını ya da “Paralelci” yaftasını yapıştırıverir,

Özellikle yandaşlarına da hiç acımadan, canlı hedef yapıp “din düşmanı, vatan haini ve türban düşmanı” ilan ederler…

***

Öyle veya böyle hiç itirazımız yok; bugüne kadar yapılan seçimlerin tamamını kazandılar, helal olsun.

Velev ki bu seçimleri de kazandılar diyelim…

Peki, bu ülkede bu ülkenin ekonomisinin güvenliğinin hali nedir, biz nereye gidiyoruz, bize ne oldu kadınlara reva görülen bu şiddet kin nefretin sebebi ne, diyecek hiç kimse yok mu acaba?

Ya nereden, nereye geldik nereye gidiyoruz diyecek biri…

Yoksa bir babayiğit, o halde “bunca aday” bunca “vekil” heveslisi, para babası, bunca “bürokrat” nereye koşuyor arkadaşlar nereye…

Vardır bir hikmeti deyip “enseyi karartmayalım” yaşarsak daha neler göreceğiz neler; kim bilebilir…

Hele siz bir de “iç güvenlik tasarısı” meclisten geçsin de o zaman görün;

“Tadından yenmez…”

İyi geceler…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 11.03.2015 00.15