Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '08

 
Kategori
Spor
 

İstemezüük

İstemezüük
 

http://img387.imageshack.us/img387/9984/yenierisilah4hd.png


Osmanlı’da yeniçeriler, ilk başkaldırı hareketleri olan ve II. Mehmet’in tahtı yeniden babası II. Murat’a bırakmasıyla sonuçlanan Buçuktepe Vakası’ndan (1445) ocaklarının ortadan kalkmasıyla son bulan Vakai Hayriye’ye (15 haziran 1826) kadar pek çok ayaklanmaya ön ayak olmuş ya da kakımışlardır hep “istemezük” diyerek. Tarih boyunca bu ayaklanmalar basit bir Cülus Bahşişi’nden ya da çeşitli yetki daralmalarından kaynaklandığı gibi 1622’deki Genç Osman olayında olduğu üzere padişah kellesi almaya kadar uzanmıştır.

8 Ağustos 1648’de yaşanan isyanda ise yeniçeriler, padişah İbrahim’in (Deli İbrahim) tahttan indirilmesine ve oğlu IV. Mehmet’in padişahlığa getirilmesine neden olmuşlar tarihe de bu olay ‘Hazarpare Vakası” olarak geçmiştir. Deli İbrahim’in tahtan indirilmesine en büyük neden olarak ülkede kanun ve düzenin kaybolması bir başka değişle merkezi otoritenin ortadan kalkması gösterilmiştir.

Bu sene Galatasaray’da 5 Nisan 2008’de yaşanan ve Feldkamp’ın gönderilmesiyle sonuçlanan olay geçmişteki bu yeniçeri ayaklanmalarını hatırlattı bize. Her ne kadar futbolcular bu olayla uzaktan yakından ilgileri olmadığını söyleseler de gerek sene başından 5 Nisan’a kadar geçen dönemde Kalli ile ilişkileri gerekse 5 Nisan’dan sonraki hırsları göz önüne alındığında bu durumun pek de onların dışında gelişmediği anlaşılıyor. Öyle ki birkaç hafta öncesinde Feldkamp’ın yeni sezonda takımın başında olmayacağı söylense de ortada o kadar tahammül sınırlarını zorlayan bir durum mevcuttu ki, son haftalarda teknik direktörsüz kalma pahasına Alman teknik adam ile Galatasaray’ın yolları ayrıldı.

Şampiyonluğa giden bir takımda sezonun bitmesine 5 hafta kala teknik direktörün değiştirilmesi hele hele yola teknik direktörsüz devam edilmesi çok büyük olasılıkla dünya da eşi benzeri olmayan bir durumdur. Bugün Galatasaray’da antrenmanların nasıl yapıldığı, otoritenin nasıl sağlandığı ve en önemlisi kadronun ne şekilde oluştuğuna dair kimsenin kesin bir bilgisi olmadığı gibi işin enteresan yanı takım öyle ya da böyle maçları kazandığı için kimse bu durumun peşine de düşmüyor.

Kalli’nin gönderilmesi futbolcular için ekstra bir motivasyon olduğu aşikar. Zira geçen hafta Gençlerbirliği bu hafta da Trabzonspor maçlarında sarı kırmızılı futbolcuların hırsı, sanki Alman teknik adamın bu takıma fazladan hiç bir şey katmadığını ya da o olmadan da Galatasaray’ın yoluna pekala devam edeceğini kanıtlamaya yönelikti.

Sonuçta sezonun bitmesine 4 hafta kala ve Galatasaray’ın önünde bir de Fenerbahçe maçı varken bir teknik direktör değişişkliği ancak başkan, futbolcular ve taraftarların ortak kararı ile gerçekleştirilebilirdi; nitekim Galatasaray’da da o oldu. Kalan 1 aylık süre sonunda Galatasaray şampiyonluk ipini göğüslerse bu durum ligimizin kalitesizliğinden başlayıp, Kalli’nin takıma zarar vermesine kadar bir çok neden ile açıklanacaktır ancak böyle bir durumun gerçekleşmesi durumunda işin en ilginç yanı bundan önce sezon içinde teknik adam değişikliğine giden hiç bir takımın sezon sonunda mutlu sona ulaşamadığı istatistiğinin hala geçerliliğini koruması olacak ve Galatasaray yeni bir ilke imza atacaktır: teknik direktörsüz şampiyonluk.
 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..