İsviçre Frangı son 10 yılda en fazla değer kazan para oldu. Dr. Ali Topçubaşı

1 Kasım 1993 tarihinde oluşturulan AB’ye katılmayınca, zor durumda kalacağı sanılan İsviçre, hem ekonomik büyümede, hem de işsiz sayısında oluşturulan birlikten olumlu yönde ayrıştığı anlaşılmaktadır. 2005 yılından günümüze Dolar ve Euro’nun zamanla birbirlerine karşın değer kaybetmesi veya kazanması söz konusu olurken, bu iki para birimi de İsviçre Frangına karşı sürekli değer kaybetmiştir.  

Petrol geliri olmasına karşın Almanya karşısın da tutunamayan ve AB’ den ayrılma sinyalleri gönderen İngiltere'nin para birimi olan sterlinin değeri 2005 yılı sonuna göre 2,31 den günümüze 4,32 ye çıkarak yaklaşık yüzde 87 oranında artış gösterirken, aynı zaman diliminde 1 Euro 1,59 dan 3,23 e yükselerek yaklaşık yüzde103 oranında artış gösterirken, dolar 1,34 den 2.84 e çıkarak yaklaşık yüzde 112 artış göstermiş, İsviçre Frangı ise 1,01 den 2,97 ye yükselerek bilinen paralara karşı rekor derecede artış göstermiştir.  Yani, 2005 yılı sonunda 100 Dolar 133 İsviçre Frangı ederken, günümüzde 95,6 İsviçre Frangı etmektedir. Yine, 2005 sonunda 1 Euro 1,67 İsviçre Frangı ederken, günümüzde ancak 1,08 etmektedir.

2005 yılı sonunda 1 dolar 1,35 Türk lirası iken, yılbaşına göre dünyadaki para bolluğunun ve faiz hadlerinin düşmesinin tesiri ile  3 TL' ler den 2,85 e düşmesine karşın, son 10 yılda Doların Türk parası karşısında yüzde 111 değer kazandığı anlaşılmaktadır. İsviçre Frangı'nın Türk parası karşısındaki değer kazancı ise yüzde 194’e ulaşmaktadır.

Medeni kanunu bizden sonra kabul eden 8 milyon nüfuslu İsviçre, medeni olmanın koşullarını yerine getirerek 720 milyar Dolar’ lık gelire, fert başına geliri de 90 bin Dolar gibi olağan üstü seviyeye çıkartmıştır. 79 milyonluk ülkemizin toplam gelirine yakın olan bu gelir, fert başı gelirimizin de yaklaşık 10 katına ulaşırken,185 milyonluk kardeş Pakistan'ın 238 milyar Dolarlık gelirin yaklaşık 3 katı gelirine, fert başı gelirde ise yaklaşık 70 katına ulaşmaktadır. İsviçre'de işsizlik oranının da yüzde 3,2 gibi olağan üstü düşük düzeyde olması, yani bu işsizlik oranının çalışmak isteyen herkesin çalışabileceği oranı ifade etmesini kabul etmeliyiz. 

Yani, dünya 5 den büyüktür savının matematik hariç hiçbir geçerliliğinin olmadığını, İsviçre örneğinden anlayabiliriz. İslam dünyası kalkınmasının alfabesi olan laik, demokratik kurumları inşa etmediği taktirde her gün farkın açılacağını, aşağılanmanın en ağırını yaşama pahasına daha çok denizleri ve okyanusları aşarak ölüm yolculuğuna çıkacağını unutmamız gerekmektedir.