Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '16

 
Kategori
Deneme
 

İyi bir insan değilim ama kimseyi öldürmedim; katil olmasın yeter

İyi bir insan değilim ama kimseyi öldürmedim; katil olmasın yeter
 

İnsanları kabul etmemizin minimum sınırı bu; gerisi tercih. Bu, hayatı kolaylaştıran bir anlayış. Sepetinize it köpek her şey giriyor ama bazen dışarıda kalanlar da insanı rahatsız eder. Şunu bileceğiz “Uzak durur yaşarım, kapımı kilitlerim, bakmam, konuşmam…”diye bir anlayış yok. İyisi, kötüsü herkesle bu gemide berabersin; sen kaçsan o geliyor, ikiniz de kaçsanız hayat/kadar getiriyor. Galiba insanlar/hatta hayvanları da sevmeye mecburuz!

Tercihle her şeyi hallediyorsunuz zaten, bunu almam bunu alırım diyorsunuz iş bitiyor. Ama sevmedikleriniz de etrafınızdan gitmiyor. Gelin şöyle yapalım. Kabul edeceğimiz insanlara bir limit koyalım. Katil olmasın yeter. Kalanı şehirlerimizde dolaşsınlar. Daha ince bir ayrıma kalkıştığımızda bizim de yüreğimiz ortadan yarılıyor. Hayat karpuz pazarına dönüyor “Seç al hemşerim, Adana bunlar!”

Ne yapacağız yani, atsan atılmıyor satsan satılmıyor, yanımızda yöremizdeler; çaresiz aldık kabul ettik lakin katil olmayacak! Vallahi billahi, ben tanışmak konuşmak istediğim kimsede sadece bu şartı arıyorum, gerisine bakarız.

Evet, çok net bir şekilde söylüyorum; katil olmayan kişiyi  ne olursa olsun kabul ediyorum!

Şu iyi, bu kötü, o yalancı; herkesin bin bir türlü hali var, yoruyor insanı. Artık ben kimseyi ayırmıyorum, kirli suratına bakıp gülümseyeceğim. Herkes kapımı çalabilir, herkes evime girebilir; it mi köpek mi yatağıma alırken bakacağım, yeter ki katil olmasın.

Aslında bu kadarı da ayrımcılık, daha geniş olmak lazım; değilse bazıları açıkta kalıyor, açıkta kalan sizin ayıbınız oluyor, Tanrı yaratmış ama sorumluluk bizde. İnsan çürük elma değil çöpe atamayız, katil dışında herkesle konuşacaksınız, değilse yaşamak zor. Aslında tercihlerde de sorun var; tercih etmiyor insanları ayırıyoruz; yani seçimimiz ayrımcı.

E yani Korkut uymayanı/sevmediğimizi mi alalım? Bedenen değil, insan mecbur değilse ve bir faydası olmayacaksa hoşlanmadığı şeyi yememeli. Kişilik ve ahlak olarak tercihlerimize sınır koymamalıyız. Bu yalancı; olabilir, aradığımız şeyler onda varsa varsın yalancı olsun. Ya beni de kandırırsa… Ara sıra aldatılmak güzeldir, sen hayatı ne sandın! Hayatın sorunlarını böyle tolere edeceğiz işte. Sen çirkini alacaksın. Ben gevezeye katlanacağım. O dedikoducuyu çekecek…

Biz ne yapıyoruz? Hepsini atıyoruz. Atıyoruz da noluyor? Hayatın çöplükleri olarak etrafımızda birikiyor. Onun için ben diyorum, dervişten adam olmaz. Mübarek sorundur. Mezhebin geniş diyor. Evet, benim mezhebim geniş, senin gibi insanlıktan nasibi olmayan biri değilim çok şükür! Bende karşılığı varsa herkes her şeyi bana verebilir, benden alabilir. Ruhum kirlendikçe bedenim, bedenim kirlendikçe ruhum temizlenir.

Ben koca bir hayat yaşadım, nasıl olur da tertemiz olarak mezara girerim. Günahsız olarak Allah’ın huzuruna çıkan kimse de sorun vardır. Herkes diyor ki neden Kerim Korkut’un etrafında kimse yok? İnsanlar benim kabul edemeyeceğim kadar iyi de onun için! İyiliğin bedeli vardır; insanlıktan çıkmadan iyi olamazsınız. Onu ayıracaksınız, bunu aşağılayacaksınız, siz onurlu olacaksınız, onlar onursuz, öyle mi? Yüzünü yıkamamış diye selam vermediğiniz insan var!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..