İzmir Çikolata Festivali 2018

Bu hafta sizlere festivalden merhaba diyorum! İzmir Çikolata ve Tatlı Festivali, kaçırılmaması gereken bir organizasyon. Çünkü adı üzerinde… Ne diyor? Çikolata. Şu hayat koşturmacası içinde kendimize ödüller vermek yapabileceğimiz en doğru şey. Bu organizasyon da “ Biraz nefes almaya ne dersin? “ diyormuşçasına düzenlenmiş. Sürekli “Acaba nasıl bir festival olacak?“ diye düşünüyordum. İşte sizlere merak ettiğiniz tüm soruların cevaplarını ve festivalin artı, eksilerini yazmaya başlıyorum.

Bu yıl ikincisi düzenlenen İzmir Çikolata ve Tatlı Festivali daha ilk günden oldukça canlı karşıladı bizleri. Hani festivalin ilk günü sakin olur diye bir imaj yoktu. Girişte bilekliklerimizi taktıktan sonra çikolata ikramları, sıcak çikolata servisi başladı. Bu festivalin “Hoşgeldiniz.“ deme şekliydi aslında. İçerde fazla çeşitte çikolata ve tatlı mevcuttu çünkü. Sonrasında iç kısma doğru ilerleyince bir “Çikolata şelalesi” karşılıyordu bizleri.  “Bu çikolata şelalesi de neymiş vayy?“ derken önündeki ekmek kuyruğuna benzeyen kuyruğu görüncee…. Farkettim ki burda güzel bir şeyler oluyor. Hemen bana verilen kürdanı ve tatlıyı aldım ve şelale sırasına girdim. Ardından çikolataya dair bir sanat eseri gerçekleştirip ağzıma cup.

Canınızın çekmesini istemiyorum ama festivali mümkün oldukça mütevazi bir şekilde ancak bu kadar anlatabiliyorum. Neyse gelelim stantlarda neler vardı sorusunun cevabına. Öncelikle ilgi çeken stantlardan biri “Çıtır fincan“ stantıydı. Kahvenizi içtiğiniz gofretimsi fincanı yiyorsunuz ve bu oldukça ilgi çekiyor. Bunu ilerleyen günlede köşeme taşıyabilirim. İkinci hoşuma giden ise, süt reçeli satan firmaydı. Miray Hanım’ın yeri foçada bulunuyormuş, bir gün yolum düşerse uğramayı isterim. Bir diğer hoşuma giden stant ise glutensiz kek, ekmek ve kurabiye üretimi gerçekleştiren ve İzmir’deki Charleston cafe. Macaron konusunda ise Manisa'dan gelen İlkay Hanım ve macaronlarına “ Merhaba “ demeden geçmedim, uğramadan olmazdı. Tüm bunlar olurken atölye çalışmasını ifade ede  “ Workshop “ ismindeki etkinlikler de gerçekleşti. Katılmaz mıyım hiç? Hocamızın öğrettikleri doğrultusunda şeker hamurundan figürler oluşturduk ve bir deniz kızı yaptık. Eğlenceli bir deneyimdi. Bunu da tavsiye ederim, hep çocuklara olmaz, kendi içimizdeki çocuğu da mutlu etmeliyiz.

Tüm bu artıların yanında ufak birkaç eksiden bahsetmem gerekirse çöp ve su diye yanıtlarım. Böyle güzel bir organizasyonda daha fazla çöp kutusu olsa güzel olur, çocuklarımız da yere çöp atmama bilinciyle yetişmeli nihayetinde. Su konusuna gelirsek de, ayrı bir su standı olmalı diye düşünenlerdenim. İnsanlar sürekli susuyor ve birkaç yere su almaya gitmekte zorlanıyordu. Büyük bir su standı olsa ve orda su satışı gerçekleşseydi çok güzel olurdu. Bir festivalin eksikleri aslında çok güzel bir amaca yönelik olur hep,  yapıcı eleştirilerle bir sonrakinde iyileşerek karşımıza çıkar ve böylelikle daha kusursuz hale gelir.

Sonuç mu?
Çikolataya doyduk!
Temiz hava almak, doğayla iç içe olmak, müzikle ruhunuzu ve çikolatayla kendinizi beslemek isterseniz şüphe etmeden gidin derim. Bu sene kaçtıysa seneye kaçırmayın, böyle sosyal ve kültürel etkinliklere hepimizin ihtiyacı var. “Zamanım mı var yavrum? Nelerle uğraşıyoruz.“ demeyin, 30 dakika bile dursanız, kendiniz için en büyük ödülü vermiş oluyorsunuz. Unutmayın ki değerlisiniz.

Not : “ Hayatınızın festival tadında geçmesi dileğiyle. “ 

Sağlıkla Kalın!

Gıda Mühendisi

Nermin Özge Bilge