Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Blog
 

Kaç yaşındasın bakim?

Kaç yaşındasın bakim?
 

Yangın olur biz yangına gideriz! http://www.feurwehr-vorst.de/bilder


-İşte bu kadar!

…Bana kaç parmağını gösteriyorsun?

-Üç!

… Sana hediye aldılar mı?

- Verdiler!

…Bakabilir miyim?

-Bak; ama onlar benim. Bugün üç yaşıma girdim onun için tüm bu armağanlar.

Yaşam çiçeklerini tanıyor musun? Hani “Bloğun haylaz sınıfının (26.11.2007) sahibi” İşte onun hediyesi:

Uç Bey Sokak, Edirnekapı İstanbul- http://blog.milliyet.com.tr/BlogNo=128092

Dur daha bitmedi bana aynı hediyeyi alan arkadaşlarımı da sana tanıtmak istiyorum:

Yolun diğer yarısı, onun “ Anadolu Kağnısı” var. Hiç gördün mü? Yaramaz çocuklar o Kağnıya binemiyorlar! Sen uslu musun? O zaman seni de bindirir.

Tatlı Kız: “Çantadaki bebeğini 22.2.2009” çok beğendim. Ben de o bebekten istiyorum ama ben artık büyümüşüm, o yüzden bana bebek almıyorlar.

Okan arkadaşım da bana aynı hediyeyi alanlardan “ Almanya’nın sokaklarını Türk isimleri süslüyor 5.2.2008” der durur ama ben hepsini görmedim sen gördün mü?

Ümit diye bir abim var, arada bir saçımı çekiyor ama ben onu çok seviyorum; onu sen de tanırsın “ Karartma gecelerinin penceresiz çocuklarınla 14.7.2008” oynuyor, çocuklar onu o çocukları çimdikliyor! Korkma birbirlerini ısırmıyorlar; ısırır gibi yapıyorlar!

Tam beş tane oldu aynı hediyeden doğru saydım değil mi?

İsmini çok sevdiğim arkadaşım Gülname “Evde Kalmak 23.12.2007” http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=82177 Çok hoşuna gitmiş bana da almış. O hep evde kalmıyor radyoya da gidiyor ama “İbibikler öter ötmez dönüyor 20.2.2009”

Aşureyi seven Ayten arkadaşım; Gülname’nin aldığı hediyenin aynısını getirmiş; “Evde Kalmak 23.12.2007” Ayten çok becerikli onun Aşurelerine bayılıyorum.

Can Sabiş’im var ya işte onun hediyesi de burada; şimdi bunlar küçük fideler büyüdüklerinde ağaç olacaklar. “Bir gazetenin fidanları 11.4.2007” http://blog.milliyet.com.tr./Blog.aspx?BlogNo=35089

O çok akıllı onun için, arkadaşları hep “Kocaman Çocuklar” Hepsini tanıyorum ama hepsi benimle oynamıyor çünkü ben Sabişim kadar büyük değilim.

(5.11.2008) Özgür Martıları olan Nilgün Akad arkadaşımın hediyesini sana göstermek istemiyorum belki canın çeker de ondan. Gücenmedin değil mi?

Neşem “Ülkem iki teker üstünde ve çeyrek asır” http://blog.milliyet.com.tr./Blog.aspx?BlogNo=72135 getirmiş çok cici tekerlekler ama “binmek istiyorum” diye ağlıyor. Olur mu? O benim.

Bu Neşe arkadaşım annesine “ Yine Naime teyzelere gidelim 22.11.2007”

Diyormuş; annesi kızım her gece her gece olmaz diyormuş, Neşe dinlemiyormuş!

Daha bitmedi gitme! Beran Uzer arkadaşımın da hediyesi “ Müzik aşkına yaşasın Neşter” http://blog.milliyet.com.tr./Blog.aspx?BlogNo=49853

O yazı yazmayı öğrenmiş “Ruh eşi zırıltısı ile kafalanan kadınlar 22.7.2008” Ne demek istiyor? Sen anladın mı? Ben anladım. O zırlayan zırvalayan çocuklarla oynamak istemiyor.

Bir de şu hediyeme bak da öyle git: Benim bu arkadaşım çok meşhur oldu onu televizyonda gördüm. Onun adı Gülsüm Tıknaz. Bak ne kadar güzel masmavi yumuşacık bana Tuna’yı getirmiş. “Tuna Nehri akmam diyor” http://blog.milliyet.com.tr./Blog.aspx?BlogNo=126880

-İşte benim doğum günü hediyelerim bunlar sen de beğendin mi?

… Evet, çok güzeller! Doğum günün kutlu olsun! Adın ne bakim senin?

- Teşekkür ederim,Nobody!

2.Mart.2009 Berlin

B’anketime katılanlara kucak dolusu sevgiler, teşekkürler.

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..