Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kader mi gerçekten?

Kader mi gerçekten?
 

Kaynak:imageshake.us


İnsan üzülüyor haliyle; kömür ocaklarında patlamaların yaşanması ya da göçüklerin meydana gelmesi iş kolunun riskleri arasında ise önlemlerin alınması da gerekiyor, lakin bazı ülkeler bu önlemleri alırken bazı ülkeler ise geçiştiriyor!

Geçiştirirken de “Kader işte…” denilebiliyor…

Ama nedense bunu diyen kişiler şahsi korunmaları konusunda kendi bedenlerini bu ilahi kadere teslim etmeyi tercih etmiyor!

Şili’deki kurtarma operasyonunu gıpta ile izlerken, özellikle de önceden alınan önlemleri ibretle izlerken kaç madenci eşinin, çocuklarının, ana ve babalarının yürekleri yanıyordur, kim bilir?

Kaç yaşayan madenci kahrolmuyordur kaderine…

Benim canım yandığına göre, onlarınkini varın siz düşünün!

******

Fındık kırma makinesine kapılıp da paramparça olan genç bir kızın haberi vardı bir önceki gün, içi eziliyor insanın; Allah rahmet eylesin, ne kendisi ne de ailesi ve sevenleri yerinde olmak ister insan!

Haberde şöyle bir detay vardı: Türbanı önce, sonra da eteği makineye sıkışmış, devamı malum…

Oysa o makinelerin kullanımı sırasında bone takılması ve etek giyilmemesi gerekiyormuş; hatta fotoğrafta da gördüğümü haber de doğruluyordu ki diğer kadınlar da etekliydi!

Başlarında bone yerine örtüleri vardı; peki bu bir kader miydi?

Neden kuralların kötülüklerine işlediğini sanır bazı ülkeler, mesela trafik kurallarını da ihlal etmede üstümüze yoktur bizim; sahi kaç ülkede “Çimlere basmayınız!” yazar, mesela?

Kızımız kurala uymamış, işveren hoşgörü göstermiş; tahminen din inancından dolayı pantolon giymeyi reddetmesine ve türbanından vazgeçmemesine, sonuç ise pek vahim: Ne kurala uymayı reddeden ne de hoşgörü gösteren haklıdır şu an itibariyle!

******

Et ithalatında da yeni bir karar çıkmış, sağlık açısından gerekli olan testlere tabi tutulmayacakmış artık; zira gereksiz yere gümrüklerde beklemelere neden oluyormuş!

Gerekçe de “Nasıl olsa ihraç ederken bu testlerin yapılıyor” olmasıymış…

Biz de gıda ihraç ederken belli belgeler alıyoruz ancak Rusya gibi gıdaya çok ihtiyacı olan ülkeler dahi yapılan testler sonucunda gıda endeksine uymayan değerler sonucu iade ediyorlar bazı mallarımızı; hatta sonra o gıdalar bir anda ülkede ucuzlayıveriyorlar!

Sevine sevine yiyoruz, bir güzel!

Bürokrasi bizim güzel ülkemizde pek ağır işler, lakin devler eli ile ithal edilen, hele ki et gibi pek kolay bozulabilen, deli dana, ya da bazı virüsleri taşıyabilen malların testleri ilgili kurumlarca pek de fazla bekletilmez; ilgili bakan arayıverir pat diye, hesabını verecek olan altına yapar vallaha!

Zeytinyağı kolay bozulan bir mal değildir, yine de gümrükte bekletmemenin en kolay yolu uluslar arası bir denetim şirketinden rapor almaktır, ancak et için aynı sistem doğru değildir!

O şirkete gönderilen numuneler ile nakliye sırasında, diyelim ki soğutma cihazı bozuldu bir aracın, bize ulaşan etler aynı verilere sahip olmayacaklardır; muhtemelen işin içine çıkar girdiğinden belki de nakliye şirketi böyle bir sıkıntıdan söz dahi etmeyecektir!

******

“Bekli, ama, tut ki, ya olursa” gibi kaygılar vatandaşını önemseyen ülkelerde ciddi anlamda yer bulurken, neylersiniz ki bizim gibi ülkelerde saçma sapan bulunurlar…

Taa ki önemli birilerinin başına gelene, ya da medyada ses bulana kadar!

Bu durumda dahi rahatlıkla bir sözü sarf edebilir bir başbakan “Kader işte!”

******

Hemzemin geçitler nasıl ki bir kader değilse, CE etiketli bir mamulü satın aldığımızda nasıl ki, bizi pek bir güldürse de, olası her türlü yanlış uygulamalar, yanlış yerlerde bırakılmalar sonucu doğabilecek zararlar açıklanıyor ve gerekli tedbirleri almamız sağlık veriliyorsa…

Nasıl ki başbakan kendi kaderini riske atmıyor ve koruma ordusuyla dolaşıyorsa; biliniz ki kader diye bir şey vardır lakin önemli olan riskleri azaltmaktır!

Riskler kontrol altına alındıktan sonra ancak “Kader” denilebilir, yoksa diğer türlüsü cinayetten farklı değildir!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..