Kader nedir? Kader kuşu ve şeytan'ın (nefsin) kader anlayışı nasıldır?

Geleneksel İslam'da "Alın Yazısı" ve "Mukadderat" kelimelerini çok duyarız. Özellikle kötü olaylar olduğunda yüreğe su serpmek için ve ölen bir kişi üzerinden kalbe kanaat getirmek için söylenir. Kader konusu İslam'da en çok konuşulan tartışılan konulardan olmuş. Kuran kader konusunda çok önemli bir ayetle açıklık getirmektedir.

"Biz onların kuşunu boynuna doladık" Isra 13 (Ayet'in Orjinal Çevrisi)

"Biz insanın kaderini çabasına bağladık" Isra 13 (Ayetin günümüz çevirisi)

İlkel Arap toplumunda onların daha rahatça anlayabilmeleri için o toplumun deyim ve kültürlerinin Kuran'a yansıdığını görmekyetiz. Nasıl ki bugün EKONOMİ terimi ilkel Araplarda EKİN(Buğday) üzerinden anlatılmışsa "KUŞU ( AMEL-EMEK) Boynuna Dolamak" ise günümüzün KADER'i olarak anlaşılmalıdır.

Kader tarih boyunca kimine göre değişim ve gelişimin insanın sırf kendi çabasıyla olabileceği iddiasıdır, kimine göre ise sadece ALLAH tarafından yazılan Lehvi Mahvuz Senaryosunun oynanmasından başka bişey değildir.

Bu iki görüştede yanlışlık vardır.

Mesela;

Kişi bazen ne kadar çabalarsa çabalasın hayatında göze değer maddi veya manevi bir değişim ve gelişim olmayada biliyor. Kişi bazen çok az bir çabayla ister maddi isterse manevi olarak çok daha fazla gelişmiş bir seviyede olduğu da görülebilmekte.  

Aslında Laik-seküler düşünce insanın kendi çabası ve emeği ile kurtulacağını gelenesel islama göre daha fazla öncüller.

"Kadercilik" ise ne yaparsan yap kaderini değiştiremezsin diye de anlaşılmaktadır. 

Düşünme geniş ve büyük bir tavaf olsun diye birbirine muhalif gibi görünen iki parçadan oluşan Beyni vermiş Allah ve tüm karar noktasını da ALIN kısmına yerleştirmiştir.

Kader kuşunun SOL kanadı: Kader insanın düşüncesidir, düşünce emeğidir. İnsan önce düşünmelidir. İnsanın sol beyni detaycı şüpheci ve sorgulayıcıdır. Bu beynin işlevi insanı kötünün inkarına hazırlamalıdır iyinin değil. Bu konuda terazi ADALETTİR.  Kuran, insanı Tevhidin dört paradigmasına göre düşünmesini sağlar. Düşünürken bu iki paradigma devreye girer ilk önce, ADİL ve SORUMLUdur SOL BEYİN. Öyle olmalıdır. Olmazsa Şeytan gibi "Beni sen saptırdın" der Allaha ve isyan eder.

Kader kuşunun SAĞ kanadı: Kader insanın duasıdır. İnsan elinden gelen herşeyi adil ve sorumlu olarak yerine getirdikten sonra sonucun HAYIRLI olabilmesi için de AHLAKLI ve Vicdanlı düşünmesi süreci yaşaması ve DUA etmesi gerek. Bu hem emeğin sürecinde gereklidir hemde sonucun hayırlı olmasında gereklidir.

Dua insanın kendi kaderini belirlemede en etkin ikinci unsurdur. İlk unsur ÇABALAMAK, Emek Harcamaktır.

Sol kanat (AMEL) Emek, sağ kanat ise Dua'dır. Ayetteki Kader kuşunun aslında iki kanadı da budur ve bunlar olmadan salih ve hayırlı sonuca ulaşmak imkansızdır. 

Şeytan'ın kader anlayışı tıpkı geleneksel İslam topluluklarının ki gibidir.

Şeytan Allah'a "Madem beni saptırdın" derken kadercidir ve kadercilikte Allahı suçlamaktadır. Tıpkı şu linkteki şarkının sözleri gibidir bakışı. http://www.youtube.com/watch?v=fLdPPSCaGIA&feature=kp

Şeytan "Bende kullarını saptıracağım" derken tamamen Sekülerdir. "Ben yapacağım sen bu eylemimde yoksun" seni hesaba bile katmıyorum demektedir.

Esasen kaderci bakış açısı ve her kötü hayırsız sonucu sadece Allaha yüklemek O'nu suçlamak en büyük günahlardandır.

Örneğin Can Dündar; Kendi çelişkisini lütfen dikkate okuyun. 17 Ağustos Depreminde Kaderci idi ama Soma'da Kaderci Başbakan'ı ağır dille eleştirdi.

Can Dündar'ın deprem olduğunda ölen çocuklar için sırf Allahı suçlaması (Ey Allah! Çocuklardan ne istedin!) derken Soma'da ölenlere "Kader" diyen Başbakan'ı ise utanmadan 1999'daki Allah'ı kaderci vizyonla suçladığını unutup Recep Tayyip Erdoğan'ı KADERCİ olmakla suçlamıştı, bariz olan kendi hatasını unutup tüm kadercilere ağır hakaretler etmişti "http://candundar.com.tr/_v3/index.php#!#Did=26693".

Nasıl? İyi mi?

İşine geldiğinde Kadercisin işine gelmediğinde kaderci değilsin. 

Bu Şeytan'ın, Nefsimizin çokça yaptığı birşeydir. Can Bey değerli gazetecidir ve zekidir. Onun üzerinden anlatmamın nedeni bu konuda bariz hataya düşen öne çıkan Bir Kişilik olduğu içindir. Konunun daha iyi anlaşılması için.

Can Dündar'ı asla suçlamıyorum burada, hepimiz aynı hatalara düştüğümüzü görelim diye anlatıyorum bu detayları. 

Bu yüzden unutmamalıyız ki KADER insanın ne tek başına yürüdüğü bir yoldur nede sadece Allah'ın bizi çeke çeke yürüttüğü yoldur. İnsan SIRAT'I MUSTAKİMİ seçmezse Allah ne yapsın?

Allah Lehvi Mahvuz'da bildiği için yazmıştır bize zorla yaşatmak için de değil.

Çünkü ALLAH KENDİ YARATTIĞI ZAMANIN İÇİNDE OLAMAZ VE BAZI ALİMLERİN İDDİA ETTİĞİ GİBİ "ALLAH ZAMANIN TA KENDİSİDİR" DEMEKTE YANLIŞTIR.

Kader bir kuştur, sol kanadı EMEK sağ kanadı DUA olan. Bu kuşun hedefine varması kanatlarını dikkatle çırparken her kanadını kaldırışında başını aşağı tevazu (alçakgönüllülük) ile eğilmesine bağlıdır. Emek harcarken ve Dua ederken başı öne düşenlerin boyunlarına kuşları onları sıkmadan bağlanır. Diğerlerininki nefes aldırmaz Allah korusun....

Kul emek harcar, çabalar Allah'ta hayrına göre taktir eder. Bunların bilinip önceden yazılmış olmasıda adalete, ahlaka ve sorumluluğa halel getirmez. Ayrıca, Allah zamanın dışında biz ise içide yaşarız.

Anlayanlara selam olsun....

Not: Burada bahsedilen Irk ve Cinsiyet gibi doğumla gelen seçemediğimiz MUTLAK Kader değil "Allahın sunduklarına bizim tercihsel yaklaşımımızın sorumluluklarını Allaha yıkmayı kader diye adlandırma eleştirisidir"