Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '10

 
Kategori
Şiir
 

Kadın...

Kadın...
 

Kadın...


Kadın...

Loş bir balıkçı meyhanesi...

duvarlarda küçük dörtlükler

etrafta balık ağları

masada koyu bir sohbet

rakı üzerine, dostluk üzerine.

Karşı masa...

tenha mekanın en dibinde

tek kişilik bir masada

yalnız bir kadın.

baştan çıkartıcı,

müzik olmadan dans edebilen,

kıvrak, işveli, fettan.

Masasında bir kadeh

dalgın gözlerle bakındı

duvarlara, kadehe, deniz kabuklarına

bir ara pencereye, kapıdan giren

çiçekçi kadına,

beyaz peynirinden bir çatal alırken

kendi kendisiyle konuştu biraz

-mırıldanarak-

“nerede o eski lakerdalar”

şöminedeki ateşi seyretti

ağladı bazen, bazen gülümsedi.

Hayatın kıvır kıvır saçlarından sarkarken

şöyle bir savurdu saçlarını,

eski aşklarını anımsarcasına

kadehinden bir yudum aldı

gözyaşlarını içine akıtıp.

Gözlerini kısarak,

bardakta kalan son yudumu çekti.

tekrar açtı gözlerini

hafifçe gülümseyerek,

bardağı ileriye iterken

kendisi geriye doğru yaslandı,

sonra bir şimşek çaktı

sıçradım yerimden,

bardaktan boşanırcasına bir yağmur

kadın irkilmeme gülümsedi

gülümsedim kadına.

İçim acıdı...

sustum...

belli etmedim!

“hesap?” dedi garsona,

lakerdaları geride bırakıp

hafifçe sendeleyerek çıktı...

belki günah çıkartmaya

belki de özür dilemeye.

Kadın mı?

hiç tanımadım...

yalnız,

yalnızlığa bir türlü alışamamış

bir çocuktan daha çocuk

bir sirk palyaçosu...

(Erol ASLAN)

 
Toplam blog
: 110
: 811
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

Hayatta iki şey vardır; masallar ve sonuçlar. (Erol Aslan)      ..