Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Kadın Erkek Çekişmeli Şehvet Çekimleri

Kadın Erkek Çekişmeli Şehvet Çekimleri
 

benden


Uyumak için yattığında gene keyifsiz yalnızlıkları yaşamak için uyanacağını bilmek ne can sıkıcıdır di mi? Evli olsan da bu can sıkıcı eziyetten kendini kurtarabilmiş olmayabilirsin. Yanında bedeninden haberdar fakat içindeki hüzünlü yalnızlık kışından habersiz uyumaya çalışan bir can vardır sadece. Belki de yanında uykuya yatan bedendeki yalnızlık da hayatın kendisinden habersizliğine kahreden bir başka bezgin candır. 

İnsanın içinde yarışmaya oynayan yaşam heyecanı ve başarı şehveti sönmeye görsün; kim bilir nerede ve neyle avutur oluruz kendimizi. Hayat bizi avutan birçok oyuncak atar önümüze. İşimizdeki başarı, kazanılan para, aşktaki romantik hazlar, sevişmedeki şehvet ateşi, evdeki güven ve huzur, çocuktan gelecek başarı müjdesi ve gururu, barış ve savaşın korkusu ve umudu gibi... Bizi oyalayıp avutan, ancak sahiplenimi tek başına asla yaşamı anlamlandırmaya yetmeyen oyuncaklardır bunlar. Bireysel kazanım ve sahiplenmeyi kendimize en büyük ödül yapmak belki de en büyük hatamız olmaktadır. Çünkü bireysel kazanım başkasıyla paylaşılmadığında kaybetmenin tam da kendisidir aslında…

Dışımızdaki ve içimizdeki paylaşılmamış her nesnede ve olguda biraz daha çok yalnızlaşırız. Kendine olan şehvetin, sevgin ve güvenin başkalarıyla paylaşımlı ilişkiye geçemiyorsa, yastığına anlattığın yalnızlık masalı kendini kendinden uzak tutuşunun yalancı bahanesi olmaya yarar sadece… 

Güzel kadın, şimdi bana ne yapman gerektiğini sormuşsan dinlemen faziletin olsun: Sen ve güzelliğin ya da çirkinliğin; sen ve duyguların ya da duygusuzlukların; sen ve kişiliğin ya da kişiliğine yediremediğin hâllerin hep birlikte tek ve eşsiz bir varoluşun can duyumudur. İçindeki bütünlenmiş kadınla tanışıp barışırsan kendine bir erkeğin gözüyle bakmaktan ancak kurtulabilirsin. Çoğu erkeğin sende öne çıkardığı ve önemsediği şey görünüşündeki estetik seksilikse eğer, her zaman bunu hoş görmelisin. Bir erkeğin sana yönelen bakışının sen “evet” diyinceye kadar masumca bir erkek şehveti kalacağına inanmalı ve güvenmelisin… Elbette ki aynı zamanda cinsel suçlarda saldırganın genellikle erkek olduğunu hatırlatan kuşkuyu da aklına toka yapmalısın. Sen ey kendini arayan güzel kadın! Kadınlığını erkeğe denk getirme gayretinden kurtar kendini. Sen kadın olmayı öğren, bırak erkek kanıtlasın kendini sana. Bedensel güzelliğine yanaşan bir erkeği perişan edebilmek için haince intikam düzenekleri tasarlama. Yiğit bir özgüvenle güzelliğine bürünüp salınmalısın ortalıkta. Sana ait olmayan erkek şehvetinin şerrinden güzelliğini saklayarak korunamazsın. Ancak sana ait olan kadınsı şehvetinle bir intikam tuzağı gibi erkek zaafının önüne çıkmışsan hiç korunamazsın. Kadınlık onurunla birlikte insanlık vicdanın da lanetlenebilir. Çünkü bu yaptığın kadınlığın erdemli şehvetine ihanetten başka bir şey olmayacağı gibi, bunun için ödeyeceğin bedel kendisinden intikam aldığını sandığın erkeğin şehvetine ödül bile olabilir… 

Ve sen er kişi niyetine bıyık çıkaran insan! Genelde beyninden çok penisini kullanmayı hayal eden adam; sen ne arıyorsun? Aradığının ne olduğunu bilsen bile beynini kullanmazsan nasıl bulabilirsin? İçini basan cinsel şehvetin saflığını özgürce yaşamak mı istiyorsun? İstiyorsun da bunun engeli kendin olduğunu bile fark etmiş değilsin. Yüzüne gözüne bulaştırmışsın. Kadına üstünlük taslayan bir kişiliğe bürünmekle kadınların içindeki şehveti gasp edeceğini sanmışsın. Arzuladığın şehvet zevkinin iki bacak arasında saklandığını sanıyorsun. O senin kol gücüne değil, beyninde açan gönül çiçeklerine tav olur koçum! Çünkü bacak arasını sana öz şehvetiyle açması için önce kadının gönlünde güven olup ağırlanmalısın… Eh bu da beyinlerin sözleşmesiyle olasıdır ancak. Kadının erkeği kanatlandıran şehvet sunumunu ancak kadın kendi kalbini senin kalbinle aşkın şerefine tokuşturmuşsa hak edersin. Bu da, güvenilir bir beyin ve ahlâk olduğun inancıyla sana şehvetinin ön izlemesini açan kadına dürüst kalmanla olasıdır. Aradığın sadece iki bacak arasında bir şehvet yuvasıysa, kadının intikam şerrine bulaşmanın da âlemi yok; gelin gibi silikondan yapma kadınlarımız var artık. Genelevden tırsıyorsan, al bir silikon kadın da namusunla çek doyuma  cinsel şehvetini…

Zevk almadan taraf olarak katıldığı ve sık sık şişme silikon kadın gibi erkeğin koynuna girmesi kadını sinir hastası yapabilir. Kadının erkek gibi kısa zamanda sekse hazır olamadığı, ve bunun dikkate alınarak ön sevişme dediğimiz sürenin mutlaka olması gerektiği uzman görüşüdür; ancak çoğu erkek bunu gereksiz bir oyalanma sayar, sadece kendi ihtiyacını görme eğilimine girer.

Kendinizi kadınların yerine koyun lütfen; devamlı zevk alamadan başlayıp biten bir sevişme arzu edilir bir şey midir? Lütfen seks için önce sevişin; bedenlerinizden önce ruhlarınızı birleştirin; eşinizin bu zevki tatmasına onun da mutlu olmasına fırsat tanıyın; sabırlı olursanız kadın da sizi tüm dişiliğiyle cinsel hazzın doruklarına taşıyacaktır. Yersiz bahaneler üretmeyen, sinir hastası olmayan, rol yapmayan, sevişmeye istekli canlı bir kadınla seks yapmanın hazzını kendinize lâyık görüyorsanız önce kadının ruhunu sonra tenini okşayın...

İçindeki şehvetli hayvanı uysallaştırmanın yolu, bir kadın avlayıp yesin diye şehvetin önüne atmak değildir. Kadınlar senin hayvanlığından korkuyorlar; sen de kurduğun şehvet tuzağını nasıl da aşk ağıyla ördüğünü anlayacak diye korkuyorsun. Sen hem korkutan hem de korkan bir zavallı mı kalacaksın?

Ne oldu? Şimdi iyice korkup da para pul, ün şan mı toplamaya çıktın içindeki şehveti susturmaya  rüşvet yapmaya? Sen ne yaparsan yap içindeki cinsel şehveti doyuramazsın; ta ki sendeki şehveti bedenin ve ruhunla birlikte kadının şehvetine hizmetçi yapıncaya kadar…

Şehvet tehlikeli bir oyuncaktır. Oynamasını bilirsen sana oyunun zevkini tattırır; oynamasını bilmezsen seni kendine oyuncak eder. Güzel bir oyundur. Ne onu kendine, ne de kendini ona esir etmeden oynamayı öğrenmelisin…

Bir hayvan en çok korktuğu için saldırır ve zarar verir. Bunda hem erkek için hem de kadın için büyük ibret vardır. Kadın erkeğin ve erkek kadının, hatta kadın kadının ve erkek de erkeğin şehvetini korkutmasın; herkes kendi şehvetini sevilesi bir hayvan yapsın… Hayvanlar âşık olmazlar; ancak bildiğim her hayvan ırza geçmeyen namusuyla sevişir…

Aşkın arzusu:

Genelde, kadın, ruhundan bir şey katmadan yalnızca bedeninin isteklerine ayak uydurduğunda bütün "erdemini ve namusunu" kaybettiğini öğrenerek büyümüştür. Kadın binlerce yıldır böyle genel bir beklenti içinde tutulmuştur.

Aşksız bir sevişmenin, bir kadının bilincinin gizli bölmelerinde nasıl değerlendirildiğini, kendisini bundan dolayı nasıl sakladığını kim bilebilir?

Bir kadın sadece sevişmek için değil, "sevmeyi seçtiği erkekle" sevişmek istediği için, bedenin suçlanan arzularına ruhunun “aşk” damgasını vurmuş olur. "aşk" sevişmeyi kutsar, onu ruhun erdemli çeşmesinde yıkayarak günahtan arındırır.

Belki de birçok kadın, seviştiği erkeğe âşık olduğuna, ya da en azından onu sevdiğine kendisini bu yüzden inandırır.

Sanırım her kadın, yalnız kaldığında "Sen aslında orospunun tekisin" diyen kötü kalpli bir cadı çıkartır içinden; ve hiç kimseden korkmadığı kadar korkar ondan. Bu yüzden sürekli olarak onu kandırmaya uğraşır: "Ben sevişmenin hazzı için sevişmiyorum. Ben, onu sevdiğim için onunla sevişmekten hoşlanıyorum” der durur.

İçlerindeki suçlayan cadıyı kandırabilmek için seviştikleri erkeği sevdiklerine inanan kadınlar gerçekten âşık olurlar mı yoksa “âşığı” mı oynarlar? Kadın kendini terk edinceye kadar bence hiçbir erkek bunun yanıtını veremez.

Bence, (bir erkek görüşüyle) iyi bir sevişme aşkın kapısını açık tutar…

Erkekler içlerinde böyle bir “cadı” taşımazlar. Zaten onlar iffet ile sevişme arasında kendilerini bağlayan bir ilişki de görmezler. Bedensel bir arzu, ruhu da yatıştırıp huzura kavuşturan bedensel bir mutluluk bir erkeği bir kadına bağlayabilir mi? Bence bağlar; ancak buna aşk demek haddim değildir. Aslında aşka tanımlayıcı nitelik vermem haddim değildir. Ancak bilirim ki iyi bir sevişme hem erkeğe hem kadına, en azından sevişme anında aşkın tanımını fısıldamıştır. Çünkü, sanılanın aksine sevişme hazzı sadece beden salgılarıyla ilgili bir duygu değil. Güven ve hayal gücüyle de ilgilidir. Sanırım, iki bedeni sevişmenin salıncağından düşürmeden en güçlü sallayabilen güven, yasak elmanın günahını dürüstçe paylaşma hayalidir. Hayal gücü bedenden ve ruhtan önde yürür; yorulmaz, en gizemli ve karanlık yerlere yolculuk etme diriliğini ve arzusunu bedene ve ruha yükleyerek hep önde yürür.

Şeffaf bir güven içinde aynı hayalin peşinde sürekli değişip bir başkası olarak, bir başka bedenin bilinmeyen fakat sezilen mutluluk ürpertilerini yaşayarak, bir başkasının elleriyle kendisini sevdiğini hissederek, çoğalıp kalabalıklaşan kendileriyle bütün bu değişimin “elektriğini” tek bir bedene yüklemek öylesine sonsuz ve tarif edilemez hazlar verir ki bu hazdan vazgeçmek neredeyse imkânsızlaşır.

Bu, aşk mıdır?

Kimine aşktır; kimine sekstir.
Kimine rezillik, kimine pişmanlıktır.
Kimine günah, kimine sevaptır.
Kimine kirlenmek, kimine arınmaktır

Sevişmenin hazzı belki de aşk çölünde bir seraptır.
Belki de, serap sanılıp da geçilen bir aşktır.

Her ne olursa olsun bence bu, aşkın vazgeçilmez bir arzusudur… Ancak aşkın erdemini yüceltmek adına nedense çoğu insan bu arzuyu küçümseyerek sevişme hazzını tam dozunda duyumsamayı es geçer. Sanki âşık olduğu biriyle bedensel arzuyu tatmin için doğal içgüdüsüyle (hayvansı) sevişmesi aşkı aşağılamak gibidir ona... Aşkın arzusuna ihanet bir yanılgıdır bu...

(-aşkın arzusu- başlıklı bölümde, “aşk, seks ve merak” başlıklı bir Ahmet Altan yazısından alıntıları kendi düşünce ve anlatı tarzıma uyarlayarak kullandım)

Muharrem Soyek
** 

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..