Kadın olmak

Doğuran, doyuran, koruyanş kucaklayan, pamuklara sarıp sarmalayan anadır yardır kadın. Kimine göre şiirin adı, kimine göre yemeğin tadıdır kadın. Yaşamın başlangıcı ve devamı için olmazsa olmazımızdır kadın. En büyük dertlerimizin en dertlisi mutluluk ve başarımızın efendisidir kadın. İnsan olmanın en temel unsuru, gözümüzün nuru hayatın can damarıdır kadın. Her türlü zarar görmesine rağmen zarar vermeyendir kadın. Havva'dır. Meryem'dir, Amine'dir, Hatice'dir, Latife'dir. Kurtuluş Savaşı'nda mermi taşıyan, oğlu dağa çıkınca ağlayan, şehit tabutuna sarılmış gözyaşıdır kadın... İnsan nevinin yarısı, yaradılışın vazgeçilmez sebedir kadın.

Kadının toplumda varolma savaşı ne dün bitti nede bugün. Anlayana sessizliğin sesidir kadın... Büyük savaşlarla ortaya çıkan işgücü açığının olduğu dönemlerde kadınlarla bu açık kapatılmış, kadın amele taburları kurulmuştur. (1914- Adana) Yönetimini devletlü erkeklerin oluşturduğu erkek egemen toplumda kadına 2. sınıf vatandaş muamelesi yıllarca süregelmiştir. Gerek ülkemizde gerekse dünyada, yaşamın omurgası kadın, mücadelesini yapmış ve yapmaya devam edecektir. Türkiyenin ilk ve son kadın partisi olan Kadın Halk Fırkası'nın kurucusu  Nezihe Muhittin, kadın olarak güç arayışının , politik bağlılığın ve bilimsel analizin örnek figürü Roza Luxemburg, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü dönemde, kendini iş kadını olarak kabul ettiren Hz. Hatice zorlu mücadeleler sonucu haklarını almış ve değer kazanmışlardır.

Kölelik karşıtlığı ile başlayan kadın hareketi, eğitim hakkı, politik hak, çalışma hakkı, seçme ve seçilme hakkı vb... şeklinde süregelmiştir. Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı 5 Aralık 1934'de Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanınmıştır. Türkiye'de kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, Atatürk devrimleri sayesinde olmuştur. Kadının adının olmadığı günlerden günümüze kadını yücelten, onure eden bütün kadın hareketi önderlerine binlerce teşekkür borçlu köyde, kentte, mezrada en ücra köşede yaşayan bütün kadınlar... Saygıdeğer eş, sabırlı anne, muhteşem ev sahibi, kariyerli kadın, müşfik, mülayim, iyiliksever kadın, ince olmak zorunda kalan, istediğini yiyen, karakter sergilerken, beyni yorulan kadın. Velhasıl daha bir çok şekilde tanımlayabiliriz kadın olmayı. Kısacası zor zanaat kadın olmak.

Hani diyorlar ya  ''adam gibi adam''  ama demiyorlar '' kadın gibi kadın! '' İşte bütün mesele bu. Oysa güçlü olmaktır kadın olmak, sevgi, sadakat ve dürüstlük çerçevesinde eşit ve adil olmaktır. Bedenindeki estetiğin, beynindeki gücün farkında olmamız dileğiyle hoşçakalın...