Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '12

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Kadın ucuz ekmek olarak görülüyor

Kadın ucuz ekmek olarak görülüyor
 

Son günlerde hükümet tarafından gündeme getirilen ve ülke gündemini oldukça fazla meşgul eden, farklı farklı görüşler ile fikir ayrılıklarına yol açan kürtaj yasaklansın mı? Yasaklanmasın mı? sorusuna Ordu KESK Şubesi Kadın Platformu da yazı yayımlayarak hükümete oldukça ağır eleştirilerde bulundu

Bedenimiz, emeğimiz üzerinde, tahakküme  izin vermeyeceğiz! Yıllardır erkek hegemonyası altında ezilen kadının doğurganlığı üzerinde söz sahibi erkek, devlet değildir diyen KESK Ordu Şubesi Kadın Sözcüsü Şahsenem Yaşar “Biz kadınlar; yüzyıllar boyu erkek egemen sistemin cenderesi altında ezildik, susturulmak istendik. Bitkilerle tedavi geliştirdiğimizde büyücü, cadı ilan edilip yakılmak istendik. Köle pazarlarında bedenlerimiz mal gibi pazarlandı. Ait ilan edildiğimiz erkeklerin namusu, bedenimiz üzerinden tanımlandı. Siyasetin, bilimin, edebiyatın kapıları yüzümüze kapatıldı. Toplumsal rollerimiz ataerkil kapitalist sistemin devamı için; annelik, karı’lık, bakıcılık, ev işleri olarak çizildi. Tarlada, fabrikada, atölyede, hizmet sektöründe, evde, emeğimiz sömürüldü, değersizleştirildi.

Bugün 21. yüzyıl Türkiye’sinde AKP Hükümetiyle yeniden şekillendirilen sistem tarafından; kadınların bedeni, doğurganlığı, emeği, kadın kimliği üzerinde yeniden yeniden tahakküm kurulmak istenmektedir. Üretilen politikalar, çıkarılan düzenlemelerde kadınlar yok sayılmakta, yüzlerce kadın şiddete uğramakta, sokak ortasında aleni şekilde katledilmekte, ucuz emek olarak görülüp, insanlık dışı koşullarda, kölece çalıştırılmaktadır.

Neo-liberal muhafazakâr politikaların taşıyıcısı olan Başbakan, kadınları çocuk üretim fabrikası ilan ederek, topluma üç çocuk yetmez, beş doğurun vaazı vermektedir. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nda, sezeryanı ve kürtajı Uludere katliamıyla benzeştirip cinayet olarak tanımlayacak kadar akıl dışı (ucube) fikirlerle karşımıza çıkmaktadır. Bu yaklaşım; kadın bedenine el koyma, kadını yok sayma yaklaşımıdır. Bu yaklaşım; sermayeye ucuz çocuk işçi ordusu yaratma, işyerlerinde kreşleri kapatarak kadının istihdama katılmasını engelleme, kadını anneliğe indirgeme, eve kapatma yaklaşımıdır. Bu yaklaşım Uludere katliamı ile hesaplaşma yerine, üstünü örtme, sorumluluğu üstünden atma yaklaşımıdır. Bu yaklaşım kadınları katil ilan eden, kadın düşmanı bir yaklaşımdır.

Kürtaj; istenmeyen bebeklerin tıbbi olmayan yollarla düşürülmesini engelleyen, dolayısıyla anne ölümlerini azaltmada, büyük etkisi olan tıbbi bir yöntemdir. Kürtaj hakkında karar verecek olan, kadının doğurganlığı üzerine söz sahibi olan erkek-devlet değil, kadının kendisidir.

Sezaryen ise; tıp insanlarının anne-bebek sağlığı açısından değerlendireceği bir doğum yöntemidir. Üç defadan fazla yapıldığında anne sağlığı açısından tehlike yaratan sezaryen oranları AKP Hükümetinin ‘sağlıkta dönüşüm programının’ parçası olan performans uygulamalarıyla, kendi Hükümetiniz döneminde rekor derecede artmıştır. Performans uygulamasında ameliyat puanlarının yüksek tutulması, diğer ameliyatlarla birlikte sezaryen oranlarını da yükselterek Türkiye’yi% 46,6 oranıyla en yüksek sezaryenle doğum oranına sahip 5 ülkeden biri haline getirmiştir.

Biz KESK’li kadınlar; kadınların bedeninin, yaşamının zapturapt altına alınmasına itiraz ediyor, kadınların bedeninin sadece kadınlara ait olduğunun tartışılamayacağının altını çiziyoruz. Kadınların sokak ortasında katledilmesini seyreden, kendi dini referans ve yaşam tarzını topluma faşizanca dayatan zihniyetin kürtajı-sezaryanı cinayetle eşleştiren yaklaşımını kınıyor ve buna karşı mücadele edeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz” diyerek hükümeti tabiri caizse yerden yere vuran açıklamalarda bulundu. Efecan Yılmaz

 
Toplam blog
: 59
: 324
Kayıt tarihi
: 19.04.12
 
 

Çocukluğumdan itibaren sadece izlemeyle yetindiğim haberlerin artık içerisinde bir birey olarak d..