Kadın ve eğitim

Mâlesef kadınlarımız toplumumuzda arzu edilen ve de hakkı olan yerde değil.Türkiye`nin şu anda dünyâ konjüktüründeki içler acısı durumunun en önemli sebeplerinden birisi de kadınlarımızın göz ardı edilerek pasifize olmaları, böylelikle de üretim sürecine yeterince katılamamalarıdır. Bağnaz düşüncelerle okutulmayan, câhil bırakılan kadınlarımız ne kadar üretken olabilirler. Ne kadar kendilerini ifâde edebilirler. Ne kadar kendilerini savunabilirler.

Kadınlarımızın eğitim açısından geri bırakan yobaz kafalar dini bir takım gerekçeler öne sürmektedirler. Dinimiz tam tersine kadında olsun erkekte olsun câhilliğin her türlüsüne karşıdır. Peygamberimiz "İlim Çinde bile olsa gidin alın" demiş. Erkek veya kadın ayrımı yapmamış. Bilindiği üzere Kur`anı Kerim Azimüşşan`ın ilk vahyedilen âyeti "İkrâ" yani "Oku" dur. Burada da erkek, kadın ayrımı yoktur. Minâreyi çalan kılıfını da hazırlar. Beyinlerini örümcek bağlamış, çağdışı anlayışa sahip bu din fukaraları, dini kendi kirli düşüncelerine resmen âlet etmişlerdir. Türk toplumunun çağdaşlığa ilerleme yolundaki adımlarını sekteye uğratmışlardır. Geçmişte bu böyle olmuştur ancak günümüzde de bu bozuk anlayışın puslu yansımaları özellikle kırsal kesimde hâlihazırda mâlesef devam edegelmektedir.

Ulu önder Atatürk, düşmanlarla yalnız cephede değil yurt sathında faaliyet gösteren bu yobaz zihniyetlerle de ömrü boyunca mücâdele etmiştir. Tekke ve zâviyelerin kapatılması ve de laik yönetim biçiminin bu topraklarda hâkim kılınması hep bu mücâdelenin ortaya çıkardığı ürünlerdir. Yapılması gereken bu çarpık düşünceli kimselerle Ata`mızın açtığı yoldan ilerlemek sûretiyle toplumun her katmanında savaşmaktır.