Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kadına uygulanan şiddet ve seçim vaadleri

Kadına uygulanan şiddet ve seçim vaadleri
 

Bu aralar ne zaman akşam haberlerini açsak siyasetçilerin il il dolaşıp halka nutuk attığı vaadlerde bulundugu ve birbirleri ile atıştığı sahneleri izliyoruz. 

Biri çıkıyor muhteşem bir proje ile ile karşımıza, biri evde piskuvet bekleyen masum cocuğunun beklentisini karşılamak için geliştirdiği kartla, biri işsizlik sigorta fonuyla … 

Büyük bir dikkatle izliyor ve de dinliyorum seçim vaadlerini. 

İşte siyasetçilerin seçim vaatlerinden bazıları ; 

-Raylı sistem ağı iki katına çıkacak. 

-Toplam 100 bin konut yapıp ayda 100 lira taksitle verilecek. 

-YÖK’ün yapısı yeniden düzenlenecek.

- 2023'te meslek liselerinin oranı yüzde 65 olacak. 

-Doğu ve Güneydoğu’da baskılara son verilecek, toplumsal barış sağlanacak. 

-ÖSYM yeniden yapılandırılacak. 

-Mazotun fiyatı 1.5 liraya düşecek. 

-Engelliler öncelikli olarak işe yerleştirilecektir 

-Öğrencilere ilköğretim sürecince beslenme desteği verilecektir. 

-Yoksul vatandaşların sağlık sigortası primleri devletçe ödenecektir. 

-2023 yılında İstanbul dünyanın ilk 10 finans merkezinden biri olacak. 

- İstanbul’da Avrupa ve Anadolu Yakası’nda 2 yeni şehir kurulacak. 

- İstanbul’da 3. havalimanını ve 3. boğaz köprüsü yapılacak. 

- İstanbul Boğazı’nın altında raylı sistemin yanında lastikli sistem de yapılacak. 

Sürekli atıştılar birbirleriyle, o onu karaladı, o diğerini… 

Alay ettiler birbirleriyle, söylemleriyle, vaadleriyle, ahkam kestiler, seslerini yükselttiler birbilerine. 

’Hatasız Kul olmaz , hatamla sev beni’ dediler. Dediler demesine de, hatalı söylemleri, kelimeleri affetmediler. 

Bunlar üzerinden siyaset yapıp ‘Ti’ ye alarak birbirlerini, ilerlediler . 

Günlerce aylarca dinledik tüm partilerin secim meydanlarında, ekranlarda, siyaset programlarında, gazetelerde internetlerde vaadlerini. 

Ama biri çıkıpta ' Kadına uygulanan şiddeti' ele almadı. 

Nasıl ele alınsınlarki onlarda haklı ! 

Şunun şurasında secime kaç gün kaldı, birde gündemlerini böyle şeylerle meşgul etmek olmazdı (!) 

Birbirlerine laf yetiştirmekten, birbirlerinin vaadleriyle, agızlarından cıkan sözlerle alay etmekten fırsatmı kaldı Allah aşkına … 

Biri bir laf söyledi, soluğumuz kesilerek bekledik ve kitlendik ekranlara acaba ne cevap gelecek diye . 

Hatırlarmısınız Ayşe Paşalı’nın dramını... 

Nasıl unutulurki !!! 

Siz unutmadınız belki ama ben yinede hatırlamayan ya da dikkate almayan, es gecen siyasetcilerimiz için en baştan hatırlatmak istiyorum . 

’Ayşe Paşalı'nın dramı 2006 yılında başlıyor. Boşanmak için dava açmış aile büyüklerinin araya girmesi üzerine davadan vazgeçmişti. İstikbal Yetkin, Mart 2009’da bir akraba düğününe giden eşi Ayşe Paşalı’nın, dayısının oğluyla dans etmesine çok kızdı. 

Eşini öldüresiye döven Yetkin, kanlar içinde kalan kadına bir de tecavüz etti. Yetkin “cinsel saldırı” suçuyla çıktığı mahkemede “Eşimi çok seviyorum, pişmanım” deyince tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 

Çift Haziran 2010’da da boşandı. Yetkin, 2 ay önce yine kapısına dayandığı Paşalı’yı bıçak zoruyla kaçırıp ıssız bir yere götürdü. 

3 çocuk annesi eski eşini yalvarması üzerine öldürmekten vazgeçen İstikbal Yetkin’in, daha sonra da “Seninle yeniden bir araya gelmek istiyorum. Yoksa seni öldürürüm” diyerek tehdit ettiği; cevap alamayınca da yine evin kapısına 2 arkadaşıyla giderek “Beni eve al, yoksa öldürürüm” diye bağırdığı öğrenildi. 

Paşalı, kızının “Babam 2 kişiyle birlikte seni bekliyor, sakın eve gelme” diye telefonla araması üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu. 

Paşalı “Hepimizin hayatı tehlikede” diye dilekçe verdi. Savcılık ise Yetkin’i gözaltına almadı; sadece Paşalı’yı evine polis otosuyla gönderdi. Ayşe Paşalı bu kez de avukatı Elif Kabadayı Tatar aracılığıyla mahkemeye başvurarak “koruma” talebinde bulundu. 

Mahkeme, aralarında evlilik birliği kalmadığı gerekçesiyle bunu reddetti. 

Bu gelişmeler yaşanırken 7 Aralık’ta Yeni Etlik Caddesi’nin köşesinde bekleyen İstikbal Yetkin, eski eşini 10 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Bir arkadaşının evine saklanan zanlı, arkadaşının polisi araması üzerine yakalandıktan sonra tutuklandı.’’ 

Sadece AYŞE PAŞALI mıydı ? 

Savcılığa başvuru yaparak, "öldürüleceğim" dediği halde dini nikâhlı eşi tarafından 8 kurşunla sokak ortasında öldürülen Arzu Yıldırım.... 

İstanbul Gaziosmanpaşa’da ayrılmak üzere olduğu eşi Göksel Etişgen tarafından boynundan bıçaklanarak öldürülen iki çocuk annesi Fatma Etişgen... 

Eşi tarafından 18 yerinden bıçaklananan Tuğba Ç ve daha niceleri ... 

Savcılığa verdiği dilekçede yaşadığı şiddeti şöyle anlatmıştı Tuğba Ç : 

‘’Bana bıçakla saldırdı. Her seferinde ifadesi alındı serbest kaldı. Savcının yanına gittim. Savcı bana, ‘Herkese koruma verseydik Türkiye’de koruma kalmazdı’ dedi.” 

Haklıydı Savcı… 

İbrahim Tatlısesleri ve diğer sanatçıları , siyasetçileri korumak dururken birde eşi tarafından 18 yerinden bıcaklanan, savunmasız , kimsesiz Tuğba Ç.’yi mi koruyacaktı Allah aşkına … 

Ho hoooo şiddet gören , bıcaklanan , ölümle tehtit edilen her kadını koruyacak olsa ‘’Türkiye’de koruma mı kalırdı’’ ünlülere, siyasetçilere ve diğer zatı muhterem BÜYÜKLERİMİZE. 

Lütfen ama herşeyi Devletten beklemeyin… 

Mesela gidin bir karete yada aikido kursuna kendi kendinizi korumayı öğrenin dimi ama (!)

"Devlet, kadınları şiddetten korumakla yükümlü" mü ? 

Sorarım seçim vaadleriyle dolu parti liderlerine... 

Ayşe Paşalı'nın ölümünde, hükümeti birinci dereceden temsil eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın birinci dereceden suçu var mıdır ? 

Yoksa yeni doğmuş bir bebek kadar saf ve masum mudurlar ? 

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın Ayşe Paşalı ile ilgili yaşanan olaydan sonra 'Bu olaylar münferit olaylar' şeklindeki açıklama yapması ise utanç verici bir durum mudur yoksa Sayın Kavaf’ın şanından mıdır? 

Demokrasi lafını ağzından düşürmeyen hükümetimiz ve hükümeti birinci derecede temsil edenlerin kadınları korumak yerine cinayetleri münferit göstermeye çalışması nasıl bir trajedidir? 

Hiçbir siyasetcinin gündeminde ’ Kadına uygulanan şiddet 'Kadını koruyan bir yasa’ mevcut değildir. 

Biri gelir 3. Köprüyü kurar, bir gelir 100bin konut yapıp ayda 100lira taksitle ödeme vaad eder, biri gelir Yoksul vatandaşların sağlık sigortası primleri devletçe ödenecektir 'der. 

Sen kadına şiddet yasasını hayata geçirmezsen , şiddetin adına ‘münferit olaylar dersen’ ve hatta demesine göz yumarsan bu sözleri sarf edenin adına da AİLEDEN SORUMLU DEVLET BAKANI dersen , neylesin o aile, içinde 100 tl taksitle oturdugu evi , neylesin sağlık sigorta pirimlerini, neylesin 3. Boğaz köprüsünü … 

Neylesin Yazı … Neylesin Baharı … 

Geçenlerde Nietzsche bir sözü ilişti gözüme… 

GÜNÜN SÖZÜ olsun bizlere ; 

‘’Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!  

Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!’’ 

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..