Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Üç Silahşörler, üç büyükler ve diğerleri .

Üç Silahşörler, üç büyükler ve diğerleri .
 

Artık ne televizyon izleyesim ne gazete okuyasım var. 

Selahattin Duman sinir olurdu duysa bu cümlemi ama üzgünüm sinir olduğunuz o cümleyi kuracagım ... 

‘ Artık çok sıkıldım ‘ 

Ama ne hayattan, ne yaptıklarımdan ... 

Artık cok sıkıldım sürekli ekranlarda siyasetçilerin vaad, nutuk ve tartışmalarını izlemekten, en az gece hayatında, magazin sayfalarında, sürekli biribiriyle atışan insanları görmekten sıkıldığım kadar ... 

Seçime günler kala daha da hararetlenen, bazen hırsla bazen öfkeyle dolan seçim konuşmalarını dinlemekten çok sıkıldım... 

3 silahşörler diyorum ben onlara ... 

Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli ... 

Hırslarına öfkelerine yenik düşüp bazen, ısrarla görmezden geldikleri gerçekleri herkesin bildiği ama bilmezden geldikleri gerçekleri artık görmelerini temenni ediyorum. 

Bilir misiniz Avrupalılar bizi neden almaz birliklerine çünkü biz hala 3. Dünya ülkesiyiz onların gözünde ... 

Bilir misiniz Avrupalılar neden korkar neden daha Türkiye’ye gelmeyen bir turist kafasında türlü türlü senaryolar kurar İran’la özdeşleştirir bizi... 

Ön yargı mı ? 

Neydi peki bu ön yargıyı oluşturan sebep ? 

Türkiye’yi sadece İstanbul, Ankara, İzmir’den ibaret sanan canım liderlerimin tutumlarıydı belki buna sebep. 

Bir Ülkenin 2 saat uzaklıkta ki şehirleri arasında büyük eğitim, imkan ve koşullar farkının olması bir ülkeyi 2 ye bölmek için yeterli bir sebep değil midir? 

Aylardır dinliyoruz ya secim vaatlerini hani 3. Havayolu geliyormuş hoş geliyormuş, 3. Köprü geliyormuş sefalar getiriyormuş da artık Belediye Başkanı gibi davranmaktan vazgeçseniz diyorum ... 

Hepimiz hatırlarız Bahçeli’nin Piskuvet kelimesiyle dile getirdiklerini, cevap Erdoğan’dan hemen gelmişti ‘bizim çocuklarımız piskuvet, çikolata olayını çoktan aştı artık baba bana bilgisayar al diyor ‘ 

Iyi diyor, hoş diyor hatta koca bir alkışı hak ediyor da, hangi kitlenin cocukları babasından bilgisayar istiyor... 

Geçen senelerde üyesi oldugum Kayak Portalı bir yardım kampanyası başlatıp tüm üyelerle görselleri paylasmıştı. Hakkari’de bir okul ... 

Adı okul, 1 odası var, 1 den 5 inci sınıfa kadar tüm öğrenciler 1 odalı okullarında 1 öğretmenle sobayla ısınarak eğitim almaya çalısıyorlar. 

Çocukların fotoğrafları daha dramatik ... 

Kar, kış kıyamet, boylu boyunca yağan karda önlüğünün üstüne giydiği yırtık bir el örgüsü hırka, yırtık ayakkabı, masum bir bakış, koca bir yürek ... 

Baba bana bilgisayar al diyecek durum da yok ortada çünkü bilgisayarın ne olduğunu henüz bilmiyor... 

Okula geliyor yırtık ayakkabılarıyla soğuğa inat ... 

Çünkü okumak istiyor. 1 öğretmen, 1. Sınıfı da 2. Sınıfı da 3 ü de 4 ü de aynı anda sevgiyle, aşkla, görevine olan saygısıyla okutmaya çalışıyor... 

Öğretmen koşulsuzluklar sebebiyle çaresiz... 

Yardımda toplanıp alınan montları, ayakkabıları, kıtapları, defterleri görünce cocukların yaşadıkları sevinç fotograf karelerinden dışarı taşıyor yürekleri ısıtıyor ... Bu sadece küçücük bir örnek ... 

Hakkari mi sadece ... Van, Diyarbakır, Urfa, Kars ... Ülkedeki şehirlerin yarısından fazlasını sıralarım sizlere. 

Kulağımda o klişe söz ‘’Hangi biriyle ilgilenecek hükümet ‘’ 

‘ Kadına şiddet konusunda değindiğim yazımda eşinden yediği dayakla ve bıcaklı saldırı sonrasında devletten yardım isteyen kadına Savcının, ‘Herkese koruma verseydik Türkiye’de koruma kalmazdı’ deme şekli misali. 

Doğruya 3. Köprü, 3. Havayolu, hızlı trenler, yeraltı geçitleri, muhteşem İstanbul projeleri, muhteşem Ankara projeleri varken hangi biriyle ilgilensinler ki ... 

Sorarım iktidar olmak isteyen tüm liderlere ... 

Seçim dönemi harici en son ne zaman ziyaret ettiniz Doğu Anadoluyu, Güney Doğuyu ... 

Haberler haricinde tanık oldunuz mu acaba koşulsuzluklar sebebiyle, hastelerin olmayısı sebebiyle ya da hastane adında binaların olup da içinde doktor olmayışı sebebiyle ölen insanlara, tanık oldunuz mu yakınlarının acılarına. 

Televizyon ekranları haricinde tanık oldunuz mu odun olmayınca ısınamayan 1 odalı okullarında 1 öğretmenle eğitim görmeye çalışan 3. Sınıfa gelip hala okumayı öğrenemeyen çocuklarımınızın dramına ... 

Avrupa birliğine alınmıyoruz çünkü onlar bizi Türkiye olarak bir bütün görüyor siz göremesenizde . 

Doğusuyla batısıyla güneyiyle kuzeyiyle ... 

Babasından bilgisayar isteyen çocuk da senin ülkende, yiyecek bir lokma ekmek bulamadıgı için ölüme terk edilen, giyecek bi ayakkabısı olmadığı için yırtık ayakkabıyla yürüyen, çocuk da senin ülkende,  

Malum kozmopolitan bir şehir her sene de mitoz bölünme gibi çoğalıyor insanlar . Yaşadığı şehrin İmkansızlıklarından olsa gerek büyük şehirlere kaçışıyorlar, çoğaldıkca çoğalıyorlar , çoğaldıkça ihtiyaç artıyor . 

3. köprüye 3. Hava yoluna ihtiyaç duyan insan da senin ülkende,  

Yollar kötü, kış kosulları geçit vermediği için, yolda kalıp çocuğunu yolda doğuran kadın, yolda ölen hasta da senin ülkende,  

Tablet kitap diye birşey cıkacakmış, ne yalan söyleyeyim bu muhteşem fikirlerinizi taktir etmiyor değilim, teknoloji, yenilik her gelişen ülkeye lazım, lazım ama Elektonik kitap kullanacak çocuk da senin ülkende ,  

Değil kitap, defter, yazacak kalem bile bulamayıp kalem yerine kömür kullanan çocuk da senin ülkende ... 

Sorarırım size bir taraftan baba bana bilgisayar al diyip en iyi koşullarda okuma fırsatı bulan elektronik kitap kullanan, bir taraftanda okula gidecek yolu olmayan, kitabı defteri öğretmeni olmayan en ağır koşullarda okumaya direnen iki çok uç yaşam yaratmak İnsanları bölmek değildir de nedir . 

3 büyük şehre yatırım yapıp geliştiren 2 yetmez 3 tane ‘3 te yetmez 5 tane 5 te yetmez 7 tane var ver ver ver ‘’ diyen, bu şehre yeni bir proje lazım diyip, bizim çocuklarımız çikolata biskuviye muhtaç değil bilgisayar istiyor babasından derken. 

Daha yolu olmayan köylerinde kasabalarında şehirlerinde, kışın ağır kosullarında yollarda mağdur kalan, hastanesiz , doktorsuz, okulsuz öğretmensiz kaldığı gerçeğinden uzaklaşmak nasıl tabir edilir , neyle açıklanır. 

Nedendir bilinmez Avrupa bizi birliğine kabul etmiyor (!) 

Bilim adamlarımız var, köprümüz var, hava yollarımız var, eğlencemiz var, doğal zenginliğimiz var, tarihimiz var, parlak fikirlerimiz var, muhteşem projelerimiz var , var oğlu var . 

Afrika da insanlar açlıktan ölüyor, giyecek ayakkabı bulamıyor . 

2 sene önce Kore gazisi Muharrem Topçu’nun bir barakada açtıktan öldüğünü fotograflayan o kare, Afrika da açlıktan ölmek üzere olan o insanlardan farksız değildi ... 

Kendi Ütopyamızda pardon kendi Etiyopyamızda kavrulup gidiyoruz... 

Beşiktaş Galatasaray Fenerbahçe misali İstanbul Ankara İzmir... 

Ülke yönetimi Futbol turnuvaları misali. 

3 büyüklerle UEFA kupası da alırsın, şampiyonlar ligine cıkarsın. 

Ama bu üç büyükle (şehir) hiç bir birliğe giremezsin. 

Bilir misiniz Doğuda çocuk olmak, batıda ki orta halli bir adamdan daha ızdıraplıdır. 

Bunu Batı bilemez, Batı ancak tartışır...  

Ama Artık Tartışma!!! Birşeyler Yap ... 

3 büyükler için değil 81 şehir için, tüm ülken için birşeyler yap ... 

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..