Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '11

 
Kategori
Güncel
 

Vurulduk ey halkım unutma bizi "Unutma kendini ve de geçmişini"

Vurulduk ey halkım unutma bizi "Unutma kendini ve de geçmişini"
 

Gazetelere göz gezidirirken bir haber dikkatimi çekti ; 

‘’Beyoğlu’nda çift kişilik koltuk krizi ‘’ ben hep başlıkları görünce haberin içeriğini okumadan önce, kurgularım kafamda. Kurguluyorum, kurguluyorum … 

Beyoğlu adı geçmese ‘’Çift kişilik koltuk krizi’’ diye Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nu çift kişilik koltukta yanyana mı oturtmuşlar acaba diye geçirmiyeceğim değil hani aklımdan… 

Nasıl düşünmem ; 

Yıllardır bir sisteme oturtamadıkları ÖSYM, KPSS gibi gençlerin hayatlarına yön veren sınavlarda yapılan yanlışlıklar zincirlerinden sonra protokollerde yapılacak böyle bir olay, beni inanın hiç mi hiç şaşırtmazdı canııııım Ülkemde … 

Ama böyle bir durum yaşansa sonuc ÖSYM veya KPSS sınavında yapılan yanlışların getirdiği sonuçlar gibi ‘Hatasız Kul Olmaz , Hatamla sev beni’ şeklinde mi olurdu yoksa Osmanlı Devletindeki gibi hatayı yapanın kellesimi uçurulurdu onu bilemem (!) 

Hay Allah’ım ya, sonunda Kurgucu yaptınızya beni , Allah müstehakınızı versin emi (!) 

Bırakayım kurgularıda, geleyim bizim Beyoğlundaki koltuk krizinin aslı astarına . 

Haber şöyle; 

‘’Beyoğlu Belediyesi’ne bağlı zabıta ekiplerinin, Mis ve İmam Adnan Sokak’taki kafelerden çift kişilik koltukları kaldırmalarını istediği öne sürüldü. Sevgililer yan yana oturmasın diye Kafe Nero’nun çalışanları Muhammed Şimşek ve Derya Göksu da zabıtaların son bir aydır defalarca dükkâna gelerek koltukların kaldırılmasını istediğini anlatarak, “Bu olay bize geçtiğimiz günlerde yaşanan otobüste öpüşme olayını çağrıştırdı. Böyle saçmalık olur mu? Ekiplere ‘Sevgililer yan yana oturmasın diye mi böyle bir uygulama yapılıyor?’ diye sorunca ‘iyi bir tespit’ yanıtını alıyoruz. ‘’ 

Beyoğlu Belediyesine bağlı zabıta ekipleri evde çift kişilik koltuk ihtiyacı vardı da o yüzden mi aldılar o koltukları yoksa ''Biz emir kuluyuz söyleneni yaparız şeklinde '' aman sevgililer yanyana oturmasın, sarılıp koklasmasın , tahrik unsuru yaratmasın , toplumun ahlak kurallarına türk örf ve adetlerine uysun adamın kafasını bozmasın (!) diye mi uygulandı bu yasak. 

Onu bilmem ama bunu uygulayan mantığın , geçenlerde otobüste birbirlerine sarılıp öpen çifte önce küfredip sonra bagarıp çagırıp otobüsten atan otobüs şoföründen farkı yoktur gözümde ... 

Hafızamı şöyle bir yokluyorum neydi Padişahımız , Sultanımızın getirdiği son dönemdeki yasaklar ; 

Yok yok ben IV. Murat’tan bahsetmiyorum GÜNÜMÜZDEN bahsediyorum. 

Alkol Yasağı … 

Haber söyle cıkmıştı. 

’Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun yayınladığı yeni yönetmelik, içki satışı ve kullanımına bakkallardan restoranlara, seyir yerlerinden açılışlara kadar kısıtlama getirdi. 

Yeni yönetmeliğine göre, catering şirketleri artık davet, organizasyon, konser, sergi ve açılışlara içki satışı yapamıyor. Yeni yönetmelik kır düğünlerini, nişanları ve açık hava davetlerini de etkiledi. Yönetmelik restoranlara da yasaklar getiriyor. Artık restoran sahipleri içkileri sergileyemeyecek, yani içkili tanıtım yasaklanacak.’’ 

İnternet yasakları diğer bi yasak haberi ; 

‘’Türkiye’nin bazı kentlerinde 22 Ağustos’ta yürürlüğe gireceği bildirilen İnternet filtreleme sistemini ve uygulanmakta olan Internet yasaklarını protesto etmek amacıyla gösteriler düzenlendi. Sokaklara dökülen bunca insan ‘’Porno vb yayınları’’ rahat izleyememenin rahatsızlığıyla dökülmedi elbet sokaklara . 

Olay zararlı siteleri filtrelemek değil elbet olsa canımız feda … BTK da elbette yolunu yordamını en iyi bilenlerdendir durum bundan ibaret olsa ama ne acıki filtreleme ve yasak olayı bu zararlı siteler olayı değildir… 

Hafızamı zorlamaya gerek yok Geçmişlerden bi yasak olayı daha geldi aklıma. 

‘’Kom, Nelson, Ay-Yıldız ve Zeki Triko 2007 mayo-bikini modellerinin tanıtımı için mankenlerle fotoğraf çekimleri yapmıştı. Firmalar bu fotoğraflarla hazırladıkları reklamları İstanbul’daki billboardlara (Reklam panosu) ve kent merkezindeki büyük binaların ön yüzlerine asmak istedi. 

Afişlerin binalara asılması için mayocular İstanbul Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’ne başvurdu. ‘’ 

”Tahrik unsuru olur” 

Müdürlük mayolu afişlerin binalara asılmasına izin vermedi. Gerekçe olarak da “Bu afişler ahlak kurallarına aykırı görüntüler oluşturur. Tahrik unsuru olur’’denilmişti. 

Sene 2007 :Mayolu afişler ahlak kurallarına aykırı görüntü oluşturur, Tahrik unsuru olur . 

Ve bu yasaklara bağlı kesimin tepkisi sonrası sene 2011 de yaşanan benzer bir olay. 

''H&M’in mayo ve bikinili afişleri İstanbul’da tepki nedeniyle kaldırıldı. Farklı semtlerde otobüs duraklarında ve billboardlarda yer alan mayo reklamına “vandalizm” ayarı yapıldı. '' 

Bir iş yerini hayal edin yıllardır aynı Genel Müdür ile çalışıyor , sonra yeni bir Yönetici atanıyor ve gelen yönetici gelir gelmez toplu değişimler yapıyor mevcut sistemde , programlarda , çalışma saatlerinde kısaca herşeyde , siz bir çalışan olsanız ne yaparsınız, ben tahmin edeyim tepkiyle karsılarsınız , biraz cesaret varsada toplu olarak karşıda cıkarsınız . 

Ama kurnaz ve zeki yöneticiler ne yapmaları gerektiğini cok iyi bilirler , herhangi bir tepkiye sebep olmamak için önce düzeni kontol ederler , kim nasıl hangi düzende ve ne sekilde çalışıyor sonra çalışanın çıkarına gibi görünen ki bazılarının çıkarına uyan değişimleri yavaş yavaş getirirler, sindire sindire … alıştıra alıştıra … Uyuşmadığı yöneticileri ve çalışanları değiştirirler mesela … 

Varsa kendi ekibini, kendi ekibi yoksa kendi yöneticilik anlayısına uyan kişileri getirmek isterler ve nitekim ya işten kovarak ya istifa ettirerek ikisi mümkün olmuyorsa bezdirme politikaları uygulayarak bir sekilde görevini devretmelerini sağlarlar. 

Yavaş yavaş sindire sindire istedikleri sistemi benimsetirler size. 

Şirket bünyesinde çalıştıkları aracı kurumlarıda (reklam , halkla ilişkiler , danışmanlar vb.) değiştirirler mesela, bi bakmışsınız ki yabancı bir firma gelmiş danışmanınız olmuş ( yabancı ülkelere satılan firmalarımıza örnektir bkz. Türk telekom bkz. Tekel bkz. Borçelik daha cok merak ediyorsanız acınız 22 Agustosa kadar internete bkz., kısıtlama getirilmeden(!) ) 

Sizede kuzu kuzu çalışmak değişime ayak uydurmak düşer bu değişim kurulsal firma kimliğine uyuyorsa ne ala, uymuyorsa geçmiş olsun… 

Bu politikayı takip eden hiçbir iş yerinde şahsım adına bir ayaklanma görmedim , olan ayaklanmalarında getirilmek istenen düzende bir değişim sağladığına kendim tanık olmadım. 

Uymuyormusunuz , yavaş yavaş sindire sindire çogunluğa kabul ettirdikleri düzene karşımı geliyorsunuz, bozuyormusunuz iş akışını 

’ANANI DA AL GİT’ derler , alır gidersin yapacak hiç bişeyin kalmaz . 

Aynı şey her YÖNETİM anlayışında gecerlidir … 

Varın siz uydurun, uydurmak istediğiniz anlayışlara ... 

Birgün bir bakmışsınız Avrupa Birliğine girmek için yıllardır mücadele eden biz, İran toplumunun kaderini daha soft haliyle yaşıyoruz. 

Gidişat iyi değil. 

‘’ UYAN EY HALKIM UYAN’’ ARTIK LÜTFEN UYUDUĞUN O GÜZELLİK UYKUSUNDAN UYAN  

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..